1. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
"Çikolata düşmanı."
2. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse.
"Sigara düşmanı."
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
denek taşı kelimesinin mecaz anlamı Bir kimse veya nesnenin değerini anlamaya yarayan şey.
yürütmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Amacına eriştirmek. 2. İleri sürmek. 3. İşinden çıkarmak.
kırılmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. 2. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak. 3. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak.
sıkmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Basınç altında üzmek. 2. Sıkıntı vermek.
karikatür kelimesinin mecaz anlamı Beceriksizce yapılmış şey, taslak.
ağırbaşlı kelimesinin mecaz anlamı İlerisini ve durumunu düşünerek söz ve hareketlerinde hafiflik ve aşırılıktan kaçınan; tutum ve davranışları ölçülü, topluluk içinde davranmasını bilen, olgun (kişi); ciddi, vakur.
teklemek kelimesinin mecaz anlamı Kalp düzenli çalışmamak.
orijinal kelimesinin mecaz anlamı Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan.
damga kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum.
burkulmak kelimesinin mecaz anlamı Üzüntü duymak.
yol kelimesinin mecaz anlamı Araç, çare.
büyültmek kelimesinin mecaz anlamı Abartmak.
sıcaklık kelimesinin mecaz anlamı Sevgi, içtenlik ve sevimlilik.
ip kelimesinin mecaz anlamı Asarak öldürme cezası.
paralel kelimesinin mecaz anlamı Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.).
ilkel kelimesinin mecaz anlamı Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz.
askıya almak kelimesinin mecaz anlamı Bir işi zamanında yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak, savsaklamak.
saklamak kelimesinin mecaz anlamı Korumak, esirgemek.
çiğnemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Sayılması gereken bir şeyi saymamak, itibar etmemek, ayaklar altına almak. 2. Egemenliği altına almak, hükmetmek.
iğrenmek kelimesinin mecaz anlamı Aşağılık, bayağı bulmak, tiksinmek.
tampon kelimesinin mecaz anlamı Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken.
kalafatlamak kelimesinin mecaz anlamı Çeki düzen vermek.
dengesizlik kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin tutum ve davranışlarında beklenmedik değişmeler olması, istikrarsızlık.
melez kelimesinin mecaz anlamı Katışık.
dalgalanmak kelimesinin mecaz anlamı Hareket durumunda olmak, kıpırdamak.
ölü kelimesinin mecaz anlamı Sönük, güçsüz, gayretsiz.
ahlat kelimesinin mecaz anlamı Kaba, bilgisiz, duygusuz, biçimsiz adam.
bağlamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Gönlünü kazanmak 2. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. 3. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak.
çarptırmak kelimesinin mecaz anlamı Yankesiciye kaptırmak.
kıvranmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Acı çekmek, üzülmek. 2. Bir şeye çok ihtiyaç duymak.