masal arşivi
Siz hiç Keloğlan'ın nasıl kel kaldığını merak ettiniz mi? Bir zamanlar onun da sırma gibi saçları varmış. Ancak tembelliği yüzünden o güzelim saçlarından olmuş. Nasıl mı? Dinleyin bakalım...
Bir gün anacığı Keloğlan'ı ormana odun toplasın diye göndermek istemiş. Keloğlan:
- Pekâla anacığım, emrin başım üstüne, diyeceği yerde;
- Bu dünyada insana bir rahat y&uu... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak bir ülkede bir oyuncak evinin içinde tam altı tane kurşun asker yaşarmış. Bunları bir gün alıp bir oyuncakçı dükkanının vitrinine koymuşlar.
Altısı da tüfekleri omzunda hazır olda duruyordu. Yalnız içlerinden birinin tek ayağı yoktu. Oğlunun doğum günü için armağan almaya &ccedi... devamını oku
Zaman gelmiş, zaman geçmiş. Günler gelmiş, aylar geçmiş. Aylar gelmiş, yıllar geçmiş.
Keloğlan elli iki yaşına girmiş, nereden duyduysa adını duymuş, kafasında iyice yer edinmiş, mücevher ağacını bulmak üzere yola çıkmış.
Keloğlan gele geçe, pınardan soğuk su içe, yolu bir ormana düşmüş. Ormanın adını sorarsanız, Keloğlan bilmez,... devamını oku
Ayın dolunay olduğu bir gece, genç Eskimo fok balığı peşinde dolaşırken gözü dağın tepesinddeki aya takılıyor:
-"Şu dağın tepesine çıksam,ayı yakalasam sonrada köye kadar yuvarlaya yuvarlaya getirsem ne güzel olur" diye düşünüyormuş genç Eskimo.
-"Gecelerimiz aydınlatan kandilin yağı bitsede fark etmez artık! Koca ay buzdan y... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, güzel şehirlerin birinde, Ensar adında bir çocuk yaşarmış. Küçük Ensar, isminin manasından mıdır bilinmez, yardımlaşmayı, muhtaçlara yardım etmeyi çok severmiş. Mahallede herkes onu bu özelliği ile bilirmiş. Öyle ki Ensar’ın babası bir sokağa çıkmayagörsün... Bütün mahalle, o... devamını oku
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Eski harman içinde,
Ben deyim bu ağaçtan,
Siz deyin şu yamaçtan,
Uçtu uçtu bir kuş uçtu,
Kuş uçmadı gümüş uçtu,
Gümüş uçmadı memiş uçtu,
&nbs... devamını oku
Dünyanın en ünlü masalı hiç şüphesiz pamuk prensesin masalıdır. Grimm kardeşlerin yazdığı bu eşsiz masalı masal oku sitemizde siz masal severler için yayınladık, Buyrun efenim masalımızı okumaya;
Her yerin karla kaplı olduğu bir kış günüymüş. Bir kraliçe, sarayının pencerelerinden birinin arkasında bir yandan nakış işliyor, bir yandan da hayal kuruyormuş. Derke... devamını oku
Günün birinde evlerinde oturmuş tatlı tatlı konuşurlarken, Keloğlan, anasına:
"Ana, şu öküzü keselim, komşuları davet edelim... Bir güzel, yiyip içip eğlensinler. Sonra sırayla onlar da bizi davet ederler. Böylece geçinip, gideriz" demiş.
Ana oğul karar vermişler, varları yokları olan kart öküzü kesmişler ve komşularını da... devamını oku
Çok çok eski bir çağda, ne ovada ne dağda, ne bostanda ne bağda... Ne Hint'te ne de Çin'de, Bağdat ili içinde bir Alaaddin varmış, sessiz sakin yaşarmış.
Henüz bir çocukmuş Alaaddin. Gün boyu kırda bayırda gezer, arkadaşlarıyla oynarmış. Bir gün gene oyuna dalmışken bir adam yaklaşmış yanına.
- Sen Hamza oğlu Alaaddin değil misin? ... devamını oku
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, kızın biri bir gün arkadaşlarıyla köy çeşmesinin başında oturuyormuş. Kızlardan birinin takunyası kaybolmuş. Aramış taramış bulamamış. Arkadaşlarının çoğuna sormuş. Hepsi biz almadık diyerek yemin etmişler. Aralarından biri yemin etmemiş. Onun ç... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken pire berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir kadıncağızla bir adamcağızın Ali adını verdikleri bir oğulları olmuş. Olmuş ve herkesi şaşırtmış. Evet, çünkü bu çocuk parmak kadarmış!
Başta çok üzülmüş Ali’nin anne babası ama ‘eh, ne yapalım, ... devamını oku
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak:
"Hadi bakalım evladım, derdi. Bu ihtiyarın elmasını ver artık".
Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve... devamını oku
Zengin bir iş adamının bahçesinde, yan yana dikilen iki limon ağacı vardı. Mayıs ayı sonlarında açan limon çiçekleri, bütün bahçenin havasını bir anda değiştirir ve apartmanlara hapsedilmiş insanlara baharın geldiğini müjdelerdi. Ancak limon ağaçlarından biri, diğerinden cılız ve şekilsizdi. Bu yüzden büyük ağaç her fırsatta onu küçümser ve t... devamını oku
Ayşenur çok mutluymuş; çünkü uzun bir zamandan sonra evden çıkacakmış. Annesi ona söz verdiği günün geldiğini, halalarına misafirliğe gideceklerini müjdelemiş.
Ayşenur ve kardeşi Zehra en güzel elbiseleri giymek istiyorlarmış. Geçmişler ayna karşısına süslenmeye başlamışlar. Kızlarındaki bu heyecana şahit olan anne Berna Hanım, “Çocuklu... devamını oku
Pupsy aileye geldiğinde küçücük bir yavru köpekmiş. Annesi ve babası onu büyütürken, evde yaşamayı öğretmek için çok emek ve zaman harcamışlar. Aile bireyleri, Pupsy eve gelinceye kadar hiç köpek yavrusu beslememiş olduklarından, pek deneyimli de değilmişler. Ama sonunda Pupsy insanların, özellikle annesinin her dediğini anlar olmuş. Yani insanlarla evde yaşam... devamını oku
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde gökyüzünde kendi halinde uçup duran beyaz bir bulut yaşarmış. Başka bulutlarla anlaşamadığı için hep kendi başına dolaşır, kimseleri beğenmezmiş. Onun burnunun havada olması diğer bulutları çok kızdırırmış. Hatta aralarında konuştuklarına göre beyaz bulut bir gün , burnu havada dolaşırken bir ağaca çarpmış ve... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş. Anlar pek çokmuş, ama vakit yokmuş...
Ninem elini cebine sokmuş,leblebi tanesi çıkarmış. Karşısında duran yüz yirmi bin torununa vermiş, hepsi birer ısırık almış, geriye kocaman leblebi kalmış. Yiyen rüyalara dalmış...
Ninecik başlarında beklemiş,güne gün eklemiş.
Yüz bin torun güzel düşler görm&uu... devamını oku
Benim adım Kamber. Minareden uzun mumbar yedim, içtim doymadım Harda, hurda, şurda, burda, tarla, bağda; yedim, içtim, doymadım Aman bacı, kaldır sacı, yağlı bazlamacı yedim, içtim, doymadım Dere gibi hoşaflar, tepe gibi pilavlar, ambar ambar yulaflar yedim, içtim doymadım Denizi çorba ettik, gemiyi kepçe ettik, daha bilmem ne ettik yedim, içtim; davula döndü karnım, ne sakalım ... devamını oku
Ahmet, bir sabah okula gidiyordu. Evleri kıyı boyunca uzayan yolun üzerindeydi. Evden okula yürüyerek gitmesi on beş dakikasını alırdı.
Elinde çantası, yeni, ütülü pantolonu ve mavi önlüğü üzerindeydi, ağır ağır yürüyordu. Derken başına bir şeyin değip geçtiğini hissetti. Başını kaldırdı. Bu bir kırlangıçtı. Sanki Ahmet'e bir şey s&... devamını oku
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken... Ben bağda üzüm bekler, derede odun yükler iken, bir varmış bir yokmuş. Masalın yalanı mı olurmuş? O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan. Bu da mı yalan, derken; sabahleyin erken, keçiler koyunları tıraş ederken, tahtakurusu saz çalar, sıçan cirit atar iken, çıkmış bir kocakarı ortaya. En sonunda a&cced... devamını oku
Son Eklenen Çocuk Masalları
masal arşivi ile ilgili yazılı kaynaklar