Eş sesli, sesteş Açık kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Açık kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. "Pencereler açık kalmış."
2. Engelsiz, serbest. "Miting bitmeden bu yollar açılmaz."
3. Kolay anlaşılır, vazıh. "Açık konuşmak gerekirse, ben de memnun değilim."
4. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. "Açık renkli gömleği daha çok beğendim."
5. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. "İki mil açıkta bizi bekliyorlar."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ocak (dersimiz.com-15324)
1. Yılın ilk ayı. "Doğum günü 15 Ocak olması gerekir."
2. Yemek pişirmek için kullanılan yer. "Getirin balıkları da bu ocakta pişirelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kuru (dersimiz.com-48111)
1. Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı. "Bu çamaşırlar kuru." "Sobaya iki kuru odun daha atın."
2. Kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı. "Biraz da kuru nane katalım." "Bir tencere kuru fasulye pişirdim."
3. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan. "Bu kuru bölgede yaşanmaz."
4. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem. "Bu çocuk neden bu kadar kuru?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Bere (dersimiz.com-67604)
1. Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük. "Parkta oynarken her tarafı yara bere olmuş."
2. Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik. "Bu telefonda bereler var."
3. Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. "Hava soğuk, bereni takmayı unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kır (dersimiz.com-15318)
1. Şehrin dışındaki dağ, bayır. "İnsan arada kırlara, bayırlara kaçıp gitmeli."
2. Parçalamak, bozmak. "Maç çok zorluymuş, adamın ayağı kırılmış."
3. Beyaz renk. "Babamın saçları kırlaşmaya başladı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bir (dersimiz.com-68214)
1. Sayıların ilki. "Saymaya birden başla."
2. Aynı, benzer. "İkinizde bir giyinmişsiniz."
3. Bu sayı kadar olan. "Bana bir hafta tatil yeter." "Benim sadece bir ödevim kaldı."
4. Tek. "Allah birdir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Tok (dersimiz.com-69021)
1. Aç olmayan, karnı doymuş. "Benim karnım tok, yemek yemeyeceğim."
2. Kalın ve gür ses. "Müdür, tok sesiyle hepimizi azarladı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Zar (dersimiz.com-68643)
1. İnce perde veya örtü. "Kulak zarı hasar görmüş."
2. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. "Hücre zarı geçirgendir."
3. Tavla ve başka oyunlarda kullanılan oyun aracı. "Zar atma sırası kimde?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Top (dersimiz.com-44028)
1. Çoğu spor oyununda kullanılan yuvarlak nesne. "Topunu getir de oynayalım." "Futbol oynarken bana top atmıyorsunuz."
2. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı. "Bana iki top beyaz kumaş lazım."
3. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah. "Ramazan topu patladı." "Bu top 2. Dünya Savaşı'ndan kalmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Tank (dersimiz.com-47166)
1. Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı. "Arızalanan tank yolda kaldı."
2. Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç. "Bu yakıt tankında sızıntı var."

Eş sesli (sesteş) kelime: El (dersimiz.com-15338)
1. Parmaklarımızın bulunduğu organ. "Ellerimdeki lekeleri çıkarmak için çok uğraştım."
2. Yabancı. "Gurbet ellerde perişan oldu garibim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Pas (dersimiz.com-67300)
1. Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde. "Bu çivilerin hepsi paslanmış." "Merdiven yağmurda kalırsa paslanır."
2. Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi. "Bana hiç pas atmıyorsunuz." "Bu gollük bir pas."
3. Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz. "Ben pas diyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sol (dersimiz.com-67922)
1. Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı. "Sol elimle yazı yazamam."
2. Sosyalizme yakın görüşte olan grup. "Benim babam sol görüşlü biri."
3. Müzikte nota. "Sol hangi notalar arasındadır?." "Sol, fa ile la notaları arasındadır."

Eş sesli (sesteş) kelime: Mâni (dersimiz.com-46620)
1. Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel. "Ders çalışmama mâni oluyorsun."
2. Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri. "Sana bir ramazan mânisi söyleyeceğim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Şiş (dersimiz.com-43167)
1. Şişmiş, şişkin. "Uykudan gözlerim şişmiş."
2. Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. "Gel de şu etleri şişe dizelim."
3. Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk. "Bana iki şiş alıver, kazak öreceğim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Açma (dersimiz.com-69563)
1. Açmak işi. "Pencereyi açma." "Çantamı izinsiz açma."
2. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. "Bana da iki açma al." "Gel açma yiyelim."
3. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi. "Bu açma yüzünden ceza aldı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Atlet (dersimiz.com-68717)
1. Kolsuz, askılı fanila. "Sana da iki atlet aldım." "Atletini değiştirmen gerekiyor."
2. Atletizmle uğraşan kimse, atletizmci. "Zamanında ünlü bir atletti." "Bu yarışa katılan atletler kim?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Ses (dersimiz.com-67285)
1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. "Bir ses duyarsan bana haber ver."
2. Duygu ve düşünce. "İçimden bir ses kalkıp gitmemiz gerektiğini söylüyor."
3. Bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. "Biraz vicdanının sesini dinlesen kabul etmezdin"

Eş sesli (sesteş) kelime: Makam (dersimiz.com-15322)
1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır."
2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Saç (dersimiz.com-15326)
1. Başımızdaki kıl yumağı. "Saçlarını kısa kestirmişsin."
2. Etrafa yaymak, saçmak. "Düğünde saçılan paranın haddi hesabı yoktu."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü