eğitici masal
Uzun zaman önce şirin bir köyde yoksul bir köylü çiftçi yaşarmış. Bu çiftçi kazları çok severmiş, her gün kazları beslermiş ama bir kazı varmış ki çok özelmiş.Özelliği ise altın yumurtluyor olmasıymış, çiftçi her gün altından olan yumurtayı şehre götürüp kuyumcuda bozdurup parasını alırmış.... devamını oku
Çok eski zamanlardan birinde kötü bir âdet varmış. Yaşlılar artık iyice ihtiyarlayıp iş yapamaz duruma geldiklerinde ormana götürülür, orada yırtıcı hayvanlara bırakılırmış.Böylece zaten az olan yiyeceklerin, çalışan gençlere yetmesi sağlanmaya çalışılırmış.İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan kimse yaşlı anne babasını evde gizleyemez, komşus... devamını oku
Aslan, eşek ve tilki birlikte avlanmaya çıkmışlardı. Her ne avlarlarsa, aralarında pay edeceklerdi. Anlaşmanın şartlarına da hepsi uyacaklardı. Kocaman besili bir geyik ele geçirdiler, aslan pay etme işini eşeğe verdi. Eşek düşündü, taşındı, anırdı ve bin bir güçlükle geyiği üç eşit parçaya ayırdı. Aslan eşeğin kendisine layık gördüğü parçaya o kadar ... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde , kalbur saman içinde, uzaklarda bir ülke varmış. Mevsimlerden kışmış, her yer karla kaplıymış. Kraliçe, sarayının pencerelerinden birinin arkasında bir yandan nakış işliyor, bir yandan da hayal kuruyormuş. Derken birden parmağına iğne batmış ve gergefin üstüne üç damla kan akmış. Kraliçe hayallere dalmış,kan damlalarına bakınca; “&... devamını oku
Siz hiç Keloğlan'ın nasıl kel kaldığını merak ettiniz mi? Bir zamanlar onun da sırma gibi saçları varmış. Ancak tembelliği yüzünden o güzelim saçlarından olmuş. Nasıl mı? Dinleyin bakalım...
Bir gün anacığı Keloğlan'ı ormana odun toplasın diye göndermek istemiş. Keloğlan:
- Pekâla anacığım, emrin başım üstüne, diyeceği yerde;
- Bu dünyada insana bir rahat y&uu... devamını oku
İki keçi çayırda biraz otlayınca, alıp başını gidesi gelir. Sürüden ayrılarak, dağda bayırda gezer. Gittiği yerleri bir Allah, bir de kendisi bilir. Öyle sarp kayalara çıkar ki, insan şaşırır, kalır. Keçinin gittiği yerler kuş uçmaz, kervan geçmez. Bu tırmangaç hayvan uçurum filan dinlemez.
Bir gün bizim keçiler yine özgürl&... devamını oku
Bir gece kadının biri bekliyordu havaalanında,
Daha epeyce zaman vardı, uçağın kalkmasına.
Havaalanındaki dükkândan bir kitap ve bir paket
kurabiye alıp, buldu kendisine oturacak bir yer.
Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, yine de
Yanında oturan adamın olabildiğince cüretkâr bir şekilde
&... devamını oku
Ayna ayna, güzel ayna
Ayna ayna, şeker ayna
Ayna ayna, cici ayna; kim neler yaşamış anlat bana...
Ve sevgili aynacık gece mavisinde başlamış anlatmaya...
Güzel bir ilkbahar sabahında, henüz kimsecikler yatağında doğrulmamışken, kuşlar o dal senin bu dal benim uçuşmaya başlamışlar bile. Yeni yeşermiş ağaçlar rengarenk ç... devamını oku
Büyük yemyeşil bir adada sadece maymunlar yaşarmış. Bu maymunlar ülkesinde Çıtı Pıtı Hanım adında iyi kalpli bir maymun kız da varmış. Çıtı Pıtı Hanım zayıf, ufacık tefecik bir maymunmuş. Doğduğunda minicik bir bebek olduğu için annesi, maymun kızının adını Çıtı Pıtı Hanım koymuş. Çıtı Pıtı Hanım’ı tanıyan herkes onu çok severmiş. O, hiç kimse için köt&uum... devamını oku
Tavşanın biri, okumaya çok meraklıymış. Okuduğu her yazıdan sonra, okuduklarını anlatacak birini ararmış. Bir gün bu tavşan bir civcivle karşılaşmış. Civciv tavşanın anlattıklarını ilgiyle dinlemiş. Bir süre sonra epey bir bilgi birikimine sahip olmuş ama okuma-yazma bilmiyormuş.
Tavşana:
"Bana okuma-yazma öğretebilir misin?" diye sormuş.
Tavşan:
" Aman efend... devamını oku
Baba koç sürüden ayrılıp dere kenarına gitmiş. Bakmış ki, bir yavru kurt su içiyor. Hemen bir ağacın arkasına saklanmış. Yavru kurt su içtikten sonra baba koç ortaya çıkmış. Baba koçun sivri boynuzlarını gören yavru kurt kaçmaya başlamış. Baba koç ilerdeki kayaların arasında yavru kurdu sıkıştırmış. Çaresiz kalan yavru kurt şöyle demiş:
“ Ama baba koç, ben sana ne yaptım ki? Neden... devamını oku
İlkbahar kadar güzel olan uykusu, güneşin sarı saçlarını yüzünde hissetmesiyle çok uzaklara kaçmış. Evin küçüğü, uyanır uyanmaz elini, yüzünü yıkamak için banyoya koşmuş, yatağında oyalanmamış.
Bir yandan yüzünü yıkamış bir yandan da ne giyineceğini düşünmeye başlamış. Saçlarını pembe bir toka ile hız... devamını oku
Evden dışarı çıkmak istemiyor, kimseyle konuşmak istemiyormuş küçük kız. Çünkü kimse ne onu anlayabiliyor, ne de ona yardım edebiliyormuş. Arkadaşları gibi olamadığı için gün geçtikçe hayata bağlılığı azalan kızın tek bir hayali varmış, yaşıtları kadar uzun olmak.
Boyu kısa olduğu için arkadaşları arasında hep alay konusu olan kız, oyun falan ... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, güzel şehirlerin birinde, Ensar adında bir çocuk yaşarmış. Küçük Ensar, isminin manasından mıdır bilinmez, yardımlaşmayı, muhtaçlara yardım etmeyi çok severmiş. Mahallede herkes onu bu özelliği ile bilirmiş. Öyle ki Ensar’ın babası bir sokağa çıkmayagörsün... Bütün mahalle, o... devamını oku
Pembe panjurlu evin, küçük bireyi Rüya bebek, dünyaya gözlerini açmış. Etrafında ışıltılı birçok oyuncak ve onunla ilgilenen insanlar gören kundaktaki Rüya bebeğin keyfine diyecek yokmuş. Bir anda evin ilgi odağı olan bu şeker mi şeker kız, gün geçtikçe daha da büyüyor, daha da güzelleşiyormuş. Güzelleşiyormuş güzelleşmesine; ama Rüy... devamını oku
-Anne yemek istemiyorum.
-Yemek istemiyorum diye bir şey yok oğlum, yemek zorundasın!
- Niye yemek zorundaymışım? Hem ben meyve sevmiyorum.
-Canım oğlum, şu senin sevmiyorum deyip yüz çevirdiğin meyvelerden yemek isteyip de yiyemeyen ne çok insan var biliyor musun? Çabucak büyümek ve sağlıklı olmak için bunlardan yemen lazım. Hadi &... devamını oku
Küçük ve şirin bir köyde yeşilliklerin bol, ormanların çok olduğu bir yerde anne ile oğul yaşarmış. Küçük yaşta babası ölen bu çocuk annesini çok severmiş. Babası ona Keloğlan ismini vermiş. Keloğlan annesiyle birlikte tarlada çalışır ve boş zamanlarıyla arkadaşlarıyla oynarmış. Yine günlerden bir gün annesine yardım ettikten sonra arkadaşlarıyla oynamak i... devamını oku
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek yavaş yavaş uçuyordu. Havada o kadar güzel süzülüyordu ki papatya onu hayranlıkla izledi. Uçmaktan yorulan arı papatyanın yanındaki ağaç dalına konar. Papatya, arı ile konuşmak ister ve seslenir:
- Arı kardeş ... devamını oku
Sınıfımızda kırk iki arkadaşım var. Ama bugün yalnızca yirmi dört kişiyiz. Her şey bu pazartesi günü matematik dersinde başladı. Sınıfımız, Çiğdem'in hapşırıklarıyla inlediği zaman... Bunda garip olan ne var, herkes hapşırır diyeceksiniz. Doğru, biz de öyle düşünmüştük o gün.
Akşam üzeri Çiğdem'in ateşi çıkınca hepimiz telaşlandık. O... devamını oku
Bir varmış, bir yokmuş. Ormanın birinde sevimli bir tavşan yavrusu yaşarmış. Ormanda yaşayan bütün hayvanlar, bu sevimli yavruyu çok seviyorlarmış.
Sevimli yavru, bütün yaz ormanda gezmiş, tozmuş, bir güzel oynamış. Derken, yaz tatili bitmiş okullar açılmış. Fakat yavru tavşan okula gitmek istemiyormuş. "Okumaya ne gerek var ki? Ben okumadan da her şeyi &oum... devamını oku
Son Eklenen Çocuk Masalları
eğitici masal ile ilgili yazılı kaynaklar