Aradığınız eş sesli (sesteş) Sol kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı. "Sol elimle yazı yazamam."
2. Sosyalizme yakın görüşte olan grup. "Benim babam sol görüşlü biri."
3. Müzikte nota. "Sol hangi notalar arasındadır?." "Sol, fa ile la notaları arasındadır."
Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt
(dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."
Eş sesli (sesteş) kelime: Acı
(dersimiz.com-19735)
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık
(dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."
Eş sesli (sesteş) kelime: Saç
(dersimiz.com-15326)
1. Başımızdaki kıl yumağı. "Saçlarını kısa kestirmişsin."
2. Etrafa yaymak, saçmak. "Düğünde saçılan paranın haddi hesabı yoktu."
Eş sesli (sesteş) kelime: Soy
(dersimiz.com-69613)
1. Soymak, bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak. "Şu tabaktaki patatesleri soy."
2. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, köken, sülale. "Sen de bizim soyumuzdansın."
3. Cins, tür, çeşit. "Bu atın soyundan bir tay isterdim."
4. İyi ve üstün nitelikleri bulunan. "Bu vatanın evlatları soyludur."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yay
(dersimiz.com-18892)
1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç ya da metal çubuk. "Oku uzağa atmak için, yayı mümkün olduğu kadar gerginleştirmek lazım."
2. Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek. "Kızım, şu sofra bezini içeri yayıver. dersimiz.com"
3. Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan takımyıldızın adı. "Ben boğa, kardeşim Yay burcundan."
Eş sesli (sesteş) kelime: Pas
(dersimiz.com-67300)
1. Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde. "Bu çivilerin hepsi paslanmış." "Merdiven yağmurda kalırsa paslanır."
2. Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi. "Bana hiç pas atmıyorsunuz." "Bu gollük bir pas."
3. Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz. "Ben pas diyorum."
Eş sesli (sesteş) kelime: En
(dersimiz.com-43203)
1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik. "Bu dolabın eni biraz uzun oldu." "Bu gömleğin eni biraz kısa kalmış."
2. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime. "En sevdiğim çiçek güldür." "En çok da senin gülüşünü seviyorum." "En nefret ettiğim kişiyle karşılaştım."
3. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. "Tüm koyunlar eksiksiz enlenecek."
Eş sesli (sesteş) kelime: Açma
(dersimiz.com-69563)
1. Açmak işi. "Pencereyi açma." "Çantamı izinsiz açma."
2. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. "Bana da iki açma al." "Gel açma yiyelim."
3. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi. "Bu açma yüzünden ceza aldı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Bir
(dersimiz.com-68214)
1. Sayıların ilki. "Saymaya birden başla."
2. Aynı, benzer. "İkinizde bir giyinmişsiniz."
3. Bu sayı kadar olan. "Bana bir hafta tatil yeter." "Benim sadece bir ödevim kaldı."
4. Tek. "Allah birdir."
Eş sesli (sesteş) kelime: Soluk
(dersimiz.com-68924)
1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes. "İçerisi toz oldu, soluk almakta zorlanıyorum."
2. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk. "Bu soluk kazağı artık giyme."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yan
(dersimiz.com-69627)
1. Yanmak, ateş durumuna geçmek, tutuşmak. "Soba yeni yandı, az sonra ısınırız."
2. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölüm. "Elif'in yanında otur."
3. Birlikte, beraberinde olma. "Yanındaki kişi arkadaşın mıydı?"
4. Çok üzülmek. "Ben çok yandım, şimdi de sen yan."
Eş sesli (sesteş) kelime: At
(Dersimiz.Net-7915)
1. Beygir. "Eşeğe binerim de ata binmeyi beceremem."
2. Fırlatmak, atmak. "Sana şu eskileri kaç kez at dedim, hala atmamışsın."
Eş sesli (sesteş) kelime: An
(dersimiz.com-70915)
1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası. "Gelmeyeceğini bir an bile düşünmedim."
2. Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme veya onu düşünme; zikretme. "Biz akşam konuşurken seni de andık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kafa
(dersimiz.com-29879)
1. İnsan başı, ser. "Şu bereyi giy, kafan üşümesin."
2. Kavrama ve anlama yeteneği. "O kadar anlattım, sizde de hiç kafa yok."
Eş sesli (sesteş) kelime: Sır
(dersimiz.com-68484)
1. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.. "Bu aynanın sırrı dökülmeye başlamış."
2. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. "Bu sırrımızı kimseye söyleme."
3. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. "Uzayın sırları hep ilgimi çekmiştir."
Eş sesli (sesteş) kelime: Tank
(dersimiz.com-47166)
1. Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı. "Arızalanan tank yolda kaldı."
2. Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç. "Bu yakıt tankında sızıntı var."
Eş sesli (sesteş) kelime: Aç
(Dersimiz.Com-8471)
1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı."
2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı."
3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Ağaç
(dersimiz.com-42406)
1. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. "Bu elma ağacını ben ektim." "Bahçemizdeki ağaçlar yeşillendi."
2. Bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. "Tüm mobilyalar ağaç olsun." "Tezgahı neden ağaç yaptın?"
3. Tahta, kereste. "Bana da biraz ağaç ayarla."
Eş sesli (sesteş) kelime: Taş
(dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."
Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.