Online Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü

Beherglas:Deney yapmakta kullanılan çeşitli büyüklükteki cam kap.

Bencil:1.Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist.

Benlik:Bir kimsenin öz varlığı, kendi kişiliğine önem verme.

Berrak:Duru, temiz, aydınlık, açık.

Besbelli:1. Açık, apaçık, çok belli. 2. (zarf) Anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki.

Besili:İyi beslenmiş, semiz, semirtilmiş. "Sizin kurbanlık bizimkinden daha besili görünüyor."

Beşer:İnsanoğlu, insan.

Bilmukabele:1. Karşılık olarak. "Bilmukabele ile fırsatta biz de geliriz." 2. Birinin söylediği söze karşılı

Boz:1. Açık toprak rengi. 2. Kül rengi, gri. 3. (sıfat) Bu renklerde olan. 4. (sıfat) Açılma

Bozahane:Boza yapılan yer. boza: Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle

Bozkır:Kurakçıl, otsu bitkilerden oluşan sıcak ve ılıman iklimde geniş alanlara yayılan ağaçsız doğal bölge

Buket:Çiçek demeti.

Büyü:Doğa yasalarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranı

Cahiliye:Araplarda Müslümanlıktan önceki çağ.

Cansız:1. Canını yitirmiş, ölmüş. "Yolda cansız bir kuş gördüm." 2. Yaşamayan, canlı olmayan (varlık),

Cazibe:Alım, alımlılık, çekicilik, albeni.

Cehennem:İslam'a göre, kötülük yapanların, günahkarların, inkar edenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yer

Cemiyet:1. Dernek. 2. Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk.

Cennet:İslam'a göre, iyilik yapanların, günahsızların, iman edenlerin öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa k

Cesaret:1. Tehlikeli ve zor bir işe girişmek için kişinin kendinde bulduğu güven. "Cesaretini topla ve gidi

Cihan:Evren, alem, dünya.

Cüretkâr:1.Yürekli. 2. Saygısız

çarçabuk:çabucak, hızlıca, beklemeden "Çarçabuk eşyalarını hazırla, yola çıkıyoruz."

Çehre:Yüz, görünüş, kimlik.

Çeki:1. Tartı. 2. İki yüz elli kiloya eşit olan, odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kulla

Çekmek:1. Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek. "Masayı biraz sola çek." 2. Taşıtı

Çelimsiz:Güçsüz, zayıf, nahif.

Çelişik:Çelişkili, içinde veya aralarında tutarsızlık, çelişme bulunan. "Her konuşmanda çelişik sözler söyl

Çıkagelmek:Hiç beklenmedik bir zamanda gelmek. "Evde hasta yatarken komşularım çıkageldi." "Askerdeki oğlu çı

Çoğunluk:Sayı üstünlüğü, sayıca çokluk, ekseriyet, azınlık karşıtı. "Toplantıda kabul etmeyenler çoğunluktay

DİĞER SAYFALAR:

Genel Türkçe Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 377

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa