Eğitim Sitesi

Gül İle Bülbül Şiiri

Gül İle Bülbül

Gamze dediğin yanakta iki çukur,

Mutluluktan gülerken gül açarmış.

Seherde aşık sevdiğini bulur,

Kanatlanıp kuş misali uçarmış.



Bülbül bir gül ile gül bahçesinde,

Türküler yakar acı var sesinde,

Gül eser, gül kokar, gül nefesinde,

Güler güler, durmaz yine kaçarmış.



Gül, bülbülü şakımaktan yorunca,

Seher yeli mola verip durunca,

Kızgın güneş gül fidana vurunca,

Utanır pembe gül, al al açarmış.



Gülistanda güller açar gülerken,

Koşar gelir bülbül her sabah erken,

Yeni bir sevgili bulayım derken,

Bülbül gülsüz, gül bülbülsüz yaşarmış.



Bülbülün sevdası düşer de dile,

Şen sesiyle öter durur, susmaz bile

Mor menekşe, bir bülbüle, bir güle,

Garip garip, bakar durur, şaşarmış!

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

H.Ahmet AKBAŞ çokkkkkkkk güzel bir şiirrrrrrrrrr

salman paralı çok harika duygulandırdı gibi oldum

İsmet keskin Çok harika.Duyguları en güzel şekilde dile getirmiştir. Gönül sevgisiyle doğa sevdasını birleştirmiştir.
Bu güzelliğin devamını dilerim.

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Ne Sandın

Dört bir yanımıza pusular kurdun

Sessizliğimi hep teslime yordun

Gökten el edip çağıranlar gördün

Yükselen bayraklar iner mi sandın.



Feryatlar, figanlar yürekler dağlar

Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar

Kanayan yaramız kabuk mu bağlar

Verdiğin acılar diner mi sandın.



Dayamış sırtını sarp dağlarına

Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına

Kurşunlar yağdırsan bile başlarına

Kafkaslar korkup da siner mi sandın.



Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim

Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim

Gün gelir atıma yine binerim

Gönlümdeki ateş söner mi sandın.



Bu devran dönecek böyle yürümez

Kararan gözleri korku bürümez

Menzile varmadan inan ölünmez

Alptekin davadan döner mi sandın.


Ahmet ALPTEKİN

Ahlat Size Ağlıyor

Bugün böyle mahzun,

Garip durduğuma bakmayın,

Sitemim var size,

Küsüm de ondan gülmüyorum.

Hayattan vazgeçtim sanmayın,

Hergün yeniden.

Yeniden diriliyorum.



Ama içimde bir hüzün var.

Geçmişe ait özlemim.

Eski günlerimi hatırladım.

Onun için ağlıyorum.



Kardeşlerim Belh ve Buhara,

Selam göndermez oldular.

“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar.

Nur saçardık o çağda.

Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda.

Bizi kimler, niçin ayırdılar?



İlk Türk mührü bana vurulmuştu.

Bizans’a giden yol benden sorulmuştu.

Açılan kapısıydım Anadolu’nun,

Erenler bağının, Yesevi Yurdunun,



Gelen göçleri ben karşıladım.

Ev sahipliği yaptım onlara,

Yavrum diye bastım bağrıma

Onları ben ağırladım.

Ahlatlı olsunlar,

Burda kalsınlar istedim.

Çoğu konup göçtüler,

Yuvadan uçan kuş misali,

Bir bir terk ettiler beni.



Kimi Halep te kimi Şam’da,

Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,

Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.

Ya beşiğini salladığım,

Ertuğrulum. Osmanım nerdeler?

Gözüm yollarda yıllardır bekledim,

Bekledim ama dönmediler.



Van Gölü kabardı, taştı,

Sel gibi akan gözyaşlarından

Ne zamandır haber beklerim

Haber beklerim kardaşlarımdan



Alparslan’ı görürüm bazen,

Beyaz bir at üstünde

Şu karşı tepeden,

Abdurrahman Gazi’den,

Beni selâmlar.

Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.



Mezar taşlarıma bir bakın,

Orhundaki kitabeler gibidir.

Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş,

Ecdat kokan toprağım,

Türkiye’nin tapu senedidir.



Depremler yıktı, yangın kavurdu.

Hazan esti külüm savurdu

Hiçbiri zoruma gitmedi.

Asıl beni vefasızlık vurdu.



Bundandır size sitemim,

Bunun için küsüm.

Eski günlerimi hatırlıyorum,

Kendime değil, size ağlıyorum.

Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,

Geleceğinden korkuyorum.

Kendime değil,

Size, size ağlıyorum.

Ahmet ALPTEKİN

Sevda

Altın sarısı o kumral saçların,

Buğdaysı tenine ne güzel uymuş.

İçimi yaktı yeşil bakışların,

Sevda dedikleri galiba buymuş.



İncecik belinle fidansı boyun,

Ceylanı andırır ürkektir huyun.

Kafkaslı mı yoksa kız senin soyun,

Belli, asaletin yüzüne vurmuş.



Yıllardır aradığım “Seni” buldum,

Bakışlarını bir an hayra yordum.

Usulca yaşınız kaç diye sordum,

Çok yazık benden bir hayli ufakmış.



Yanındakine, kim bu ,diye sordun,

İçime düşen bir ateştin, kordun.

Beni derinden , ta kalbimden vurdun,

Sen de farkettin gözlerim dolmuş.



Hissettim gözlerini çektiğini,

Bana nasıl bir rol biçtiğini.

Anladın aklımdan ne geçtiğini,

Üstelik senin bir sevdiğin varmış.



Niçin burktun bu yaralı yüreği,

Mutluluklar sana iyilik meleği.

Zamansız açan kardelen çiçeği,

O gülen yüzünü gamzeler sarmış.



Elime bir tutam karanfil verdin,

Soyuldu yaram, tazelendi derdim.

Ya ben bu dünyaya çok erken geldim,

Ya da , biri gelmede çok geç kalmış.

Ahmet ALPTEKİN

Gül İle Bülbül Şiiri