Yılgın:1. Yılmış, korkmuş olan.
2. Bıkmış, usanmış.
3. Morali bozulmuş, çökmüş.
Yoğunluk:Bir cismin birim hacminin kütlesi, öz kütle.
Yönseme:Belli bir amaca veya sonuca yönelen, faaliyete dönüşmeyen etki gücü, temayül.
Yüreklendirmek:Birine cesaret vermek, korkmasını önlemek, yüreklenmesini sağlamak.
"Çocuğu yüreklendirmek için güz
Zaaf:Düşkünlük, zayıflık.
Zalim:Acımasız ve haksız davranan, kıyıcı, zulmeden.
Zanaat:İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim ve u
Zaptiye:1. Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu.
2. Bu k
Zarif:1. Çekicilik, biçim, görünüş, durum, konuşma ve davranışlarıyla hoşa giden, beğenilen.
2. Beğenil
Zariflik:Zarif davranış veya zarif olma durumu.
Zemzem:1- Kâbe yakınında bulunan bir kuyu.
2- Bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
Zerdali:Kayısı ağacının Akdeniz ülkelerinde yetiştirilen küçük meyveli bir türü. Bu ağacın sarı, etli ve tad
Zevahir:Bir şeyin dışarıdan görünüşü, dış yüz, görünüm.
Zihin:Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünlüğü, an. Yaşantıları,
Ziraat:Tarım.
Ziyade:Çok, daha çok. Çoğaltma, artma.
Zorba:Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan (kimse), müsteb
Genel Türkçe Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 377