Mükâfat:Ödül, değerlendirici, sevindirici davranış.
Mükellef:Bulûğ çağına ermiş dinî hükümleri yerine getirmekle yükümlü olan akıllı kimse demektir. Akıllı ve er
Mükerrem:Hürmet ve tazim edilen, ikram olunmuş Muhterem, kerim olan.
Mültezem:Kâbe'nin kuzey doğu duvarında yerden 2 m yükseklikte Kâbe'nin kapısı vardır. Hacer-i Esved'in bulund
Mümeyyiz:İyi ve kötüyü anlayıp birbirinden ayırt edebilen çocuk.
Mümin:1. İnanan, inançlı, imanlı, mutekit.
2. Müslüman.
Münâcât:Allah'a sessizce duâ etmek, yalvarmak ve niyaz etmektir. Dua içerikli şiirlere de münacât denir.
Münafık:Dinî kurallara inanmadığı hâlde inanmış gibi görünen, diliyle inandığını söyleyip kalbiyle inkar ede
Münafık Kime Denir?:Kalben inanmadığı halde, dili ile mümin olduğunu söyleyen kimsedir.
Münezzeh:Kusur, eksiklik ve muhtaçlıktan uzak. Allahü teâlânın noksan sıfatlardan uzak olduğunu bildirmek içi
Münferid:Namazı cemaatle değil tek başına kılmak.
Münker Nekir:Kabre konulan kimseye "Rabbin kim?, Peygamberin kim?, Dinin nedir?" diye soru soran meleklerin adlar
Münkerden Sakındırmak:Kötülükten alıkoymak; şer'î açıdan kötü sayılan işlerden başkalarını sakındırmak.
Mürtet:İslâm dininden ayrılıp başka bir dine geçen; İslâm dinini terk eden; önce Müslüman olup Müslümanlıkt
Müsakat:Sulamak üzerine anlaşmak; bağ sahibi ile bahçıvan arasında yapılan anlaşma. Bu anlaşmaya göre, bahçı
Müsebbibü'l esbab:Bütün sebeplere sahip olan hakiki müsebbip Cenab-ı Hak.
Müslüman:İslam dininden olan kimse, Muhammedî, Müslim, Müselman.
Müstehab:Dinimize göre yapılması istenilen, fakat terkedilmesi yasaklanmayan işlerdir. Mendub ve nafile de de
Müstehab (Mendup):Lügat manası, sevilmiş şey demektir. Din deyiminde, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin bazen yaptıkları
Müstehap:Yapılması beğenilen şey. Yapılması dinen hoş ve güzel kabul edilen iş, sevap kazandıran davranış.
Müstehap Gusül:Bazı günler ve geceler veya bazı ibadetler ve ziyaretler münasebetiyle yapılmasında sevap o-lan gusü
Müstehap İhtiyat:Uyulması uygun ve iyi görülen ihtiyat. Müçtehitlerce müstehap olmasına kesin değil de ona yakın dere
Müstehâze:İstihaze kanını görmekte olan kadın.
Müstesna:1-Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan.
2-Kural dışı.
Müşrik:Allah'a ortak koşan. Allah'a inandığı hâlde put veya benzeri şeyleri de ilah, tanrı edinen.
Müt'a:Sözlükte zevk anlamında olan bu kelime din deyiminde geçici akit manasında kullanılır. Belirli bir b
Mütehayyir:Şaşmış, hayrette kalmış.
Müteşabih:İki şeyin birbirine karşılıklı olarak ve eşit derecede benzemelerine teşâbüh, benzeyenlerden her bir
Mütevazı:Alçak gönüllü. Gösterişsiz, iddiasız.
Müttaki:Allah'tan sakınan. Dinî hükümlülükleri özenle yerine getiren.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 1549