Aradığınız eş sesli (sesteş) Saç kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Başımızdaki kıl yumağı. "Saçlarını kısa kestirmişsin."
2. Etrafa yaymak, saçmak. "Düğünde saçılan paranın haddi hesabı yoktu."
Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Yen
(dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."
Eş sesli (sesteş) kelime: Sel
(dersimiz.com-45059)
1. Su taşkını. "Tüm eşyalarımı selde kaybettim."
2. Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın. "Çok seviliyordu, cenazesinde insan seli vardı."
3. Yoğunluk. "Penceren süzülen ışık seli odayı aydınlatıyordu."
Eş sesli (sesteş) kelime: Ton
(dersimiz.com-15304)
1. Dir rengin veya sesin tonu. "Bence saçlarını bir ton daha açık boyatmalısın."
2. 1.000 kg ağırlığın karşılığı. "Bu bahçeden kaç ton mahsul alınır ?"
Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ
(dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."
Eş sesli (sesteş) kelime: Ünlü
(dersimiz.com-15305)
1. Meşhur. "Tüm ünlüler bu lokantaya gelir."
2. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.. "Cümlede ünlü harfleri bulmak zor olmadı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kız
(dersimiz.com-15358)
1. Dişi çocuk. "Sınıfta yedi kız, beş erkek olmak üzere toplam on iki öğrenci vardı."
2. Öfkelenmek, sinirlenmek. "Dediğini unutmamalıydım, bana kızmakta haklısın."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yemek
(dersimiz.com-17125)
1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya."
2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?"
3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Beyaz
(dersimiz.com-25965)
1. Beyaz ırktan olan kimse. "İnsanları zenci, beyaz diye ayırmak doğru değil."
2. Ak, kara ve siyah karşıtı. "Sevdiğim üç renk; mavi, beyaz, mor."
3. Beyaz renkte olan "Bugün beyaz bir gömlek almam gerekiyor."
Eş sesli (sesteş) kelime: İç
(dersimiz.com-15313)
1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?"
2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler."
Eş sesli (sesteş) kelime: Diz
(dersimiz.com-15334)
1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi."
2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Dil
(dersimiz.com-15343)
1. Ağızda bulunan tat alma organı. "Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş."
2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. "Kaç aydır bu dil kursuna gidiyorsun?" "Beni vazgeçirmek için az dil dökmedi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Ses
(dersimiz.com-67285)
1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. "Bir ses duyarsan bana haber ver."
2. Duygu ve düşünce. "İçimden bir ses kalkıp gitmemiz gerektiğini söylüyor."
3. Bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. "Biraz vicdanının sesini dinlesen kabul etmezdin"
Eş sesli (sesteş) kelime: Bin
(dersimiz.com-15302)
1. 1.000 sayısı. "Bin kez de söylesen yine yapacağını yapar."
2. Bir şeye çıkmak. "Arabaya binmesi ile hareket etmesi bir oldu."
Eş sesli (sesteş) kelime: Mayıs
(dersimiz.com-15323)
1. Yılın beşinci ayı. "Her Mayıs ayında çiçeklerle renklenir bu bahçe."
2. Taze büyükbaş hayvan pisliği. "Küçük kızların mayıs kokan toprak sofalarda yetiştirdikleri koza sepetleri... S. F. Abasıyanık.
Eş sesli (sesteş) kelime: Atlet
(dersimiz.com-68717)
1. Kolsuz, askılı fanila. "Sana da iki atlet aldım." "Atletini değiştirmen gerekiyor."
2. Atletizmle uğraşan kimse, atletizmci. "Zamanında ünlü bir atletti." "Bu yarışa katılan atletler kim?"
Eş sesli (sesteş) kelime: İt
(dersimiz.com-15314)
1. Köpek. "Bu sokak itlerini başıboş bırakmamak gerek."
2. İleriye itmek "Beş kişi bir arabayı itemiyorlar, zor tabi bayır yukarı..."
Eş sesli (sesteş) kelime: Acemi
(dersimiz.com-53447)
1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. "Arkadaşım acemi şoför gibi araba kullanıyor."
2. Bir yere, bir şeye yabancı olan. "Sen galiba bu mahallenin acemisisin."
Eş sesli (sesteş) kelime: Çay
(dersimiz.com-15331)
1. Bir Türk içeceği. "Bu çay, biraz demli geldi bana."
2. Küçük nehir. "Çayın kenarında yılın ilk pikniğimizi yaptık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Bere
(dersimiz.com-67604)
1. Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük. "Parkta oynarken her tarafı yara bere olmuş."
2. Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik. "Bu telefonda bereler var."
3. Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. "Hava soğuk, bereni takmayı unutma."
Eş sesli (sesteş) kelime: Taş
(dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."
Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.