Orkestra için bestelenmiş uzun müzik parçası. Senfoni sözcüğü "bir arada uyumlu sesler çıkarmak" anlamına gelen Yunanca symphonia sözcüğünden türemiştir. 17. yüzyılda başlarında kantat, oratoryo ve operalarda orkestra tarafından çalınan giriş parçasının adıydı. Klâsik senfonin temellerini Jean-Baptiste Lully, Jacopo Peri ve Claudio Monteverdi atmıştır. Bu bestecilerin, uvertür ve ara müzik olarak besteledikleri parçalar çok sevildiği için, daha sonra bağımsız konser parçaları olarak çalınmaya başlandı. Böylece klâsik senfoninin temelleri atılmış oldu. Vivaldi, bestelediği konçertolarıyla 18. yüzyıl başlarında senfoninin ilk örneklerini verdi. 18. yüzyılın sonlarına doğru, Viyana Klâsikleri olarak anılan Franz Joseph Haydn, Wolfgang Amedeus Mozart ve Ludwing Van Beethoven besteleriyle senfoniyi klâsik şekline ulaştırdılar. Daha sonra Beethoven klâsik senfoniye bağlı kalmakla birlikte, onu genişleterek orkestraya üflemeli çalgıları da ekledi. Haydn'ın 108 senfonisi vardır. Saat, Sürpriz, Londra Oxford ve Veda en çok bilinenlerdir. Mozart'ın 41 senfonisinden en çok bilinenler; Mi Bemol Majör, Sol Minör ve Jüpiter'dir. Beethoven'nın Kahramanlık Senfonisi, Üçüncü Senfoni ve büyük bir koronun yer aldığı Dokuzuncu Senfoni en çok bilinen ve en çok sevilenlerdir. Bunların yanında, Beethoven'ın bitirmesi için ömrünün yetmediği bir senfonisi de vardır. Buna Bitmeyen Senfoni adı verilmiştir. Daha sonra birçok besteci, başta Beethoven olmak üzere, bu üç besteciden etkilenerek güzel senfoniler ortaya koymuşlardır. Bunlardan birkaçı; Hector Berlioz, Felix Mendelson, Franz Liszt, Robert Schumann, Johannes Brahms, Gustav Mahler, Peter İliç Çaykovski, Antonin Dvorak'dır.
Senfonileri çalacak biçimde düzenlenmiş olan orkestralara senfoni orkestrası denir. Senfoni orkestrası, üflemeli, telli, yaylı ve vurma çalgılardan oluşan büyük orkestralardır.