Eğitim Sitesi

Hüzünlü Bahçeye Şiiri

Hüzünlü Bahçeye

Hüzün kokar, ağıt yakar türkümüz

Hep ileri, hep ileri çarkımız

Hissedene, budur işte farkımız



Ömür tükense de yaban ellerde

Yeşeren ümitler, beste dillerde



Kırık kırık ümitleri toplayıp

Gâh düz yolda, gâh hendekler atlayıp

Gam izharı, literatürde ayıp



Susuz gezsen bile garip çöllerde

Yeşeren ümitler, beste dillerde



Aşk, muhabbet gizli O'nun adında

Kelimeler, bir ziyafet tadında

Toprağın meyvesi, gizli odunda



Özlemin aşısı, esen yellerde

Yeşeren ümitler, beste dillerde



Tırmanma şeridi, bizim çilemiz

Umut armağanı dolu filemiz

Bu kervan içinde var silsilemiz



Yangının izini, ara küllerde

Yeşeren ümitler, beste dillerde



Ahiret azığı; dua, yalvarış

Yaşamak bir sanat, bitmeyen yarış

Yaşatma sevdası, ne güzel varış



Bir tebessüm, bir neşe var hallerde

Yeşeren ümitler, beste dillerde



Hüzünlü bahçeye, gönüllü girdik

Gönül iki büklüm, başımız dim dik

Fikir atlasını, meydana serdik



Kalmasın takılıp, kimse yollarda

Yeşeren ümitler, beste dillerde





Ali Rıza Malkoç Bursa 22/04/2010

Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri:

Ölmeden Önce

Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini

Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini

Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini

Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Dostluk gerekli elbet, kara günde zor günde

Beklenti içindesin, düşündün mü dar günde?

Boşa geçen geceler, yapayalnız kor günde

Bugün geçti ömürden, silindi aynısı yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Yontulmamış kütükten, sobalık bile olmaz

Pabuç gibi dil ile, muhabbet kabı dolmaz

Ömrü uzundur belki, sanma ki kaktüs solmaz

Nefsini putlaştıran, insanın gönyesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kokarca gibilerin, sermayesi kokusu

Müktesabatı tamdır, çıkamıyor yokuşu

Kanı bir olsa bile, uyuşmuyor dokusu

İğnesi var batırır, göğsünde sinesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Öfke ile kalkanın, zararı hesaplanmaz

Kısa menzilli oklar, sanma kalbe saplanmaz

Bela ve musibetten, ders alır da uslanmaz

Kısır döngü içinde, nakarat var sesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Nerede hata yaptık, diye sormaz mı insan?

Eylemine sözüne, kafa yormaz mı insan? ;

Emir var ötelerden, duyup durmaz mı insan

Gururun son nefeste, su içecek tası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kundağımız beyazdı, kefenimiz ak olsun

Yorganımız topraktan, verimli ve pak olsun

Başlar sessizce yatar, dirilişte dik olsun

Vicdanı lekelinin, kalbinde ibresi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Ali Rıza MALKOÇ 10/04/2011 Bursa



Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

Cânan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan

Pabuç: Ayakkabı

Gönye: Açı ölçen cetvel

Kokarca: Etoburlardan, orta boyda, kendini korumak için düşmanına kötü kokulu sıvı fışkırtan, ince, uzun bir kürk hayvanı

Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler.

İbre: Ölçü aletlerindeki hareketli iğne



Ali Rıza Malkoç




Ali Rıza MALKOÇ

Yazıklar Olsun

Dil verilmiş konuş diye

Satana yazıklar olsun

Bu hamlık, bu çiğlik niye?

Sapana yazıklar olsun



Tüm putları inkâr edip

Sözünden döner mi edip?

Aldanıp nefsine gidip

Tapana yazıklar olsun



Helâlinden geçti bile

Harama katıyor hile

Düşmana gül, dosta gülle

Atana yazıklar olsun



Akmayan sular kokuşa

Kim ister canlar tokuşa

Tüm hedefleri yokuşa

İtene yazıklar olsun



Zulüm karşısında susan

Tebessüm ile kin kusan

Ölmeden altıma kazan

Tutana yazıklar olsun



Yüreği mermerden katı

Sanki gizemli bir kutu

Gülistanda ayrık otu

Bitene yazıklar olsun



Bakınca melek kanatlı

Görünce şeytan sanatlı

Olur mu gübreden tatlı?

Tadana yazıklar olsun



Malkoç Ali sözün yeter

Beterden de vardır beter

Üç günlük dünyayı heder

Edene yazıklar olsun

Edene yazıklar olsun…



Ali Rıza Malkoç

Ali Rıza MALKOÇ

Vasiyetname

Vasiyetnâme (2)

-oğula, oğullara, oğulverenlere –



Vâsi atanırsa, hür iradene

Aklını, fikrini çaldırma oğul

Sorumluluğun var, can varedene

Vazifen yaşatmak, soldurma oğul



Hem dünyalık gözün, hem kalbî gözün

Açık olsun, herkes anlasın sözün

Dimdik dursun başın, hep gülsün yüzün

Su ver fidanlara, öldürme oğul



“İnsan insan” diye yola çıkarlar

İki laf eylesen, sözü tıkarlar

Doğmasa da güneş, eriyor karlar

Hukuksuza pabuç deldirme oğul



Taş üstüne taş koyanlar, taş atmaz

Gönül mimarının, çivisi batmaz

Hakk’ı bilen, halka rağmen dayatmaz

Görgüsüze set ol, güldürme oğul



Acı acı, büyüttük bu ağacı

Meyve değil, zehir sundu ne acı

Dünya nimetleri, başının tacı

Sakın ha olmasın, aldırma oğul



Bahçende yetişsin, çiçekler, renk renk

Gönül harmanımız, gülistana denk

Çeşitlikte huzur, bütünlük ahenk

Gayrısını kalbe doldurma oğul



Nereden Baktığın, nerde durduğun

Önem taşır, hayalinde kurduğun

Kimi matemdedir, kimine düğün

Selâmı-sabahı kaldırma oğul



Çıkmaz sokak, kör düğümde yol aldık

Zulüme denk, horlanmayla hâl aldık

Çiçekten bal, yanan daldan kül aldık

Zirveleşen ruhu, böldürme oğul



Malkoç Ali, Rıza göstermez buna

İnsan haykırmalı, ve çözüm suna

Dünyanın ekseni, kayıyor kana

Despotun çarkını, oldurma oğul



Ali Rıza Malkoç Bursa, 27/11/2010



Vâsi: Akılca noksan veya ölen kişinin tüm hak, yetki ve sorumluluklarını yöneten kimse

Mâtem: Yas, elem, keder, üzüntü

Despot: Baskı ile yönetimi yöntem edinmiş zorba

Ali Rıza MALKOÇ

Hüzünlü Bahçeye Şiiri