Aradığınız eş sesli (sesteş) Yer kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Gezinilen, ayakla basılan taban. "Yerde gördüğü parayı alıp cebine atması çok yanlıştı."
2. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. "Bu yerlerde gezmek bana huzur veriyor."
Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Koca
(dersimiz.com-15320)
1. Kadına göre eş. "Kocası her akşam eve elleri dolu gelirdi."
2. Büyük. "Koca koca ağaçları acımadan kestiler, orman filan kalmadı artık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Çay
(dersimiz.com-15331)
1. Bir Türk içeceği. "Bu çay, biraz demli geldi bana."
2. Küçük nehir. "Çayın kenarında yılın ilk pikniğimizi yaptık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Sıra
(dersimiz.com-66135)
1. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya. "Sınıftaki sıraları dışarı çıkarmamızı söylediler."
2. Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi. "Herkes okul bahçesinde sıraya geçsin."
3. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu. "Bahçede boy sırasına geçtik."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık
(dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."
Eş sesli (sesteş) kelime: Alay
(dersimiz.com-18893)
1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim."
2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur."
3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yenik
(dersimiz.com-18938)
1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?"
2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Toka
(dersimiz.com-42851)
1. Saçları bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç. "Tokamı kaybettim bulamıyorum." "Beyaz toka yakışmış."
2. Kemer, kayış, ayakkabı vb.de tutturmalık. "Bu kemerin tokası kopmuş." "Çantanın tokasını beğenmedim."
3. El sıkışma. "Babamla da tokalaştın mı?" "Pazarlık için uzun süre tokalaştılar."
Eş sesli (sesteş) kelime: Er
(dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."
Eş sesli (sesteş) kelime: Tez
(dersimiz.com-15329)
1. Hızlı, çabuk, acele. "Tez gel Osman, çocuğa bir şeyler oldu."
2. Akademik düzeyde büyük çalışma. "Bugün tez çalışmamı da sunduğumda her şey tamam olacak."
Eş sesli (sesteş) kelime: Düş
(dersimiz.com-15336)
1. Rüya. "Sen onu ancak düşlerinde görürsün artık."
2. Belirli bir yükseklikten düşmek. "Bardaklar o heyecanla bir anda elimden düştü."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yen
(dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kır
(dersimiz.com-15318)
1. Şehrin dışındaki dağ, bayır. "İnsan arada kırlara, bayırlara kaçıp gitmeli."
2. Parçalamak, bozmak. "Maç çok zorluymuş, adamın ayağı kırılmış."
3. Beyaz renk. "Babamın saçları kırlaşmaya başladı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Tok
(dersimiz.com-69021)
1. Aç olmayan, karnı doymuş. "Benim karnım tok, yemek yemeyeceğim."
2. Kalın ve gür ses. "Müdür, tok sesiyle hepimizi azarladı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Acı
(dersimiz.com-19735)
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."
Eş sesli (sesteş) kelime: Taş
(dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."
Eş sesli (sesteş) kelime: Hayır
(dersimiz.com-15312)
1. Olumsuzluk bildiren söz. "Tüm tekliflerime hayır diyor."
2. İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım. "Artık kendini hayır işlerine adamış."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kız
(dersimiz.com-15358)
1. Dişi çocuk. "Sınıfta yedi kız, beş erkek olmak üzere toplam on iki öğrenci vardı."
2. Öfkelenmek, sinirlenmek. "Dediğini unutmamalıydım, bana kızmakta haklısın."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kâr
(dersimiz.com-67971)
1. Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. "Bu satıştan beş bin kârım oldu."
2. Yarar, fayda. "Bu işten bizim kârımız ne?"
3. Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. "İnan bir lira kârına satıyorum."
Bir yağı türü olan kar ile kazanç olan kâr farklı anlamdadır ve sesteş, eş anlamlı değildir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Diz
(dersimiz.com-15334)
1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi."
2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Dil
(dersimiz.com-15343)
1. Ağızda bulunan tat alma organı. "Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş."
2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. "Kaç aydır bu dil kursuna gidiyorsun?" "Beni vazgeçirmek için az dil dökmedi."
Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.