1. Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimse.
2. Bir kazada veya felakette ölen kimse.
3. Maddi ve manevi bakımdan felakete sürüklenmiş, insani değerlerini yitirmek zorunda kalmış veya bırakılmış kimse.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
okşamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Hafifçe dövmek. 2. Bir kimseyi hoşnut etmek.
kök kelimesinin mecaz anlamı 1. Dip, temel, esas. 2. Kaynak, köken.
çiftlik kelimesinin mecaz anlamı Kolaylıkla yarar sağlanabilen yer.
siyah kelimesinin mecaz anlamı Koyu renkte.
sıkı kelimesinin mecaz anlamı Titizce ve şiddetle uygulanan.
bağlı kelimesinin mecaz anlamı Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun.
sulanmak kelimesinin mecaz anlamı Ciddiyetini, ağırlığını kaybetmek.
şahane kelimesinin mecaz anlamı Çok güzel, hükümdara yakışacak halde olan, pek mükemmel.
omurgasız kelimesinin mecaz anlamı Düşüncelerini çıkarları doğrultusunda değiştirebilen, ilkesiz.
çerçeve kelimesinin mecaz anlamı Bir konunun, bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan.
uygun kelimesinin mecaz anlamı Orantılı, oranlı.
köhne kelimesinin mecaz anlamı İçinde yaşanılan zamana göre geride kalmış, aykırılaşmış eskimiş, çağ dışı.
yoğurmak kelimesinin mecaz anlamı Bir kişiye istenilen nitelikleri kazandırmak, yeteneklerini geliştirmek.
sarhoş kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan. 2. Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak, esrik.
havari kelimesinin mecaz anlamı Bir öndere bağlı, onun düşünce veya inançlarını yayan kimse.
çöreklenmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir yerde, orada yaşayanları rahatsız etme pahasına sürekli kalmak, yerleşmek. 2. Bir duyguyu güçlü ve sürekli olarak duymak.
çatallaşmak kelimesinin mecaz anlamı İki veya daha çok olasılık göstererek anlaşılması güç bir duruma gelmek.
tutuk kelimesinin mecaz anlamı Durgun, çekingen.
taşlamak kelimesinin mecaz anlamı Söz dokundurmak.
sahne kelimesinin mecaz anlamı Bir olayın meydana geldiği yer.
kritik kelimesinin mecaz anlamı Nazik.
ara nağme kelimesinin mecaz anlamı Sıkça söylenen usandırıcı söz ya da görüşüle görüşüle insanı bıktırmış olan sorun.
kasılmak kelimesinin mecaz anlamı Büyüklenmek, kurumlanma, gururlanmak.
filozof kelimesinin mecaz anlamı Olayları hoşgörücü bir anlayışla karşılayan (kimse).
edebiyat kelimesinin mecaz anlamı İçten olmayan, gereksiz, boş sözler.
kırat kelimesinin mecaz anlamı Nitelik, değer, düzey, seviye.
çözmek kelimesinin mecaz anlamı Bir sorunun güç noktasını bulup onu anlaşılmazlıktan kurtarmak.
çuvallamak kelimesinin mecaz anlamı Başaramamak.
harika kelimesinin mecaz anlamı Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel.
saldırmak kelimesinin mecaz anlamı Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak.