Eş sesli, sesteş Ekmek kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Ekmek kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Undan yapılan bir yiyecek. "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın."
2. Bir şeyi toprağa ekmek. "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Kara (dersimiz.com-15316)
1. Siyah renk. "Kara gözlüm yine gelmiş."
2. Toprak parçası. "Az sonra kara görünür."
3. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. "Dilerim bu kara günler çabuk geçer."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yüz (dersimiz.com-15309)
1. Sayı Olarak 100 "Bu sınavdan da yüz alırsam okul birincisiyim."
2. Suda Yüzmek. "Yaz bitiyor, Sen hala yüzmeyi öğrenemedin mi?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bere (dersimiz.com-67604)
1. Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük. "Parkta oynarken her tarafı yara bere olmuş."
2. Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik. "Bu telefonda bereler var."
3. Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. "Hava soğuk, bereni takmayı unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kazan (dersimiz.com-68170)
1. Başarılı olmak, kazanmak. "Ne istersen alırım, sen yeter ki sınavı kazan."
2. Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. "Bu kazanlarda ne pişecek?"
3. Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. "Bunun kazanında arıza var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yemek (dersimiz.com-17125)
1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya."
2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?"
3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ağaç (dersimiz.com-42406)
1. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. "Bu elma ağacını ben ektim." "Bahçemizdeki ağaçlar yeşillendi."
2. Bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. "Tüm mobilyalar ağaç olsun." "Tezgahı neden ağaç yaptın?"
3. Tahta, kereste. "Bana da biraz ağaç ayarla."

Eş sesli (sesteş) kelime: Var (dersimiz.com-15306)
1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var."
2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor."
3. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. "Bizim mahallede böyle bir gelenek var."

Eş sesli (sesteş) kelime: İn (dersimiz.com-28960)
1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk. "Ayı inine doğru sessizce ilerledik."
2. Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek. "Aşağıya in de biraz konuşalım."
3. Değeri düşmek. "Benzin fiyatları hiç inmiyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: Dik (dersimiz.com-15333)
1. Alt zemine 90° açılı olarak, bir cismi dik durdurmak. "Diktiği kazıkların tümü rüzgârdan dolayı yan yatmış."
2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. "Bu fidanları bir an önce dikmeliyiz, yoksa kuruyacaklar."
3. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak. "Bana da bir yazlık etek dik."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bin (dersimiz.com-15302)
1. 1.000 sayısı. "Bin kez de söylesen yine yapacağını yapar."
2. Bir şeye çıkmak. "Arabaya binmesi ile hareket etmesi bir oldu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Pusula (dersimiz.com-70268)
1.Yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç; yön belirteci. "Pusulamız olmasaydı, ormanda kaybolacaktık."

2.Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup; tezkere. "Bu pusulayı müdüre ver, sana yardımcı olacaklar."

3.Üzerinde alacak hesabı yazılmış kâğıt. "Aç bakalım pusulayı, ne kadar borcumuz varmış görelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kır (dersimiz.com-15318)
1. Şehrin dışındaki dağ, bayır. "İnsan arada kırlara, bayırlara kaçıp gitmeli."
2. Parçalamak, bozmak. "Maç çok zorluymuş, adamın ayağı kırılmış."
3. Beyaz renk. "Babamın saçları kırlaşmaya başladı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ekmek (dersimiz.com-15337)
1. Undan yapılan bir yiyecek. "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın."
2. Bir şeyi toprağa ekmek. "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil."

Eş sesli (sesteş) kelime: Mayıs (dersimiz.com-15323)
1. Yılın beşinci ayı. "Her Mayıs ayında çiçeklerle renklenir bu bahçe."
2. Taze büyükbaş hayvan pisliği. "Küçük kızların mayıs kokan toprak sofalarda yetiştirdikleri koza sepetleri... S. F. Abasıyanık.

Eş sesli (sesteş) kelime: Tok (dersimiz.com-69021)
1. Aç olmayan, karnı doymuş. "Benim karnım tok, yemek yemeyeceğim."
2. Kalın ve gür ses. "Müdür, tok sesiyle hepimizi azarladı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Saç (dersimiz.com-15326)
1. Başımızdaki kıl yumağı. "Saçlarını kısa kestirmişsin."
2. Etrafa yaymak, saçmak. "Düğünde saçılan paranın haddi hesabı yoktu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Taş (dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."

Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt (dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü