Gelecek.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
gölgelemek kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek.
hulûs kelimesinin mecaz anlamı Yaranma, dalkavukluk.
boşaltmak kelimesinin mecaz anlamı Derdini dökmek.
hazine kelimesinin mecaz anlamı Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse.
virüs kelimesinin mecaz anlamı Veri girişi yoluyla bilgisayarlara yüklenen, sistemin veya programların bozulmasına, veri kaybına veya olağandışı çalışmasına neden olan yazılım.
kebap kelimesinin mecaz anlamı 1. Yanmış, yanık. 2. İşlerin düzgün gitme durumu.
boyut kelimesinin mecaz anlamı Durum, içerik derinlik, genişlik, büyüklük kapsam.
kırmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yok etmek. 2. Gücünü, etkisini azaltmak.
yaldızlamak kelimesinin mecaz anlamı Bir işin üstünkörü yapıldığını gizlemek için onu değersiz süslerle süslemek.
kan kelimesinin mecaz anlamı Soy.
sondaj kelimesinin mecaz anlamı Bir durumu, bir düşünceyi öğrenmek için yapılan yoklama, araştırma.
taşkın kelimesinin mecaz anlamı Aşırı.
yıkılmak kelimesinin mecaz anlamı 1. İstenmeyen biri çekilip gitmek, defolmak. 2. Yok olmak, mahvolmak. 3. Yüklenmek.
kazık kelimesinin mecaz anlamı Alışverişte aldatılma.
çaktırmadan kelimesinin mecaz anlamı Belli etmeden, sezdirmeden.
kenetlemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Birbirine geçirerek bağlamak. 2. Sıkıca birbirinin üzerine kapamak.
akraba kelimesinin mecaz anlamı 1. Oluşmaları bakımından kaynakları özdeş olan şeyler. 2. Biri ötekinin sonucu olan şeyler.
eğimli kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyi yapmaya içten yönelmiş, meyyal.
kurtlanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Rahat oturmayıp telaş ve sabırsızlık göstermek. 2. Sürekli kımıldanmak. 3. Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak.
yan kelimesinin mecaz anlamı İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri.
yoğurmak kelimesinin mecaz anlamı Bir kişiye istenilen nitelikleri kazandırmak, yeteneklerini geliştirmek.
evren kelimesinin mecaz anlamı Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam.
maşa kelimesinin mecaz anlamı Başkasınca bir işe araç edilen kimse.
dinozor kelimesinin mecaz anlamı Gelişmelere ayak uyduramamış, çağın gerisinde kalmış veya mevcut durumu korumak isteyen kimse.
armağan kelimesinin mecaz anlamı Bağış, ihsan.
boğaz kelimesinin mecaz anlamı Yiyeceği içeceği sağlanan kimse.
cömert kelimesinin mecaz anlamı Verimli.
sakat kelimesinin mecaz anlamı Bozuk ya da eksik.
külah kelimesinin mecaz anlamı Oyun, hile.
tepmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek. 2. Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek.