İstanbul'um Merhaba! Şiiri | Ali Koç Elegeçmez
Yedi tepe destane
Bakışları mestane
Adı binbir efsane
İstanbul’um, merhaba!
*
Merhaba tarih sözlüm!
Mavi gözlüm
Kültür duvaklım
Turkuvaz yanaklım
Güvercin kanatlım
*
Kültür dokulum
İyot kokulum
Sinan nakışlım
Cennet bakışlım........merhaba!
*
Bilir misin, biz seni can gibi seviyoruz
Hatta can şöyle dursun, yâr gibi seviyoruz
*
Yârdan bile geçeriz, eğer ki gerekirse
Biz seni Mehmetçik gönlüyle seviyoruz.
*
Deniz sende oynaşır en güzel renkleriyle
Tarih sende rakseder mazinin haşmetiyle
*
Zaman bile sinende bağdaş kurup oturur
Cemalini seyreder ebedin hasretiyle!
*
Hakkımdır seni sevmek canandan bile fazla
Öz ana sevgisinden ne eksik ne de fazla
*
Ruhların cennetlerden beklediği o hazla
Ruhlara şifa veren İstanbul'umsun benim!
*
Sende gördüm mavinin gün boyu güldüğünü
Vapurların yüzerken kuğuya döndüğünü
*
Lacivert sularında oynaşırken balıklar
Martıların “is-tan-bul! ” diyerek öldüğünü!
*
Direksiz semalara benziyor kubbelerin
Senin adını yazar göğe minarelerin
*
Yedi gözlü mabetsin, güzelliğinden emin
Adı binbir efsane İstanbul'umsun benim.
.*
Sen,
cennetin aksini gönle yansıtan şehir
Bulutlara uzanan köprülerin olmasa
Yeni Cami önüne güvercinler konmasa
Tenini okşamasa Marmara’nın suları
Saçımı savurmasa Haliç’in rüzgarları
.*
Boğaz’a yaslanırken ihtiyar hisarların
Suları okşamasa köşklerin, sarayların
Denizi dudağından öperken martıların
Çığlığı duyulmasa Boğaz’da vapurların
*
Salacak limanında sallanmasa kayıklar
Kanlıca’da denize eğilmese ağaçlar
Uçmasa Galata’dan Üsküdar’a Hazerfan
Bir tarih haykırmasa
Yıldız’dan Çırağan’dan
*
Atatürk bakınırken
Dolmabahçe camından
Topkapı, koklamasa seni Sarayburnu’ndan
Ne farkın kalır senin
Bir Paris’ten, Newyork’tan
*
Seni İstanbul yapan
neon lambalar değil
Seni İstanbul yapan
geçmişim kokan tenin
Sinan diye haykıran
o eşsiz camilerin
Cami avlularında
uçan güvercinlerin
“Şahit ol” dercesine
gökyüzüne uzanan
Şahadet parmak gibi
ince minarelerindir.
..
Haydarpaşa limanı
Ortaköy ve Aşiyan
Cağaloğlu Yokuşu
Gülhana Parkı..falan
Sahaflar Çarşısı'nda
kitap satan o adam
Galata Köprüsü'nde
balık tutan Süleyman
Sultanahmet...Beyazıt....
Taksim denilen meydan
Ve nihayet her gönle
Firdevs’i anımsatan
Boğaz’dan mavi mavi
Bakınan gözlerindir!
Seni İstanbul yapan
kalabalıklar değil
Seni İstanbul yapan
ceddimin emeğidir
Seni İstanbul yapan
Atatürk yüreğidir.
Ali Koç Elegeçmez
........*.........
06.nisan.2019/perşembe
İstanbul'um Merhaba! eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Ali Koç Elegeçmez
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri
İstanbul Benim Bu Gece! Şiiri
Betonarme evleri,
Ağaçsız bahçeleri
Gönlü delen gökdelenleriyle
Şaşırdım İstanbul’u görünce!
*
Aldım süpürgeyi elime
Süpürdüm tepeleri iyice
Ağaç diktim her yerine
*
Sonra fırçayı saldım denize
Boyadım İstanbul’u gönlümce
İstanbul benim,
Ben İstanbul’um bu gece!
Ali Koç Elegeçmez
12.nisan.2019-cuma
Ali Koç Elegeçmez
Şahane İstanbul Şiiri
Boğaziçi köprüsünden geçerken,
Deniz pırıl pırıl
Gözlerimi kamaştırır
Ah!İşte güzel İstanbul...
Beşiktaş'ta martılar uçar,
İnsanlar simit satar.
Ne güzel bir hayat
Ah!İşte güzel bir hayat
Bir de Kız Kulesi
İçinde restoranlar ve daha neler neler...
İşte hayat
Ah!İşte güzel İstanbul...
Gizem Asya Yılmaz
Gizem Asya Yılmaz
Fatih Sultan Mehmet Han Şiiri
Babasının yapmak istediğini o yaptı
Kuşandı kılıcını zırhını
Aldı askerlerini yanına
Tek hamlede bindi atına
Babası için aldı İstanbul'u
İstanbul başkentimiz oldu
Herkese karşı hoşgörülü oldu
O kimmi FATİH SULTAN MEHMET HAN
can sarıtaş
Canım İstanbul Şiiri
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle Istanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl KISAKÜREK
Necip Fazıl KISAKÜREK