Eğitim Sitesi

Şaşırmak Nedir? Şaşırmak Hakkında Kısaca Bilgi

Güncel Genel Türkçe terimleri sözlüğümüzde Şaşırmak terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Şaşırmak nedir? Şaşırmak ne demek? Şaşırmak hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.

Şaşırmak Terimi Hakkında Bilgiler

Genel Türkçe Terimi Olarak Şaşırmak:

1. Ne yapılması gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak; tanlamak.
"Çok iyi bir kadın, bizi misafir ettiğinde ne ikram edeceğini şaşırıyor."

2. Herhangi bir durum karşısında şaşkınlık duymak; şaşmak, tanlamak, tuhaflaşmak, hayret etmek.
"Senin yalanlarını kulaklarımla dinleyince ben de şaşırdım kaldım."

3. Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek; sapıtmak, tanlamak.
"Allah şaşırmasın, çok başarılı biri olacağına inanıyorum."


Benzer Genel Türkçe Terimleri

Enikonu: İyiden iyiye, iyice, oldukça.
"Enikonu sen masrafları bize yüklemeye başladın."
"Bugün seni dinleyince enikonu meseleyi anladım."

Seçkin: 1. Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan; değme (II), mümtaz, güzide, mutena.
"Sınıfımda senin gibi seçkin öğrencileri görmek beni mutlu ediyor."

2. Bir toplumda saygın ve etkin mevkilerde bulunan ve toplumun eğitim, ekonomi, siyaset, askeriye, din, sanat vb. alanlarıyla ilgili etkinliklerin denetimini elinde tutan (kişi veya grup); elit.
"Düğüne katılacak seçkin misafirlerimiz için hazırlık yapıyoruz."

Kıdemli: 1. Bir işte eski ve deneyimi çok olan.
"Sen kıdemli olduğun için direksiyona geç."

2. Bulunduğu görev veya rütbede hizmet süresi diğerlerine göre çok olan.
"Kıdemli çavuş."

Havadis: İlgiyle karşılanabilecek haber.
"Bu havadis doğru değil."
"Sana bu havadisi kim verdi?"
"Çoktandır senden bir havadis alamadık."

Alıkoymak: 1. Bir süre için bir yerde tutmak.
"Şoför yolcuları uzun süre otobüste alıkoymuş."

2. Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak.
"Beni arayıp ödevimi yapmaktan alıkoyuyorsun."

3. Ayırıp saklamak.
"En taze sütü sizin için alıkoydum."

4. Yoksun bırakmak.
"Müdür bizi böyle eğlencelerden alıkoyuyor."

5. Mâni olmak, engel olmak.
"Annem her zaman beni korur, abimi saldırmaktan alıkoyar."

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Online Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü