ahmetkayseri Allah'imiz yardim etsin...
Babanın Şehide Seslenişi Şiiri | Ömürlü Aksoy
Tezkerene bir ay kalmıştı
Bize telefon açtın oğul
Dedin ki,ölümüm yaklaştı
İçine mi doğmuştu oğul...
Haber yürekleri dağladı
Göz yaşı sel oldu çağladı
Uçan kuşlar bile ağladı
Gözde yaş kalmadı oğul...
Cenazen gelince inanki
Yer yerinden oynadı sanki
Bir öldük bin dirildik belki
Şehitler ölmezlerki oğul
Kanatlanıp semaya uçtun
Orda meleklerle buluştun
Şehitlerle tek tek konuştun
Cennetine kavuştun oğul...
Bu dünyada sefa sürmedin
Daha muradına ermedin
Düğününü bile görmedin
Sana nasıl kıydılar oğul...
Yerine askere gideyim
Bir aylık borcunu ödeyim
Haklarımı helal edeyim
Vatan sağolsun deyim oğul...
Mezarında güller açacak
Allah yardımcın olacak
Herkesten dua kucak kucak
Gelip seni bulacak oğul...
Vatan,Türk'ün ekmeği,aşı
Ölür vermez ufak bir taşı
Dinmedi bir türlü savaşı
Yeter sabrımız taştı oğul...
Sayende ayakta bu vatan
Gel der yerin altında yatan
Sahip çıkıyor sana atan
Zaferin kutlu olsun oğul...
Ömürlü'nün son bir sözü var
Ülkemde herkesin gözü var
Küllenmiş davanın közü var
Bu davanın tezi var oğul...
Sevr'i var, Lozan' var oğul...
Ömürlü Aksoy
Kayseri-Eylül, iki 1000 sekiz
Babanın Şehide Seslenişi eğitici şiirler şehitlik konulu şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Şehitlik Konulu Şiirler
Mehmetçiklerim Şiiri
Hakikatte gönüllü melek gibi şahıslar,
Rab rızası gözeten askerlerimiz onlar...
Rahatça uyuyorsak Mehmetçiklerimizden,
Bol bol geziniyorsak huzur verdiklerinden...
Her biri içimizden Ahmet, Mehmet, Aliler...
Vatan savunmasında dağ kadar yürekliler...
Askerim ey askerim, ey Mehmetçiklerim!
Şahsiyetim, şerefim Rab'be gönüllülerim...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmedim Şiiri
Gözlerim... yüreğim... ah... canım!
Dağlar, dayanır mısın bu acıya?
Çöllere mi vursam kendimi?
Nerdesin oğul!
Anam diyen sesin nerde?
Kaç ciğeri kopuk el uzandı sana?
Kaç ruhu erimişin gölgesi düştü gölgene?
Oğul, ay oğul!
“Ana gayri şehit anasısın.” dediler,
Vay yavrum, vay!
Küçükken, küçücükken dizin kanamıştı,
Top oynarken düşünce Ah canım! demiştim de
“Ağlama ana, ben erkeğim.” diye kızmıştın bana.
Askercilik oynardın arkadaşlarınla,
Yatardın yerlere şakacıktan,
“Ah, öldüm! ” derdin,
Koşardım içerden...
“Ah be annem, oyun bu.” derdin.
Oğul, ay oğul!
Hadi gene şaka de,
Hadi...
Sabah olmadı bu gece kuzum,
Olmadı sabah!
Ezan vakitlerinde,
Açar da avuçlarını dua ederdin,
Kuzum, canım, a çocuğum!
Ben anayım be yavrum,
Sıra bendeydi...
Neden, neden bu gidiş!
Bilir misin kuzucuğum,
Seni kınalı ellerinle gönderirken askere
Sızlamıştı içim, diyememiştim.
Aklım zayi olaydı da düşünmeyeydim, oğul!
Hatırladın mı geçenlerde
Hani arkadaşınız mayın tarlasında
Kuşlar misali gittiğinde Rabbime
“Anam, şehit olursam ağlama sakın,
Başın diktir senin, oğlun Mehmetçik.
Akmasın gözyaşın ardımdan.
Söz mü anam? ” demiştin.
Kuzum, kınalı kuzum!
Nice civanların içinden seçtiğim,
Bebem deyip sevdiğim,
Yiğidim deyip sardığım...
Kepin nerde?
Ya tüfeğin?
Hani geleceğe dair umutların?
Hangi ciğeri delik gömdü umutlarını,
Hangi titremeyen el yaktı ocağımızı,
Hangi karanlık umut çaldı yavrumu?
Oğul, gel hele senin de mi adın Mehmet?
Tut salından oğlumun vatanıma bereket...
İlmek ilmek dokuyup da büyüttüm ben kuzumu
Şu al bayrak sana siper, yat oğlum dinlen hele.
Bereket var bu toprakta, avcumda binlerce tohum,
Bire bin verir başaklar, oğullarım gelin hele.
Benim başım diktir bilin, acım dağlardan yüce.
Şehit anası olmuşum ben, duymayan da duysun hele.
Tutmasa da dizlerim, ağlasa da ciğerim...
Vatan diye, bayrak diye, nice Mehmetler doğururum!
-Bir ana-
SERAP DEMİRTÜRK
Güllük Şiir Güldestesi-2007
SERAP DEMİRTÜRK
ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri
Yavrumun yatağını yanıma serin,
Bedeni toprakta, gönlümde yerin.
Gözyaşım akar sellerden derin.
Ananın gözyaşı dinmez Memedim.
Yüreğinde kurşun, ağır yarası
Tezkereye az kalmış, düğün arası
Eline yaktığım asker kınası
Kıyamete kadar çıkmaz Memedim.
Tabut içinde yüzünü gördüm
Aklım çıktı, deliye döndüm.
Sanma ki yaşarım, seninle öldüm.
Dünyaya bir daha gelmez Memedim.
EMİNE ŞURA KARATAY
Sarıkamış Şehitlerine Şiiri
Ulaştı Yemen'e payitahttan
Padişah fermanı.
Haber redif alaylarını sardı:
Moskof'un kara bulutu sarmış
Sarıkamış semalarını,
Çabucak yetişilecek
Temizlenecek vatan toprakları.
Dikenli güllere veda edip
Bu kez dönülecek Yemen'den,
Başka bir vatan köşesi
Kurtarılacak tez elden.
Elveda Yemen, elveda Sana!
Artık düşman gibi bakma,
Dönüyoruz baksana.
Kader attı bizi 3. orduya;
Göğüs gereceğiz Sarıkamış'ta
Rus'a ve karakışa.
Yetişti Mehmet,
Nefes nefese
Sarıkamış önlerine.
Sarıkamış benzemiyor
Yemen ellerine.
Sana'da yanarken ayaklar,
Sarıkamış'ta buz kesiyor dudaklar.
Yürüdü Mehmet'im, günlerce yürüdü.
Dayanmak gerek bugün namus günü.
Ha gayret! aşılınca üç tepe,
Burun buruna gelinecek,
Moskof askeriyle.
Boğacak Mehmet'im düşmanı
Kışın bile akan teriyle.
Bir tepe aşıldı,
Sıra ikincide.
Sıcaklık onlarca eksi derecede.
Durdu harekât Sarıkamış önlerinde
Ter soğudu, buz oldu,
Yapıştı vücuda katmer katmer,
Dondu ayaklar ölümden beter.
Enver Paşanın ihtirası
Dinmez mi dinmez.
Doksan bin gül soluyor
Sanki bunu bilmez.
Burası kor altında
Çekip gidilmez;
Sarıkamış Yemen oldu
Gidenler gelmez.
Taarruz emri üst üste
Tekrarlandı yeniden:
Alınacak Sarıkamış
Kahpe Rus'un elinden.
Emre itaat namustu,
Mehmet'in yemini.
Öleceğini bile bile
Bir adım atmadı geri.
Hücuma geçtiler üç koldan,
Allahüekber dağlarına.
Bir bir yükselmeye başladılar
Şehitlerin katına.
Seksen bin vatan evladı,
Atamadan tek bir kurşun
Kahpe Moskof'a.
Uyanmamak üzere
Hepsi daldı derin uykuya.
Birden bir ses yankılandı,
Gecenin ıssız karanlığında.
Kerkük'lü bir erin dilinde
Dönüşüverdi Yemen türküsü
S A R I K A M I Ş ' A.
Doğuda güneş yok bu ne tufandır?
Askerde elbise yok bu ne dıramdır,
Sarıkamış kışları ne de yamandır.
Adı Sarıkamış, gülü sararmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Burası şarkmış, dağı hep karmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Sarıkamış önünde bir sessizlik var.
Bakın üstümüze acep nemiz var?
Yazlık elbiseyle tüfengimiz var.
Adı Sarıkamış, gülü sararmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Burası şarkmış, dağı hep karmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Ferman gel demişti, koşarak geldik.
Burası kış imiş, bunu bilmedik.
İşte ölüyoruz, yine dönmedik.
Adı Sarıkamış, gülü sararmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Burası şarkmış, dağı hep karmış,
Giden gelmedi, acep ne varmış?
Ergül Sırkıntı
Şeyma Döndü DAĞISTANLI