Bordür Nedir? Bordür Hakkında Kısaca Bilgi

Bordür Terimi Hakkında Bilgiler

Tarih Terimi Olarak Bordür:
1-Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar.

2-Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü.

3-Cilt kapağındaki kalın çizgiler.

 

Trafik ve İlk Yardım Terimi Olarak Bordür:
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar.

 

Arkeoloji Terimi Olarak Bordür:
Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti.

 

Sanat Terimi Olarak Bordür:
1. Halı, dokuma, işleme, kitap bezeme, minyatür, hat, tezhip ve benzerlerinde ayrıca bezemede süslü çerçeve; su, kenar, pervaz, genellikle süslemeli kenar şeridi.

2. Yapıda bir gerecin çevresini tamamen ya da kısmen kuşatan aynı ya da farklı gereçten bölüm.

3. Mimaride, kapı ve pencerelerde, pano, halı vb. eşyaların etrafını kuşatan çerçeve şeklinde, süslü ya da çıkıntılı, dar ve uzun parçalar. Kenarlık, pervaz.

4. Kapı ve pencere gibi mimari ögelerin, panoların, halıların etrafını kuşatan çerçeve biçiminde, süslü ya da süssüz, düz ya da çıkıntılı, dar ve uzun parçalar. Kenarlık, pervaz.

 

Yapı-Dekorasyon Terimi Olarak Bordür:
Kenar taşı.

 

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Bordür:
Klâsik ciltlerde, kapağın dış kenarını çevreleyen kısma denir. Yerine göre pervaz, ulama, kenar suyu gibi isimler alır. Bordür üzerine yuvarlak veya beyzî şekilde parçalar konmuş ise bunlara kartuş pafta denir. Dendanlı, kitabeli bordürler vardır.

 

Konfeksiyon Terimi Olarak Bordür:
Etek, kol ve yaka kenarlarına süsleme amacıyla dikilen şerit.

 

Belediyecilik-Kamu Yönetimi Terimi Olarak Bordür:
Kenar Süsü. Yollara döşenen süslü taşlar.

 

Benzer Tarih Terimleri:

Yarlık: Ferman, berat, menşur.

Bab-ı Hümayun: Topkapı Sarayı'nın ana giriş kapısıdır.

Deli: Kelimenin aslı'delil'dir. Yol gösteren, kılavuz anlamına gelir. Rumeli'de kurulan bir süvari sınıfı idi. Bu süvariler hiç korkmadan her tehlikeye atıl

Darüş-Şifa: Hastahane

Millet-i Sadıka: Osmanlı Devleti'ne bağlılıklarından dolayı Ermenilere verilen unvan. Millet-i Sadıka: Sadık millet

Hakem Olayı: Sıffin Savaşı'nda bir sonuç alınamayınca taraflar, iki taraftan da seçilecek birer hakemin kararına başvurmayı gerekli gördü. Hz. Ali'nin hakemi Eb