Bulmaca Sözlüğü (A Harfi)
Bulmaca Sözlüğü
Hızlı Aramalar için : Ctrl + F tuşundan sonra aradığınız sözcüğü yazıp ara diyebilirsiniz.
A
Aba terlik.ANTUFLA
Abartı. : MÜBALAĞA
ABD Başkanı Eisenhower'in takma adı. : İKE
Abdülhak Hamit Tarhan'ın manzum trajedisi. : NESTEREN
Abla.:CİCE
Acem hükümdarı. : EKASİRE
Acemi zeybek.:KIZAN
Acemi,bir işe yeni başlayan. : NEVNİYAZ
Acemi. : TOR
Acı biber.:KAYEN
Acı çikolata : BİTTER
Acı kavun. : EŞEK HIYARI
Acı yitimi. : ANALJEZİ
Acıbadem ağacı.: EREZ
Acıklı olay,dram. :HAİLE
Acıklılık. : FECAAT
Aç gözlü.: TAMAHKAR
Açı ölçmeye yarayan dönme hareketli bir çeşit cetvel. :ALİDAT
Açık alan korkusu.:AGORAFOBİ
Açık duran baş parmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık.: SERE
Açık eflatun renk.: KIZILŞAP
Açık havada ızgara veya kızartma yapmaya yarayan ocak.:BARBEKÜ
Açık kapı ve pencereler arasında oluşan hava cereyanı.: KURANDERE
Açık mavi, kırmızı ve beyaz,sıkı ve tatlı küçük elma. : ABİ
Açık tohumlardan parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilen,yurdu Güney Asya olan,palmiyeye benzer ağaç. : SİKALAR
Açık toprak rengi. : BOZ
Açık toprak rengi.:BOZ
Açık ve yüksek sesle.:CEHREN
Açık yeşil ve pembe renkli,kolay işlenen,değerli bir taş. : YEŞİM
Açık,ortada. : AYAN
Açıkgöz,kurnaz,hin.: EKE
Açıkgöz.:CİNGÖZ
Açıklık,bellilik.:BE DAHET
Açıktan geç,yaklaşma anlamında bir denizcilik ünlemi.:ALARGA
Açma,açılış. : KÜŞAT
Ad kavmi hükümdarı Şeddad tarafından cennete benzetilerek yaptırılan efsanevi bahçe.:İREM
Ad veya numara çekilerek oynanan şans oyunlarının genel adı.: LOTARYA
Ada çayı. : MERYEMİYE
Adak. : NEZİR
Adalet.: TÜRE
Adana ve Mersin yöresinde güğümle doldurularak sokaklarda satılan ve böbreğe iyi geldiğine inanılan meyankökü şurubu.:AŞLAMA
Adanmış ülke yada İsrail ülkesinin eski adı.:KENAN
Adem ile Havva'nın üçüncü oğlu. : ŞİT
Adet görme. : MENSTRUASYON
Adet yokluğu: AMENORE
Adı kötüye çıkmış kimse.:BEDNAM
Adım aralığı. : FULE
Adını anma,sözünü etme.:ZİKİR
Adını bugünkü Bogota yakınlarında yaşamış bir yerli kabilesinin efsanevi yöneticisinden alan masalsı altın ülkesi.: ELDORADO
Adil hükümdar. AVER
Afgan halklarından biri. : PEŞTUN
Afganistan ve Pakistan kadınlarının yüzlerini örtmek için kullandıkları bir tür peçe: BURKA
Afrika kabilelerinde krala verilen ad.: KABAKA
Afrika kokarcası da denilen bir kürk hayvanı. : ZORİLLA
Afrika kökenli bir Amerikan müziği.:CAZ
Afrika kökenli bir dans.:BAMBULA
Afrika misk kedisi. : KALEMİS
Afrika ve Asya'nın kurak bölgelerinde yaşayan kemirgen bir hayvan.:GERBİL
Afrika zencilerinin çalı çırpıdan yaptıkları çardak gibi barınak.:APATAM
Afrika'da gruplar halinde yaşayan ve boyu 30 cm kadar olan memeli bir hayvan.: KUYRUKSÜREN
Afrika'da ve Amerika'da yaşayan,iri gövdeli,uzun yapraklı palmiye.: RAFYA
Afrika'da bir ağaç. : AKO
Afrika'da bir oyun türü. : AVELE
Afrika'da bir ülke. : BENİN
Afrika'da çitle çevrili bir hayvan barınağı ile çevresindeki evlerden oluşan yerleşme biçimi.:KRAAL
Afrika'da yaşayan bir antilop. : KOB
Afrika'da yaşayan bir leylek türü.:MARABU
Afrika'da yaşayan bir yaban kedisi.:İMPAKA
Afrika'da yaşayan iki antilop türünün ortak adı. : GNU
Afrika'da yaşayan İnek antilobu. : KAAMA
Afrika'da yaşayan iri bir antilop: BEİSA
Afrika'da yaşayan ve çok hızlı koşabilen bir antilop. : İMPALA
Afrika'da yaşayan,narin ve küçük bedenli bir antilop.: BEİRA
Afrika'da yetişen ve parlak kerestesi mobilyacılıkta kullanılan bir ağaç. KUME
Afrika'dan zenciler tarafından getirildiği sanılan ağır bir Küba dansı. : HABANERA
Afrika'nın en yüksek dağı Kilimanjaro'nun yerli dillerde özgürlük anl***** gelen adı. : UHURU
Afrika'nın hızlı koşular için yetiştirilmiş evcil hecin devesi. : MEHARİ
Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan iri bir leylek cinsi. : TANTAL
Afrika'ya özgü bir tür yaban kedisi.ERVAL
Afyon yöresinde kadınlar tarafından oynanan bir halk oyunu.:FADİK
Afyon'un Sandıklı ilçesinde bir kaplıca.:HÜDAİ
Afyondan çıkarılan,öksürüğü kesmek için hekimlikte kullanılan bir madde. : KODEİN
Afyondan elde edilen ve hekimlikte kullanılan bir alkoloit. : PAPAVERİN
Agaragar.:JELOZ
Ağ : APIŞLIK
Ağ yatak. : HAMAK
Ağacın reçinesini çıkarmada,boyanmış eski mobilyaları temizlemede kullanılan beyaz toz.OTAŞE
Ağaç bilimi. : DENDROLOJİ
Ağaç cilası.:LAK
Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçiminde balık ağı. : VİNTER
Ağaç çivi. : KAVELE
Ağaç dallarından yapılmış gölgelik.:ÇARDAK
Ağaç işleriyle uğraşan ve ağaçtan çeşitli eşya yapan usta.:MARANGOZ
Ağaç rendelemekte kullanılan,uzun marangoz rendesi. : PLANYA
Ağaç sansarı.:ZERDEVA
Ağaç veya demir parçalarını birbirine bağlamakta kullanılan somunlu iri başlı vida: CIVATA
Ağaç veya fidan dikmeye yarayan yer.YUM
Ağaç veya kumaştan yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde.TOR
Ağaç veya topraktan yapılmış küçük testi.:BODUÇ
Ağaç yada sebze dikmek için açılan çukur. : EMEN
Ağaç,bağ çubuğu veya sebze dikmek için açılan çukur.:EMEN
Ağaç,taş ve madenleri oyarak şekil veren usta.:NAKKAR
Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun. : PUS
Ağaçlıklı yol.:ALE
Ağaçtan yapılmış iri çekiç.:TOKMAK
Ağaçtan yapılmış testi.: SENEK
Ağaçtan yapılmış top.: TOMAK
Ağdalı,koyu kıvamlı bir maddenin özelliği,ağdalık.: VİSKOZİTE
Ağı otu.: BALDIRAN
Ağıl,davar ağılı : ARKAÇ : KOM
Ağın her suya atılışıyla bir defada yakalanan balık. : FOROZ
Ağır akan su.:KARASU
Ağır başlı,uslu. : DÖLEK
Ağır bir şeyi denizden çıkarmak veya denize indirmek işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi.:ALGARİNA
Ağır bir yükün yerden yükseltilmesini sağlayan alet.:KRİKO
Ağır cisimleri bir yerden başka bir yere kaydırmak ve özellikle deniz teknelerini karaya çekmek için bunların altına sürülen yuvarlak ağaç.Çekek tahtaları,felek. : FİLENK
Ağır ritimli bir İspanyol dansı.:BOLERO
Ağır tempolu bir İspanyol dansı.ARABANDA
Ağır topuz.:GÜRZ
Ağır,kalın,dayanıklı ve sağlam.: KUNT
Ağırbaşlı,sözleri ve davranışları ölçülü olan kimse.ENLİ
Ağırbaşlılık.:VAKAR
Ağırlama. : İCLAL
Ağız kısmı yayvan bakır kap.:ÜSKÜRE
Ağız ve dil hareketlerinden yararlanarak,soluk borusuna arka arkaya küçük miktarda hava göndermek için başvurulan soluk alma.:FROG
Ağız yangısı. : STOMATİT
Ağızdan ağıza söylenen parola. : PASAPAROLA
Ağızotu.:YEM
Ağrı Dağındaki bir yayla. : ELİ
Ağrı dağının eski adı. : ARARAT
Ağrı.: VECA
Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesine özgü bir tür köfte.:ABDİKÖR
Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş göz.:ÇİPİL
Ağustos ayının ilk haftasına denk gelen yazın en sıcak günlerine verilen ad.:EYYAMIBAHUR
Ağustos böceği.: ORAK BÖCEĞİ
Ağzı çember biçiminde telden yapılma torbaya benzer büyük gözlü ağ. : APOŞİ
Ağzı geniş,tek kulplu su kabı: KANATA
Ağzı sıkı.:KETUM
Ağzın içinde oluşan pamukçuk. : AFT
Ağzına kadar dolu.:LEBALEP
Ahali,sakinler.EKENE
Ahbaplık,arkadaşlık, alışkanlık.: ÜNSİYET
Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan delik, pencere. : TEMEK
Ahi kuruluşlarına girenlerin törenle bellerine bağlanan kuşak. : ŞED
Ahize,alıcı,reseptör . : ALMAÇ
Ahlaklı.: NEZİH
Ahmaklık. : HAMAKAT
Ahmet Raşit Öğütçü. : ORHAN KEMAL
Ahmet Rıfat'ın kurduğu,insanın bütün nefis baskılarından,geçici eğilimlerinden arınmasını amaçlayan bir Sünni sistemi.: RUFAİLİK
Ahşap ve çubuklarla yapılan ve pencerelere takılan siper.:KAFES
Ahududu soslu şeftalili,krem şantili dondurma.EŞMELBA
Ahududu. : AĞAÇ ÇİLEĞİ
Aids testi. : ELİZA
Aids virüsü.:HİV
Ailesine bakan./Yoksul: AİL
Ajanda.:ANDAÇ
Akaç. : DREN
Akaju. : MAUN
Akanyıldız. : AĞAN : ŞAHAP
Akarsu krosu. Sal yarışı. : RAFTİNG
Akarsu krosu.: RAFTİNG
Akarsu yatağı., mecra. : AKAK
Akbaba.:KERKES
Akciğer zarı iltihabı.NÖMONİ
Akciğer. : RİE
Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. : RAL
Akdeniz ülkelerinde görülen, en çok keçi sütü ile bulaşan ateşli bir hastalık.:MALTAHUMMA SI
Akdeniz yöresinde yetişen ve çiçek tomurcukları turşu yapımında kullanılan bir bitkiye verilen ad. : KEBERE
Akdeniz bölgesinde bir akarsu. : ALATA
Akdeniz Bölgesinde yaygın bir çiçek.:BEGONVİL
Akdeniz Bölgesinin batı kesiminde bir akarsu.: EŞEN
Akdeniz çevresinde bol yetişen,ateşe ve öksürüğe karşı sağaltıcı bir etkisi bulunan,uyarıcı,güçl endirici,yara sağaltıcı olarak da yararlanılan bir bitki.ALAKOTU
Akdeniz çevresinde yaşayanlarda görülen kansızlık.Cooley hastalığı. : TALASEMİ
Akdeniz çevresinde yetişen ve dalları sepet örmekte kullanılan bir ağaççık.:AYIT
Akdeniz ve Marmara'da yaşayan kırmızı renkli,eti lezzetli bir balık. : MAZAK
Akdeniz yöresinde görülen çok sıcak rüzgar. : SİROKO
Akdeniz yöresinde kendiliğinden yetişen ve dokumacılıkta kullanılan bir bitki.: ALFA
Akdeniz yöresinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen bir bitki. : HAVACIVA
Akdeniz yöresinde yetiştirilen ve lezzetli kökleri sebze olarak kullanılan bir bitki.:İSKORÇİNA
Akdeniz'de İtalya'ya ait bir ada. : ASİNARA
Akdeniz'de yaşayan beyaz etli bir balık. : HANİ
Akdeniz'de yaşayan iri karides türü. : NİKA
Akdeniz'de yaşayan,pullu,eti beğenilen bir balık.İNARİT
Akdeniz'de yaşayan,vücudu yassı,pullu,eti lezzetli bir balık.: İŞKİNE
Akıcı söz. : SELİS
Akıl hastalıklarının genel adı. : PSİKOZ
Akıl. : US
Akıldışıcılık. : İRRASYONALİZM
Akıllı,zeki.:LEBİB
Akıllıca. : ALEMİYANE
Akılsız,budala. : EBLEH
Akıntılı hastalık.:AKARCA
Akıtaç. : PİPET
Akıtma.:İSALE
Akkız otu,mübarek dikeni gibi adlar da verilen ve çiçekli dalları halk hekimliğinde kullanılan otsu bitki. : ŞEVKETİ BOSTAN
Akkor. : NARIBEYZA
Akla ve bilmeye değil de iradeye üstünlük tanıyan,ruhsal olayların ve bilgi sürecinin temelinde iradeyi gören bilim dışı öğreti.:VOLONTARİZM
Aklı başında olmayan,baygın.:BİHU Ş
Aklı yatmış. : KAİL
Akran,eş.:BEKTAŞ
Akran. : TAYDAŞ
Akrep takım yıldızının kuyruğunun güneyinde yer alan,küçük güney takımyıldızı,sunak.: ALTAR
Aksaray'da bir baraj. :APA
Aksu,ak basma,perde.:KATARAK T
Akşam vakti,akşam namazı. : AŞA
Aktinyum elementinin simgesi. : AC
Akut lösemilerin tedavisinde kullanılan bir antibiyotik. :AZASERİN
Akyuvar. : LÖKOSİT
Alaca benekli./Cüzamlı./Çiçek bozuğu. : ABRAŞ
Alaca,iki renkli.: YANAL
Alakasız.(Mecazi). : KELALAKA
Alamanadan küçük,üç çifte balıkçı kayığı. : MANYAT
Alan korkusu.:AGORAFOBİ
Alaşım. : HALİTA
Alaturka müzikte kullanılan bir tür zilsiz tef. : BENDİR
Alavereci. : SPEKÜLATÖR
Alay,eğlenme. : MEZEK
Alaysı. : İRONİK
Alçak kimse. : DENİ
Alçalma. : ZÜL
Alçı taşı.:JİPS
Alçıdan kabartma süsler.Süslemecilik sanatında alçak kabartma tekniğinde,mala ile yapılan alçı süslemeye verilen ad. : MALAKARİ
Aldatma,oyun,düzen.E SİSE
Alev.Yalaz. : ALAZ
Aleve tutularak pişirilmiş.:FLAMBE
Alevi ve Bektaşi müritleri aydınlatmak için düzenlenen cemaatlerde dedelere yapılan yardım veya verilen para.:HAKKULLAH
Alevi-Bektaşi törenlerine verilen ad Alevi semahı.:CEM
Alışılagelen.:BERMUT AT
Alışkanlık.:ÜNSİYET
Alışkanlıkla elde edilmiş beceri.: RUTİN
Alışma,kaynaşma.:ÜLF ET
Alışveriş. :AKSATA
Alışverişte çok kar amacını güden kimse.:BEZİRGAN
Alkalik. : KALEVİ
Alkil kökü. :AMİNO
Alkolde eriyen hayvani reçine.:GOMALAK
Allah'ın buyruklarına uyma.:TAAT
Almak,alıp götürmek.:APARMAK
Alman,Avusturya,İngi liz,Rus ve İsveç askeri hiyerarşisinde en yüksek rütbe.:FELDMAREŞAL
Almanca evet.:JA
Almanya dışına sürülmüş Musevilerin 14. asırdan başlayarak kullanmış oldukları Almanca-Yahudice karması dil. : YİDİŞ
Almanya ve Avusturya'da kullanılmış eski gümüş para. : TALER
Almanya ve İtalya'da resim müzelerine çoğu zaman verilen ad. : PİNOKOTEK
Alnın üzerine düşen kısa kesilmiş saç.:KAKÜL
Alosa'da denilen balık.: TİRSİ
Alt gagasında deriden bir kesesi olan iri kuş.: PELİKAN
Alt,aşağı.:ZİR
Altay panteonunda deniz tanrıçası. : AKANA
Altı aylığa kadar körpe yaban domuzu.:FESEK
Altı çan biçiminde genişleyen etekler için kullanılan sözcük. : KLOŞ
Altı düz,üçgen biçiminde yelkenli iki kişilik tekne. : ŞARPİ
Altı mukavva ile beslenmiş,üstü sırmalı işleme.: DİVAL
Altı veya sekiz çift kürekle çekilen dar,uzun bir çeşit kayık : KANCABAŞ
Altın alaşımı.: ORÜR
Altın kökü. : İPEKA
Altın renginde olan.:ALTUNİ
Altın ve gümüş eritilen kabın içine konulan çerçeve. : İLİCE
Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş. İpekten sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz kumaş. : DİBA
Altından yapılma,altın rengi. : ZERRİN
Altıpatlar da denilen bir tabanca türü.:REVOLVER
Altmış santimlik bir uzunluk ölçüsü. : ARŞIN : ENDAZE
Altmış yıl.: SİTTİNSENE
Altmışlı yılların başlarında doğan bir Jamaika müziği.KA
Altyapı. : İNFRASTRÜKTÜR
Alüminyum,bakır ve magnezyum katılmış çinko alaşımlarına verilen ad. : ZAMAK
Alüminyumun simgesi: AL
Alüvyon. : LIĞ
Alyuvarlar. : ERİTROSİT
Amaçlamak. : İSTİHDAF ETMEK
Amaçtan şaşmak: ÇAVMAK
Amasya'da bir göl. : BORABAY
Amasya'nın Taşova ilçesi yakınlarında,sarkıt ve dikitleriyle tanınmış mağara. : BALLICA
Amazon bölgesinde bataklık sık orman.: İGAPO
Ameliyat bıçağı. : BİSTÜRİ : NEŞTER
Ameliyat ipliği. : KATKÜT
Amerika ve Avustralya'da yaşayan,kürkü değerli memeli bir hayvan.POSSUM
Amerika'da yaşayan, avlanması ve postlarının satılması yasak olan memeli bir hayvan. SELO
Amerika'da 1917'de çeşitli meslekten insanları kültürel,insancıl amaçlar çerçevesinde toplamak amacıyla kurulan kulüp.:LİONS
Amerika'da Amazon,Afrika'da Nijer ırmakları gibi Ekvator bölgesindeki büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad. : SELVA
Amerika'da yaşayan ve yavrularını sırtında taşıyan keseli sıçan. : SARİG
Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaç,hint bademi.:KAKAO
Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaççık.:İKAKO
Amerika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan kimi kemiricilerin ortak adı.: AGUTİ
Amerikan armudu : AVOKADO
Amerikan devesi. : LAMA
Amerikanın ekvator bölgesindeki tatlı sularda yaşayan bir kaplumbağa. : MATAMATA
Amerikanın sıcak bölgelerinde yetişen ve mandalinaya benzer meyvesi olan bir ağaca verilen ad. : GUAYAVA
Amine Hatun'un Hazreti Muhammed'e hamile kaldığı gece.:REGAİP
Amip,akyuvar ve bazı bakterilerde hücre bölünmesi yoluyla olan çoğalma.:AMİTOZ
Amirler. : ÜMERA
Amonyak tuzu. : NIŞADIR
Amyant. : AKASBEST
Ana ırmağa karışan akarsu.:GELEĞEN
Ana kent. : METROPOL
Ana rahminde doğma zamanını tamamlayamamış veya vaktinden önce düşmüş çocuğa verilen ad. :CENİN
Anadolu beyliklerinde donanma askeri. : AZAP
Anadolu halklarının ana tanrıçası. : KİBELE
Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası,:MA
Anadolu'da doğup Karadeniz'e dökülen akarsuların en doğuda olanı.:ÇORUH
Anadolu'da Lykia bölgesinin en önemli liman kentlerinden biri.ATARA
Anadolu'da seyirlik köy oyunlarını düzenleyen kişiye verilen ad.:KIZILAYAK
Anadolu'da yüzyıllardan buyana göçerler arasında dokunan bir tür ensiz dokumaya verilen ad. : ÇARPANA
Anadolu'nun bazı yörelerinde mercimekli bulgur pilavına verilen ad.:MÜCEDDERE
Anadolu'nun bazı yörelerinde tohuma verilen ad. : BİDER
Anadolu'nun çeşitli yörelerinde genellikle kadınların vücutlarının çeşitli yerlerine yaptırdıkları dövme. : DAK
Anadolu'nun en eski halkı.:LUVİLER
Anadolu'nun güneybatısının antik devirlerdeki adı. : KARİA
Anadolu'nun iç ve doğu kesimlerinde yaşayan,toprak altına yuva kuran memeli bir hayvan.:AVURTLAK
Anadolu'nun kimi bölgelerinde erkekler arasında yapılan sohbet toplantıları: BARANA
Anadolu'ya özgü bir halk oyunu.:TAMZARA
Anahtar. : AÇAR
Anakent,ana şehir.:METROPOL
Anarşizmin rengi.:KARA
Anasonsuz üzüm rakısı. : DÜZİKO
Anayurdu Meksika olan,odunundan kırmızı boya elde edilen bir ağaç.:BAKAM
Anayurdu Orta ve Güney Amerika ile Batı Hint adaları olan elli kadar ağaç ve çalı türünün ortak adı.: JAKARANDA
Angola'nın başkenti.:LUANDA
Angola'nın para birimi.:ESKÜDO
Anında çeviri.: SİMÜLTANE
Anında,hemen.: ALAMİNÜT
Anıtkabir'in tasarımını da gerçekleştiren ünlü mimarımız.:EMİN ONAT
Anıtmezar. : MOZOLE
Ankara keçisinin kılı. : MOHER
Ankara ve yöresine özgü iki kişiyle oynanan ağır ritimli bir halk oyunu.:FİDAYDA
Ankara yöresine özgü bir halk oyunu.:MİSKET
Ankara'daki Hitit Güneşi adlı anıtıyla tanınan,1905-1978 yılları arasında yaşayan heykelcimiz.:NUSRET SUMAN
Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde ulusal park kaps***** alınan orman alanı.OĞUKSU
Anket. : SORMACA
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası.:BEYİT
Anlambilim.: SEMANTİK
Anlaşılmaz bir biçimde yüksek sesle bağırmak.: BÖĞÜRMEK
Anlaşma,uyuşma. : ANTANT
Anlatışta düzgünlük.: FESAHAT
Anlayış. : İZAN: FERASET
Anlayışlı.:FERASETLİ .:ZEYREK
Anlayışsız,ahmak,kal ın kafalı.:GABİ
Ansızın gelen bela,sıkıntı. : MUSİBET
Antakya'da,bir çok dinsel yapı bulunan ve tabiatı koruma alanı kaps***** alınan dağ.:HABİBNECCAR
Antalya ilinde antik bir kent. : SİMENA
Antalya körfezinin batı kıyısında bir burun. : GELİDONYA
Antalya Körfezinin batı kıyısında bir koy ve burun.: ADRASAN
Antalya ve Fethiye körfezleri arasında yer alan yarımadanın adı.:TEKE
Antalya yöresine özgü,kaburga kemiği ve pirinçle yapılan bir yemek.:LABA
Antalya'da bir baraj.:ALAKIR
Antalya'da bir mağara. : KARAİN
Antalya'da Kale ve Finike ilçeleri arasında yer alan kıyı gölü.:BEYMELEK
Antalya'da Manavgat çayı üzerinde bir baraj ve hidroelektrik santralı.YMAPINAR
Antalya'da tanınmış bir mağara.: DAMLATAŞ
Antalya'nın Elmalı ilçesinde tabiatı koruma alanı kaps***** alınan ve Toros sediri ağaçlarıyla kaplı olan orman alanı. : ÇIĞLIKARA
Antalya'nın eski adı.:ADALYA
Antalya'nın Lara bölgesinde,yaklaşık 150 kuş türünü barındıran bir göl.:YAMANSAZ
Antalya'ya özgü tahinle yapılan bir yiyecek. : HİBEŞ
Antarktika'da etkin bir yanardağ.:EREBUS
Antepfıstığıgillerde n,sıcak bölgelerde yetişen,kabuğu hekimlikte,yapraklar ı dericilikte kullanılan bir ağaç. : SOMAK
Antik çağda daha çok mezar taşı işlevi gören ama adak,anı veya sınır taşı olarak da dikilen taş levha.TEL
Antik çağlarda Kızılırmak ile Sakarya ırmağı arasındaki bölgeye verilen ad. : GALATYA
Antik çağlarda,Anadolu'nun güneybatısına verilen ad.:LİKYA
Antik Yunan'da,konserler verilen,şiirler okunan,oyunlar oynanan,genellikle dikdörtgen biçiminde,üzeri kapalı yapı.DEON
Antiller'de ve bütün tropikal bölgelerde yetiştirilen,kökünde ki yumrulardan ararot çıkarılan bir kamış çeşidi.:MARANTA
Antimon'un simgesi. : SB
Antlaşma:. MUAHEDE
Anüsten su vermek yoluyla kalın bağırsağın içini temizleme.Lavman.: TENKİYE
Apandis iltihabı.:APANDİSİT
Aptal. : ALIK: ŞAVALAK
Ara,arasında.:BEYN
Ara. : ANTRAKT
Araba oku.:ARIŞ
Araba okunun ekseni. : İK : İĞ
Araba üzerine gerilerek içine saman veya tahıl doldurulmuş büyük kıl çuval. : GERİ
Araba vapuru. : FERİBOT
Arabacı.:KOÇAŞ
Arabada saman yüklenen taşıma sepeti. : ÇİTEN
Arabistan plakası. : KSA
Arabistan yarımadasında yaşayan bir çok Arap kabilesinin ortak adı. : MAZİN
Arabistan'da çeşitli yerlerde kurulan pazarlar.: SUK
Aracısız,doğrudan. : BİLVASITA
Arap abecesiyle yazılan ve ancak büyüteçle okunan bir yazı biçimi. : GUBARİ
Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. : CELİ : HİLALİ.: TALİK
Arap alfabesinin her hangi bir rakamı karşılayan ve anlamsız sekiz kelimeden oluşan değişik bir düzeni. : EBCET
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri. : FANTAZMA
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri.:FANTAZYA
Arap dili ve edebiyatıyla uğraşan kimse.: ARABİST
Arap erkek giyiminde,kefiyenin kaymaması için başa geçirilen ayarlı çember.Yün çember bağ. : AGEL
Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi.:RIKA
Arap harfleriyle yazılmış metinlerde kısa ünlüleri göstermek için kullanılan işaret.:HAREKE
Arap reisinin evi. : ZAMALA
Arap yazısının düz ve köşeli çizgilerle yazılan eski bir biçimi.:KUFİ
Arapça çok karanlık gece.:LEYLA
Arapça da ben. : ENE
Arapça dilbilgisinde fiil çekim örneklerini içeren kitap.: EMSİLE
Arapça el yazısı biçimi. : RIKA
Arapça kuş.:TAYR
Arapça zarf yapan gibi anlamında benzetme öneki.:KE
Arapça'da domuz. : HINZIR
Arapça'da inandık anlamında bir söz.:AMENNA
Arapların başlarındaki serpuş. : KEFİYE
Arapların Recep ayında kestikleri kurban. : ATİRE
Araz. : İLİNEK
Arazi üzerinde serilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren geometrik biçimli tahta lata. :MİRA
Arazide dikilen işaret çubuğu. : ARDA
Ardıç kozalağı. : EFİN
Argo da adam,herif anlamında söz. : *****
Argo da ahlaksız kimse. : KAYARTO
Argo da esrar. : OT
Argo da hiç emek vermeden ele geçirilen şey. : LÜP
Argo da orta yaşlı erkek. : KIRANTA
Argo'da aptal,sersem.:GEBEŞ
Argo'da çirkin kimseye verilen ad.:KOKOROZ
Argo'da dikizleme.:RONT
Argo'da dolap.:KETENPERE
Argo'da dost,metres anlamında sözcük.:GACO.:ZAMKİN OS
Argo'da fahişe.:KEVAŞE
Argo'da gizli dost.:AŞNAFİŞNE
Argo'da görgüsüz,kaba saba kimseye verilen ad.:ZONTA
Argo'da hamama verilen ad.:TATO
Argo'da hile,düzen,tuzak.: TONGA
Argo'da kağıt para.APEL
Argo'da lira anlamında kullanılan sözcük.SKİ
Argo'da metres.:MANTİNOTA
Argo'da rakı.:ANZAROT
Argo'da sersem,budala,ahmak. : HIRT
Argo'da silahla yapılan hırsızlık.: TUFA
Argo'da sövme,sövgü.:KALAY
Argo'da tanışıyormuş gibi yaparak para sızdırma.:MANİTA
Argo'da tavla oyununda kullanılan zar.:KEMİK
Argo'da vurgun anlamında sözcük.: TUFA
Argo'da yolsuzca veya zorla elde edilen mal.:KAPAROZ
Argo'da,şuna bak,hale bak anlamında bir sözcük.:KİTAKSİ
Argoda alay. : SARAKA
Argoda altın lira. : OSKİ
Argoda bit. : MACAR
Argoda cebi delik. : KOKOROZ
Argoda çalmak ,aşırmak. : AŞIRAMENTO
Argoda değersiz,kötü. : KITIPİYOZ : KITIPİYOS
Argoda değersiz,önemsiz,der me çatma. : CAVALACOZ
Argoda genç ve yakışıklı erkeğe verilen ad. : LAÇO
Argoda git defol anlamında sözcük. : NAŞ
Argoda giysi. : FAÇA
Argoda gizli yer. : SOTA
Argoda gösteriş,çalım. : AFİ
Argoda gözetleme. : ERKETE
Argoda güzel giyimli,çok şık. :APİKO
Argoda külhanbeyi tavırlı kimse. : ADADİYOZ
Argoda oynaş. : AFTOS
Argoda uydurma söz,yalan.:KITIR
Arı beyi.:ANAARI
Arı kil. : KAOLİN
Arıların çıkardığı bir tür salgı.. : EĞİR
Arıların kovan deliğini kapatmak için kullandıkları sarı ve yumuşak madde,balmumu.:KİREB OLU
Aristokrasi.:ZADEGAN
Aristoteles'in şiir anlayışından alınan ve sanat yapıtını birtakım kurallara bağlı olmakla birlikte dünyanın bir taklidi olarak tanımlayan terim. : MİMESİS
Arjantin'in plaka işareti.: RA
Ark.Kıvılcım. : ŞERARE
Arka. : PEŞ : AKAB
Arkadaş,geceleri konuşulup dertleşilen dost.EMİR
Arkadaş. : ENİSE
Arkadaş.:YAREN : REFİK
Arkalıksız iskemle. : SEKMEN
Arkalıksız küçük iskemle. : OTURAK
Arkalıksız,alçak,yum uşak,ayakları gözükmeyen oturacak. : PUF
Arkası kabarık,oturak yeri geniş koltuk. : BERJER
Arkası yırtmaçlı resmi ceket. :CEKETATAY
Arkası yırtmaçlı,etekleri uzun,çift sıra düğmeli,resmi erkek ceketi.:REDİNGOT
Arkeolojide antik kentlerin mezarlarına verilen ad. : NEKROPOL
Arkeolojide,genellik le boynuz veya hayvan başı biçiminde içki kabı.: RİTON
Armağan,karşılıksız verilen: PEŞKEŞ
Armut biçiminde ipek telli Vietnam lavtası. : TİBA
Arnavutluk para birimi. : LEK
Arnavutluk'un plakası:AL
Arpa,buğday ve benzerlerinin kalburdan geçirilmiş bölümü. : ELENTİ
Arsenik. : ZIRNIK
Arsız sokak çocuğu,piç. : KOPİL
Arşının sekizde bir uzunluğunda ölçü birimi. : URUP
Arşiv.:BELGELİK
Arta kalan. : BAKİ
Artırma yoluyla yapılan satış.:MEZAT
Artvin ilinde,Sahara yaylası ile birlikte ulusal park kaps***** alınan ve doğal güzelliğiyle tanınan bir göl.: KARAGÖL
Artvin ilinde,ulusal park kaps***** alınan ünlü yayla.AHARA
Artvin'in Ardanuç ilçesinde ünlü bir yayla.:BİLBİLAN
Artvin'in eski adı. : LİVANE
Aruz ölçülerinden biri. : REMEL
Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi,kalıba uydurmak için uzatma. : İMALE
As.: KAKIM : ERMİN
Asalak bilimi. : PARAZİTOLOJİ
Asalak. : TUFEYLİ : EKTİ
Asbestli çimentodan yapılan bir çatı kaplama gereci.:ETERNİT
Asgari,minimum.: MİNİMAL
Asık suratlı,somurtkan. : ABUS
Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi.:NÖRON
Asıl,unsur,hipostaz. : UKNUM
Asilzade,derebeyi.:A LPAGUT
Asit. : HAMIZ
Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret. : KOKART
Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi.EVŞİRME
Asker,ordu. : LEŞKER
Asker,ordu.:CEYŞ
Asker. : SÜ
Asker.Ü
Askeri ataşe.. : ATAŞEMİLİTER
Askeri donatımın metal bölümlerini temizlemek için kullanılan üstübeç,alkol ve sabun karışımı madde. : ASTİKA
Askeri mahkeme.İVANIHARP
Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı.:BAŞIBOZUK
Askerlik çağı.:ESNAN
Aslan takımyıldızının Latince adı.: LEO
Asma biti. : FİLOKSİRA
Asma filizinin rengi,açık yeşil renk.:FİLİZİ
Asma kütüğü.: REZ
Asma,kavun,karpuz gibi bitkilerin sürgünü veya dalı.: TEVEK
Asma,yukarı kaldırma. : TALİK
Asmalık.:BAĞ
Aspiratör.:EMMEÇ
Ast. : MADUN
Astarlık bir kumaş türü.: SOF
Astronomi alanındaki buluşları,matematik, doğa bilimleri,coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla ünlü,Orta Çağın en büyük bilginlerinden biri.: BİRUNİ
Astronomi. : FELEKİYE
Asurlular tarafından kurulan ticaret kolonilerine verilen ad.:KARUM
Asya ve Afrika'da yaşayan,güzel ötüşlü küçük bir kuş.:BENGALİ
Asya'da bir göl.:URMİYE
Asya'da bir ırmak. : OBİ : OKA
Asya'da ve Malezya takımadalarında yetişen yelpaze yapraklı büyük boylu palmiye.:KORİFA
Aşağı derece.EREKE
Aşağılık kimseler,alçaklar anlamında eski sözcük.: EDANİ
Aşı boyası. : OKR
Aşık ve bilye oyunlarında kullanılan, içi oyulup kurşun akıtılarak ağırlaştırılmış boyalı kemik.: AKAT
Aşık kemiği. : KAP :TALUS
Aşık olmaktan duyulan korku. : AMOROFOBİ
Aşılanmamış zeytin ağacı,yabani ağaç.: DELİCE
Aşırı iştahlı.:EKİL
Aşırı iştahsızlık. : ANOREKSİ
Aşırı kitap okuma tutkusu.:BİBLİYOMANİ
Aşırı sembolist sanatçılara verilen isim.(19. Asır sonlarında görüldü).EKADAN
Aşırı şişmanlık. : OBEZİTE
Aşırı ulusçuluk.: ŞOVENİZM
Aşiret. : OYMAK
Aşk ateşi. : OD
Aşk. : SEVİ
Aşkla ilgili,kösnül.:EROTİ K
Aşure kazanını karıştırmak için kullanılan uzun saplı,yayvan uçlu kepçe. : MABLAK
At ahırı. : TAVLA
At arabalarının tekerleğine geçirilen demir çember. : ŞINA
At eğitimi ve bu eğitimin yapıldığı yer. : MANEJ
At eğitimi yapılan alan.: MANEJ
At gezdirmeliği. : PADOK
At koşturup karşı takım oyuncularına değnek atarak topluca oynanan eski bir Türk oyunu.:CİRİT
At tüyünün rengi. : DON
At üretilen çiftlik. :HARA
At ve eşek yavrusu.:KULUN
At ve kısrak sürüsüne verilen ad. : ÜREK
At veya araba uşağı. : İSPİR
At yarışlarında kullanılan klasik engele verilen ad. : OKSER
At,eşek gibi tek tırnaklı hayvanların tırnağı. : TOYNAK
At,köpek gibi evcil bir hayvanın soy kütüğü. : PEDİGRİ
Ata bakan,tımar eden kimse,at bakıcısı.EYİS
Atardamar bozukluğu. :ARTERİT
Atardamar. : ARTER
Atardamarda kanın pıhtılaşması veya yağ parçacıklarının oluşması sonucunda meydana gelen tıkanma.:AMBOLİ
Atasözlerine dayanan didaktik Çin-Japon şiiri. : Pİ
Ateş anl***** gelen Sanskritçe sözcük.: AGNİ
Ateş böceği. : ARUSEK
Ateş. : KOR : NAR
Ateşe tapanlar,Zerdüşt dinine bağlı olanlar. : MUGAN
Ateşli silah çapı. : KALİBRE
Ateşli silahlarda atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde.:CEPHANE
Ateşperest. : MECUSİ
Ateşte kızartılmış taze buğday veya mısır. : ÜTME
Ateşten fırlayan ve etrafa saçılan kıvılcım.:UÇKUN
Atgillerden soyu tükenmiş olan küçük,çevik bir yaban atı. : TARPAN
Atı yönetmek için ağzına takılan demir araç : GEM
Atıcılık sporunda bir dal.KEET.:TRAP.:BALT RAP
Atıcılık. : RİMAYET
Atılmış,eğrilmeye hazırlanmış,top biçiminde yün veya pamuk . : TULUP
Atın ağzına takılan demir araç. : GEM
Atın başındaki süsler. : OYAN
Atın bir koşma biçimi.:RAHVAN
Atın bir tür hızlı yürüyüşü. : EŞKİN
Atın eşkin yürüyüşü. : LİNK : ADETA
Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü.:TIRIS
Atın kişnemesi. : OKRAMA
Atıştırmalık. : SNACK BAR
Atik,çevik.:ÇALAK
Atilla İlhan'ın lakabı : KAPTAN
Atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu.OLO
Atların ağzına takılan kantarma türlerinden biri. : PELEM
Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık.:KİLİT
Atların ayaklarında görülen ve rahat yürümelerini önleyen hastalık. :ARPALAMA
Atların boynuna takılan muska,değerli taş,hayvan tırnağı gibi şeylere eski Türklerde verilen ad.:MONCUK
Atların taşınması için yapılmış kapalı taşıma aracı.:VAN
Atlas çiçeği.: KAKTÜS
Atlas. : SATEN
Atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin veya giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli,yüksekçe yer.: PODYUM
Atletizmde on ayrı dalda yapılan yarışma.EKATLON
Atlı savaşçı. : ŞÖVALYE
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş.: MUYMUL
Atmaca,doğan.:LAÇIN
Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmeleri,rüzgar,y ıldırım,yağmur,dolu gibi olaylara verilen genel ad.: METEOR
Atmosferin 11 km kalınlığında olan ilk katmanı. : TROPOSFER
Atmosferin,yeryüzünd en 80 km yükseklikte başlayan son tabakası.:İYONOSFER
Atom çekirdeğinde her bir (+1) pozitif elektrik yükü taşıyan tanecik.ROTON
Atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötronun ortak adı. : NÜKLEON
Atom parçacığı. : PARTİKÜL
Atölye. : İŞLİK
Av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi. : FERMA
Av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi.: FERMA
Av vergisi,av resmi. : SAYDİYE
Av. : ŞİKAR
Ava alıştırılamayan bir tür doğan. : ESPERİ
Avcı çantası.:CELBE
Avcı kulübesi Avcı pusu yeri. : AVSİN. : EVSİN
Avcı kulübesi.:GÜME
Avcılar için göl kenarında yapılmış kulübe. : BECENE
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu. : ÖNEZE
Avda hiçbir şey öldüremeyen veya tutamayan avcı için kullanılan sözcük.:MAZET
Avı çekmek için dökülen yem.ADAMIK
Avlamak istediği yaban domuzu tarafından öldürülen,Bybloslu genç Fenike tanrısı.:ADONİS
Avlu.,iki ve daha çok katlı ev,sofa. : HANAY
Avrupa Birliğine üye ülkelerin ortak para birimi.:EURO
Avrupa Futbol Birliği'nin kısaltması.:UEFA
Avrupa uzay ajansı. : ESA
Avrupa uzay araştırmaları örgütü. : ESLO
Avrupa ve Kafkasya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir cins dağ keçisi.:ŞAMUA
Avrupa Yayın Birliği. : EBU
Avrupa'da 18. asırda egemen olan İtalyan opera tarzının adı.: NAPOLİTEN
Avrupa'da bir ırmak. : İNN
Avrupa'da yaşayan bol renkli iri bir kelebek türü. : ADELA
Avrupa'nın en büyük gölü. : LADOGA
Avrupalıların Çin devlet memurlarına verdikleri ad. : MANDARİN
Avşa adasına verilen ad.:TÜRKELİ
Avşa adasında yetişen ve iyi bir sofra şarabı elde edilen kırmızı üzüm cinsi. : ADAKARASI
Avukat sayısı beşten az olan yerlerde avukat yetkisini taşıyan meslek ad***** verilen ad : DAVA VEKİLİ
Avukatların meslek örgütü. : BARO
Avustralya tavuğu'da denilen bir kuş. : MELİ
Avustralya'da yaşayan bir cins devekuşu. : EMU
Avustralya'da yaşayan çeşitli otçul keselilerin ortak adı.:VALABİ
Avustralya'da yaşayan keseli ağaççıl memeli hayvan.: KOALA
Avustralya'da yaşayan,ağır gövdeli,kısa bacaklı hayvan.:VOMBAT
Ay ( kamer ) takviminin beşinci ayı,büyük tövbe ayı.: CEMAZİYÜLEVVEL
Ay ağılı,hale. :AYLA
Ay çiçeğine verilen bir başka ad.:GÜNEBAKAN
Ay takviminde on birinci ay. : ZİLKADE
Ay takviminin yedinci ayı.:RECEP
Ayağa kalkmak. : KIYAM
Ayağa vurulan halka,köstek,pranga. :BUKAĞI
Ayağı kayma,sürçme. : ZEL
Ayağı sakat olan.:ÇOLPA
Ayağı sekili at.: ALABACAK
Ayağına çabuk,atik,çevik.:ÇA LAK
Ayak : KADEM
Ayak bakımı.EDİKÜR
Ayak bastı parası. : KADEMİYE
Ayak bilekliği.. : HALHAL
Ayak takımı.ARYA
Ayak topu. : FUTBOL
Ayakkabı bağı.:BAĞCIK
Ayakkabı boyama. : LOSTRA
Ayakkabı çekeceği. : KERATA
Ayakkabı kalıbının çapı. : LORTA
Ayakkabı yapıştırıcısı. : ÇİRİŞ
Ayakkabı,çanta yapımında kullanılan parlak deri.: RUGAN
Ayakkabıcılıkta kenar düzeltmek için kullanılan metal alet.:MAKİNETA
Ayakkabıların altına çakılan demir.: NALÇA
Ayakkabının altını kalınlaştırmak için yerleştirilen parça.: FİYAPA
Ayakkabının ön tarafında dikişle ayrılmış burun bölümü. : MASKARATA
Ayakkabının üstünden bacağın alt bölümüne değin sarılan,kumaş yada köseleden yapılmış bir tür tozluk. :.GETR
Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü. : SAYA
Ayaklı,taşınır ocak.:MALTIZ
Ayaklık. : PEDAL
Ayakta duran. : KAİM
Ayarı bozuk (para). : NASARA : NASERE
Aydın ilinde bir baraj.: MADRAN
Aydın yöresinde,kadınların kına gecesi,düğün,bayram gibi özel günlerde başlarına örttükleri geniş örtüye verilen ad. : ULADA
Aydınlatma,ışıklandı rma. : TENVİR
Ayın etkisiyle huyunun değiştiği düşünülen kimse.:AYSAR
Ayın on dördü.:BEDİR
Ayırıcı duvar,cidar.:ÇEPİÇ
Ayırmaç.:FARİKA
Ayırtman. : MÜMEYYİZ
Aylandız da denilen ve gölge ağacı olarak dikilen kötü kokulu bir ağaç. : KOKARAĞAÇ
Aymaz. : GAFİL
Aynı adlı karabiberden elde edilen bir tür içki. : KAVA
Aynı adlı keçi türünün ince,yumuşak,parlak yünü.:TİFTİK
Aynı cins. : HETEROJEN
Aynı cinsten şeyler arasındaki ince fark.:NÜANS
Aynı işi yapan esnafın bulunduğu çarşı. : ARASTA
Aynı oranda aynı element oluşumunda ama farklı özellik taşıyan iki bileşikten biri.:İZOMER
Aynı rengin çeşitli tonlarıyla yapılan resim. : KAMAYÖ
Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu.:TRUP
Aynı yere giden taşıt veya yolcu topluluğu.:KONVOY
Ayrıca değerli taşlarla süslü olmayan altın veya gümüşten yapılmış kuyumculuk işleri.: SADEKARİ
Ayrılış,ayrılık. : FİRKAT
Ayrılma. : İNFİRAK
Ayrılmış,dağınık. : MÜTEFERRİK
Ayrıntılar.: MÜFREDAT
Ayvalık ilçesindeki ünlü turistik tepe. : ŞEYTAN SOFRASI
Az aydınlık yerlerde görememe biçiminde beliren göz hastalığı. : TAVUKKARASI
Az bulunan,nadir.:TURFA
Az eğimli arazi.:BAYIR
Az kavrulmuş un ve tavuk eti dövülerek yapılan,pelte kıvamında yöresel bir yemeğe verilen ad. : HERİSE
Az miktarda.:CÜZİ
Az pişmiş et. : TATARİ
Az sözle çok şey anlatma. : İCAZ
Az yada çok kabarık enine fitillerle belirginleşen ipekli bir dokuma. : GROGREN
Azalma. : FİRE
Azap.: EZİNÇ
Azerbaycan'ın başkenti.:BAKÜ
Azerbaycan'ın para birimi.:MANAT
Azerbaycanlı ünlü yazar.:ANAR
Azgın kızgın hayvan.:AKUR
Azı dişi.:NAB
Azılı atları zaptetmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç.: KANTARMA
Azınlık,azlık. : EKALLİYET
Aziz mezarı.: RAVZA
Azman bir midye çeşidi.İNES
Azmış yara.:BICILGAN
Azotun bir başka adı. : NİTROJEN
Editör
Bulmaca Sözlüğü A dan Z ye Bulmaca çözmek isterseniz kolay bulmaca çözme ipuçları genel kültür
Benzer Türkçe Ders Notları
- Kompozisyon Yazmanın Metodu (Yöntemi)
- 7. Sınıf Türkçe Sözcükte Anlam
- Kök ve Ek Bilgisi
- 5. Sınıf Türkçe Dersi Ses Bilgisi Ders Notu
- Açıklamalarıyla 20 Türk Atasözü
- Zarflar
- Ders Notları Ekleyin
- Ders Notları Ana Sayfa
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.