Dînen ve kânûnen cezâyı gerektiren, meşrû olmayan cinsî münâsebet. Aralarında bir nikâh bağı bulunmayan mükellef yâni cezâî ehliyete sâhip bir erkekle bir kadın arasındaki gayri meşrû ilişki.
Bugünkü Türk hukûkunda zinâ: Medenî Hukuk yönünden bir boşanma sebebidir. Medeni Kânunun 139/1 maddesi hükmüne göre: "Karı kocadan herbiri, diğerinin zinâ etmesi sebebiyle boşanma dâvâsında bulunabilir." Zinâ mutlak boşanma sebeplerindendir. Hâkim, bu konuda ayrıca evlilik birliğinin temelden çökmediğini araştırarak ve takdir hakkını kullanarak karar veremez.
Türk Cezâ Kânunu'nda zinâ fiili yapılan düzenlemeler(26.09.2004) sonucu suç teşkil etmemektedir.
İslâm hukûkunda zinâ: Zinâ bütün dinlerde yasak edilmiş olup, çirkin bir fiildir. İnsanlara zarar verir. Cemiyetin ahlâkî ve âile düzenini yıkar. Hayâ, utanma ve iffet duyguları zedelenir. Akrabâlar ve arkadaşlar arasında işlenen zinâ fiili, dostlukların yıkılmasına, sevgi bağlarının kopmasına sebep olur. Nesebin, soyun bozulması, zinânın yayılması ile olur. Zinânın haram ve suç olduğunu Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde çeşitli âyetlerinde beyan etmektedir. İsrâ sûresinde; "Zinâya yaklaşmayın, çünkü o, şüphesiz bir hayâsızlıktır, kötü bir yoldur." buyurdu. Nûr sûresinde; "Zinâ eden kadın ve erkekten herbirine yüz sopa vurunuz" buyuruyor. Yine aynı sûrede; "Mümin erkeklere söyle! Yabancı kadınlara bakmasınlar ve zinâ etmesinler! Ve mümin kadınlara söyle! Onlar da yabancı erkeklere bakmasınlar ve zinâ etmesinler!" buyrulmaktadır. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Zinânın dünyâda üç fenâlığı vardır: Biri, güzelliği ve parlaklığı giderir. İkincisi, fakirliğe sebep olur. Üçüncüsü, ömrün kısalmasına sebep olur. Âhiretteki üç zararına gelince, Allahü teâlânın gazâbına sebep olur. İkincisi suâlin, hesâbın fenâ geçmesine sebep olur. Üçüncüsü, Cehennem ateşinde azap çekmeye sebep olur."
Resûlullah zamânında ve daha sonra İslâm Hukuku'nun tatbik edildiği ülkelerde, evlinin zinâ etmesi hâlinde verilen had cezâsı recm şeklinde olmuştur. Recm, evli olan Müslüman erkek ve kadının (boşanmış dul olsalar bile) bir meydanda ölünceye kadar taşlanmasıdır. Recm gibi ağır bir cezâyı gerektiren zinâ suçunun ispatı, İslâm Cezâ Hukûku'nda ileri derecede sınırlandırılmıştır: Recm cezâsı için dört erkek şâhidin birlikte ve zinâ halinde gördük demeleri veya kadın ve erkeğin dört kerre îtiraf etmeleri gerekir. Recm, bu sebeple ender sayılacak olaylarda uygulanmıştır. Cezânın ağırlığı ölçüsünde suçun ispatı üzerinde hassâsiyet gösterilmesi, İslâm Cezâ Hukûku'nun üstün hoşgörüşünün ve ince ihtiyatının ulvî bir ifâdesidir.
Evli olmayan kimsenin had cezâsı ise yüz sopa vurmaktır.
İslâm Hukûku'nda zinâ fiiline cezâ verilmesi için gerekli kânûnî unsurlar şunlardır: 1) Fâilde cezâî ehliyet olmalıdır. Fâilin akıl hastası veya çocuk olmaması ve mümeyyiz (temyiz kudretine sâhip) olması gerekir. 2) Kasıt bulunmalıdır. Fiil bilerek ve isteyerek yapılmalıdır. Korkutma ile veya cebirle cimâ edenin fiiline zinâ suçu vasfı verilerek cezâlandırılamaz. Hatâ hâlinde de had cezâsı verilmez.