ters kelimesinin mecaz anlamı

ters kelimesinin mecaz anlamı:
1. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz.

2. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert.

3. Bir şeyin aksi, karşıtı.

İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın

Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.

Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.

bilgiç kelimesinin mecaz anlamı Bilgisiz olduğu halde bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse, çok bilmiş.

çırpınmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Ne yapacağını şaşırmış bir durumda üzülmek ve telaşlanmak. 2. Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirebilmek için aşırı derecede çaba harcamak.

dolmak kelimesinin mecaz anlamı Sabrı tükenip öfkesi taşacak hale gelmek.

kudurmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek. 2. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak. 3. Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek. 4. Çok kızmak, öfkelenmek.

masal kelimesinin mecaz anlamı Boş veya yalan söz.

omurga kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin varlığı ile ilgili en önemli bölümü, temel, belkemiği, esas.

cehennem kelimesinin mecaz anlamı Çok sıkıntılı yer.

kaşarlanmak kelimesinin mecaz anlamı Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz olmak.

çulsuz kelimesinin mecaz anlamı Varlıksız, parasız.

ajitasyon kelimesinin mecaz anlamı 1. Duygu sömürüsü yapma. 2. İnsanın zihninde ve duygu dünyasında sarsıntı yaratma.

kurt kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. 2. İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz.

ayağına çelme takmak kelimesinin mecaz anlamı Birinin işinde yükselmesine engel olmak.

sakat kelimesinin mecaz anlamı Bozuk ya da eksik.

küllenmek kelimesinin mecaz anlamı Bir acı unutulur gibi olmak.

kurban kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimse. 2. Bir kazada veya felakette ölen kimse. 3. Maddi ve manevi bakımdan felakete sürüklenmiş, insani değerlerini yitirmek zorunda kalmış veya bırakılmış kimse.

avcı kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyi büyük bir özenle izleyerek iyisini bulup ortaya çıkaran ve tanıtan kişi.

midesi bulanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. İğrenmek, tiksinmek. 2. Kuşkulanmak, işkillenmek. 3. Huzursuz olmak, rahatı kaçıp tedirgin olmak, hoşlanmamak.

zirve kelimesinin mecaz anlamı En üst aşama.

yolunmak kelimesinin mecaz anlamı Aşırı derecede kederlenip çırpınmak.

koparmak kelimesinin mecaz anlamı Güçlükle elde etmek.

dolap kelimesinin mecaz anlamı Düzen, hile.

donatmak kelimesinin mecaz anlamı Uzun uzadıya sövmek veya azarlamak.

elleşmek kelimesinin mecaz anlamı Birine dokunacak söz söylemek.

kaynak kelimesinin mecaz anlamı Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.

olgunluk kelimesinin mecaz anlamı İnsanların bilgi, görgü ve hoşgörü bakımından gereği kadar gelişmiş olma durumu, yetkinlik, kemal.

çöküş kelimesinin mecaz anlamı Son bulma.

çelteşik kelimesinin mecaz anlamı Üstü kapalı söz, kinayeli.

şerbetli kelimesinin mecaz anlamı 1. Kötü davranmayı, kötü işler yapmayı huy edinmiş olan. 2. Kendisine kötü davranılmasına alışmış olan.

ders almak kelimesinin mecaz anlamı Bir olaydan deneyim kazanmak, ibret almak.

şahane kelimesinin mecaz anlamı Çok güzel, hükümdara yakışacak halde olan, pek mükemmel.

Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü