Söylev:Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen uzunca çoşkulu ve güzel söz, nutuk, hi
Spekülasyon:Vurgunculuk.
Spekülatör:Vurguncu.
Staj:Meslek bilgisini artırmak için birinin gözetimi, bakısı altında yapılan çalışma.
Statü:Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumu. Kadro bakımından bağlı olduğu durum, pozisy
Statüko:Sürer durum.
Statükocu:Süregelen durumu korumaya meyilli olan. Değişime direnen.
Strateji:1- Bir ulusun veya uluslar topluluğunun, barış ve savaşta benimsenen politikalara destek vermek amac
Stratejik:1- Askerî bir görüş açısının önemini belirten, savaşı doğrudan doğruya ilgilendiren (Her şey için ku
Suikast:Gizlice cana kıyma ve kötülük etmeye kalkışma.
Suistimal:Görev, yetki vb. kötüye kullanma.
Sülfürik Asit:Suda çözünerek büyük bir ısı açığa çıkaran, şurup kıvamında, renksiz, kokusuz, 10 °C'de katılaşan bi
Şahadet:Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma (Şehitlik).
Şarapnel:Patladığında etrafa küçük parçalar saçan bir tür top mermisi.
Şayak:Dayanıklı bir tür kaba yün kumaş.
Şeamet:Uğursuzluk.
Şehadetname:1- Diploma.
2- Kurum ve kuruluşların bildirdikleri bir olayı doğrulamak ya da desteklemek için d
Şerait:Şartlar, koşullar.
Şeriye:İslam hukukuyla ilgili.
Şeyh:Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse.
Şeyhülislam:Osmanlı Devleti zamanında kabinede Sadrazamdan sonra yer alan ve din işlerine bakmakla beraber dünya
Şiar:Ülkü, düstur. Bir nesneyi başkalarından ayıran belirti, iz.
Şimal:Kuzey.
Şinik:Tahıl için kullanılan, sekiz kiloluk ölçek.
Şive:Söyleyiş özelliği. Konuşma tarzı.
Şûra:Danışma kurulu.
Şuur:Bilinç.
Taahhüt (taahhüd):1- Söz verme, yüklenim.
2- Bir şey yapmayı üstüne alma, üstlenme.
Taarruz:Saldırma, hücuma geçme.
Taassup:Bağnazlık.
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 709