Aradığınız eş sesli (sesteş) Açık kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. "Pencereler açık kalmış."
2. Engelsiz, serbest. "Miting bitmeden bu yollar açılmaz."
3. Kolay anlaşılır, vazıh. "Açık konuşmak gerekirse, ben de memnun değilim."
4. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. "Açık renkli gömleği daha çok beğendim."
5. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. "İki mil açıkta bizi bekliyorlar."
Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt
(dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."
Eş sesli (sesteş) kelime: Açık
(dersimiz.com-42943)
1. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. "Pencereler açık kalmış."
2. Engelsiz, serbest. "Miting bitmeden bu yollar açılmaz."
3. Kolay anlaşılır, vazıh. "Açık konuşmak gerekirse, ben de memnun değilim."
4. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. "Açık renkli gömleği daha çok beğendim."
5. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. "İki mil açıkta bizi bekliyorlar."
Eş sesli (sesteş) kelime: Bel
(dersimiz.com-6957)
1. İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm. "O çuvalı kaldırdığımdan beri belim ağrıyor."
2. Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan tarım aracı. "Bahçeyi kim belleyecekse bellesin, yoksa bu belleri alacağım."
Eş sesli (sesteş) kelime: En
(dersimiz.com-43203)
1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik. "Bu dolabın eni biraz uzun oldu." "Bu gömleğin eni biraz kısa kalmış."
2. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime. "En sevdiğim çiçek güldür." "En çok da senin gülüşünü seviyorum." "En nefret ettiğim kişiyle karşılaştım."
3. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. "Tüm koyunlar eksiksiz enlenecek."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yol
(dersimiz.com-15308)
1. Ulaşımı sağlamak için yapılmış yer. "Bu yolu takip edin, tam karşınıza çıkacak."
2. Tüy, saç vb. şeyleri yolmak, koparmak. "Dediklerime dikkat et, saçlarını yolarım senin."
3. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem. "Bu soruyu neden uzun yoldan çözmeye çalıştın?"
Eş sesli (sesteş) kelime: Ocak
(dersimiz.com-15324)
1. Yılın ilk ayı. "Doğum günü 15 Ocak olması gerekir."
2. Yemek pişirmek için kullanılan yer. "Getirin balıkları da bu ocakta pişirelim."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kıta
(dersimiz.com-15319)
1. Büyük kara parçası. "Antarktika kıtasını hep merak etmişimdir."
2. Dört dizeden oluşan şiir. "On iki kıtalık şiiri ezberlemek kolay olmadı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yüzmek
(dersimiz.com-20666)
ı. Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle suda ilerlemek. "Bu yaz, Akdeniz'de yüzmek nasip olmadı."
2. Derisini soymak. "Kurban derisini yüzmek için bir saat uğraştı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Bir
(dersimiz.com-68214)
1. Sayıların ilki. "Saymaya birden başla."
2. Aynı, benzer. "İkinizde bir giyinmişsiniz."
3. Bu sayı kadar olan. "Bana bir hafta tatil yeter." "Benim sadece bir ödevim kaldı."
4. Tek. "Allah birdir."
Eş sesli (sesteş) kelime: At
(Dersimiz.Net-7915)
1. Beygir. "Eşeğe binerim de ata binmeyi beceremem."
2. Fırlatmak, atmak. "Sana şu eskileri kaç kez at dedim, hala atmamışsın."
Eş sesli (sesteş) kelime: Dik
(dersimiz.com-15333)
1. Alt zemine 90° açılı olarak, bir cismi dik durdurmak. "Diktiği kazıkların tümü rüzgârdan dolayı yan yatmış."
2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. "Bu fidanları bir an önce dikmeliyiz, yoksa kuruyacaklar."
3. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak. "Bana da bir yazlık etek dik."
Eş sesli (sesteş) kelime: Saz
(dersimiz.com-68517)
1. Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu. "Göl kenarındaki sazların boyu çok uzamış."
2. Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama. "Ben de senin gibi saz çalmak istiyorum."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kart
(Esra AYDIN-67923)
1. Gençliği ve körpeliği kalmamış. "Bu kart adamla mı evleneceksin?" "Bu biberler kart, bana körpelerinden ver."
2. Kartpostal. "Sana yılbaşında bir kart göndermiştim."
3. Düzgün kesilmiş ince karton parçası. "Bu kartlara isimlerimizi yazacağız."
4. Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık. "Telefonumun sim kartını çıkarmışsın."
5. Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne. "Ödemelerin tümünü senin kartınla yaptım"
Eş sesli (sesteş) kelime: Soluk
(dersimiz.com-68924)
1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes. "İçerisi toz oldu, soluk almakta zorlanıyorum."
2. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk. "Bu soluk kazağı artık giyme."
Eş sesli (sesteş) kelime: Boz
(dersimiz.com-43176)
1. Kül rengi, gri. "Bizim de boz bir eşeğimiz vardı."
2. Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. "Bu saati sana boz diye vermedim."
3. Açılmamış, sürülmemiş (toprak). "Şu gördüğün boz yerlerin tümü bizim."
Eş sesli (sesteş) kelime: Gelin
(dersimiz.com-15346)
1. Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. "Gelinin güzelliği dillere destan oldu."
2. Gelmek eylemi. "Akşama bize gelin de maçı birlikte izleyelim."
Eş sesli (sesteş) kelime: Beyaz
(dersimiz.com-25965)
1. Beyaz ırktan olan kimse. "İnsanları zenci, beyaz diye ayırmak doğru değil."
2. Ak, kara ve siyah karşıtı. "Sevdiğim üç renk; mavi, beyaz, mor."
3. Beyaz renkte olan "Bugün beyaz bir gömlek almam gerekiyor."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yüz
(dersimiz.com-15309)
1. Sayı Olarak 100 "Bu sınavdan da yüz alırsam okul birincisiyim."
2. Suda Yüzmek. "Yaz bitiyor, Sen hala yüzmeyi öğrenemedin mi?"
Eş sesli (sesteş) kelime: Ses
(dersimiz.com-67285)
1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. "Bir ses duyarsan bana haber ver."
2. Duygu ve düşünce. "İçimden bir ses kalkıp gitmemiz gerektiğini söylüyor."
3. Bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. "Biraz vicdanının sesini dinlesen kabul etmezdin"
Eş sesli (sesteş) kelime: Çile
(dersimiz.com-15959)
1. Zahmet, sıkıntı. "Ben sizi okutmak için çok çile çektim."
2. İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti. "Bana kazak için beş çile de mavi ver."
Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.