Eğitim Sitesi

Sitem Şiiri

Sitem

Ufkumu sardı kapkara bulutlar

Söndü gitti o güzelim umutlar

Kötüler toplanmış halay başına

Ben kan ağlarım, onlar bayram kutlar.



Sormayın gardaşlar yaram derinden

Yoruldum, sıkıldım, bıktım ilinden

Kargalar anlamaz bülbül dilinden

Mor güller kahrolur, kozalar patlar.



Sabır taşım çatladı beklemekten

Gurbet ellerinde hasret çekmekten

Bizlere pay düşer mi hiç gülmekten

Acılarım artar, dertlerim katlar.



Bunca yıldır verdiğimiz emekler

Kimler, kimden, nerde ,bilmem ne bekler

Bir söz ile kırılırmış yürekler

Gönüller burkulur, sineler çatlar.

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

Aşık SEYHANÎ Bu akşam ilk sizin şiirinizi okudum.Siteminizde çok haklısınız.Hesabımıza hep acı düşüyorsa düzeltilmesi gereken çok durum var demektir.Malumunuz: Keser döner, sapı döner;bir gün gelir hesap döner.Umutlu ve mutlu olun.

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Turnalar

Niçin kaçarsınız benden turnalar

Yoksa beni de avcı mı sandınız

Van Gölü’ne konmayın ha turnalar

Avcılar görürse billah yandınız.



Yine dizilmişsiniz katar katar

Akar durursunuz mavi göklerden

Her biriniz derdime bin dert katar

Uğrar geçersiniz bizim ellerden.



Ya sürüyle ya da çift gezersiniz

Bir başına gören olmaz sizleri

Sonsuz göklerde kanat süzersiniz

Görenlerin buğulanır gözleri.



Bizden de selam götürün turnalar

Geçtiğiniz şehire, beldelere

Ağlayın yüz sürün, sürün turnalar

Yolunuz düşerse kutsal yerlere

Ahmet ALPTEKİN

Kader

Dertlerden, kederden kurtulmaz başım,

Yapışır yakama bırakmaz beni.

Aşk ateşi ile tutuşup yanmışım,

Kor ateşler yakmaz, yandırmaz beni.



Ümit veren hem de davetkâr bakar,

Yüreğimde nice ateşler yakar,

Gözlerimden yaşlar sel olur akar,

Kahpe felek bir gün güldürmez beni.



Kendi yolumu ben kendin çizmişim,

Kolayı bırakıp zoru seçmişim,

Yar elinden dolu bade içmişim,

Irmaklar, pınarlar kandırmaz beni.



Dönmedi gitti bırakıp ta gidenim,

Kalmadı dünyada yardım edenim,

Candan soğudu, buz kesti bedenim,

Tipiler, boranlar dondurmaz beni.



Belim bükülür, saçlarım aklanır,

Mirasım yemeye dostlar toplanır,

Bakışları ok ok olur saplanır,

Mermiler, kurşunlar öldürmez beni.



Ahmet ALPTEKİN

Ahmet ALPTEKİN

Ahlat Size Ağlıyor

Bugün böyle mahzun,

Garip durduğuma bakmayın,

Sitemim var size,

Küsüm de ondan gülmüyorum.

Hayattan vazgeçtim sanmayın,

Hergün yeniden.

Yeniden diriliyorum.



Ama içimde bir hüzün var.

Geçmişe ait özlemim.

Eski günlerimi hatırladım.

Onun için ağlıyorum.



Kardeşlerim Belh ve Buhara,

Selam göndermez oldular.

“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar.

Nur saçardık o çağda.

Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda.

Bizi kimler, niçin ayırdılar?



İlk Türk mührü bana vurulmuştu.

Bizans’a giden yol benden sorulmuştu.

Açılan kapısıydım Anadolu’nun,

Erenler bağının, Yesevi Yurdunun,



Gelen göçleri ben karşıladım.

Ev sahipliği yaptım onlara,

Yavrum diye bastım bağrıma

Onları ben ağırladım.

Ahlatlı olsunlar,

Burda kalsınlar istedim.

Çoğu konup göçtüler,

Yuvadan uçan kuş misali,

Bir bir terk ettiler beni.



Kimi Halep te kimi Şam’da,

Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,

Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.

Ya beşiğini salladığım,

Ertuğrulum. Osmanım nerdeler?

Gözüm yollarda yıllardır bekledim,

Bekledim ama dönmediler.



Van Gölü kabardı, taştı,

Sel gibi akan gözyaşlarından

Ne zamandır haber beklerim

Haber beklerim kardaşlarımdan



Alparslan’ı görürüm bazen,

Beyaz bir at üstünde

Şu karşı tepeden,

Abdurrahman Gazi’den,

Beni selâmlar.

Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.



Mezar taşlarıma bir bakın,

Orhundaki kitabeler gibidir.

Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş,

Ecdat kokan toprağım,

Türkiye’nin tapu senedidir.



Depremler yıktı, yangın kavurdu.

Hazan esti külüm savurdu

Hiçbiri zoruma gitmedi.

Asıl beni vefasızlık vurdu.



Bundandır size sitemim,

Bunun için küsüm.

Eski günlerimi hatırlıyorum,

Kendime değil, size ağlıyorum.

Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,

Geleceğinden korkuyorum.

Kendime değil,

Size, size ağlıyorum.

Ahmet ALPTEKİN

Sitem Şiiri