tugba cok guzel
Kutlu Doğum Haftası 4 Şiiri | Mehmet Tevfik Temiztürk
Resul, Rab'be tek, dedi hakikati gösterdi,
Tüm Dünya aydınlandı sevgi, pekiştirildi...
On dört asır evveli peygamber bugün doğdu,
Milyonlarca Rab ruhu, huzurla yoğuruldu...
Resul, bir vesileydi Rab'bin emirlerine,
Hak, onunla dağıldı asrın her köşesine...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Kutlu Doğum Haftası Şiiri 4 eğitici şiirler okul şiirleri çocuk şiirleri öğrenci şiirleri öğretici şiirler Mehmet Tevfik Temiztürk
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri
Camiler Ve Din Görevlileri Haftası Şiiri
Cami, ikametgâhım sürekli uğradığım,
Rab'bin için namaz kıl, der ki mukaddesatım...
Melekler şahit olur görevliler vesile,
Camim bir ibadetgâh gerekse mescitlerle...
Okuduğun Kur'anla varlığın dağlar kadar,
Şükür, secde yerleri her ruha fayda sağlar...
Aklından hiç çıkarma kutsal varlıklarımı,
Huzuru için koru Rable yakınlığımı...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk
Nur Yüzlü Peygamberim Şiiri
Kalbimiz imanla doldu
Sayende peygamberim
Alem nur ışığına boğuldu
Nur yüzlü peygamberim
Her bahar bir gül taçlanır
O gül ki Muhammed'i hatırlatır
Gül kokulusun sen
Nur yüzlü peygamberim
Namaz kılmayı,oruç tutmayı
Zekat vermeyi,hacca gitmeyi
Ve daha birçok ibadeti
Sen öğrettin bizlere
Zehra Çam
Canım Rasulum Şiiri
sana asik tum insanlar
seni arar tum gonuller
sensin gonullere acan gul
biz ise o gulun kokusuna muhtac bir bulbul
MURAT ALICI
Hüzün Yılı / Senetül Hüzün Şiiri
Hüzün yılını yaşarken,
Acılar arka arkaya gelmişti.
Önce büyük oğlun Kasım'ı,
Toprağa verdin ellerinle.
Ardından diğer oğlun Abdullah'ı.
Sonra amcan Ebu Talibi.
Ne çok anardın iyiliklerini.
Üç gün sonra da,
Hatice annemizi.
İslam'ın biricik çiçeğini,
Ömrünün gerçeğini,
Kasımla Abdullah'ın annesini,
Topraklar aldı senden.
Hüzünler sıralanmıştı yüreğine.
Seni üzecek sözleri,
Dolamıştı müşrikler diline.
Neslin kesildi dediler.
Hayır, işte biz buradayız.
Seni seven bir orduyuz.
Sana verilen Kevser'le gururluyuz.
Biz ve çocuklarımız.
Acılar sıralanmıştı yüreğine.
Yaşlar doldu gözlerine.
Karşıdaki dağa seslendin.
Ey dağ dedin.
Ey dağ, benim başıma gelen,
Senin başına gelseydi dayanamaz yıkılırdın.
Bir acı akşamında,
Cebrail geldi.
Kalk dedi.
Bitecek artık acılar.
Şimdi miraç vakti.
Kavuşma vakti.
Vuslat ile geçecek hepsi.
Miraçta makamın gösterilmişti.
Ben burada kalayım o zaman dedin.
Hayır dediler henüz değil ki;
Dünya'da bitmedi yaşanacak günün.
Ya Resulullah, buralara nasıl döndün?
O makamından sonra.
Bu topraklara nasıl alıştın?
Toprakla teyemmüm yapılır ya.
Bu senin toprağa basmandandır.
Senin mübarek ayağınla,
Bastığın topraklar nur oluyordu.
Tuttuğun dallar gül oluyordu.
Haykırıyordun putlar kırılıyordu.
Şehadeti haykırıyordun.
Şirkin cümlesi yok oluyordu.
Zaten doğduğun zamanda da öyle olmuştu.
Putlar yüz üstü düşmüştü.
Mecusi'nin ateşi sönmüştü.
Mazlumun gözyaşı dinmişti.
Bırakın dedin,
Dünya onların olsun.
Bize Allah yetmez mi?
Dünya tuzak dedin.
Bize cennet yetmez mi?
Giderken ben sizi beklerim dedin.
Kevser'in başında.
Buna şüphem yok ama.
Ben Kevser'e gelir miyim?Bilmiyorum.
Niye mi? Biliyorsun işte günahlarım.
Senin ölçünde yaşayamadım.
Kur'anın emirlerini taşıyamadım.
Ne Kevser'e ne de sana şüphem var.
Ben Dünyayı kalbimden çıkaramadım.
Osman Ali AYDIN
Osman Ali Aydın