Mehmet Yabaş Çok güzel yüreğine sağlik
Af Kapısı...
Her zerresi bir âlem, dokunmuş kanaviçe
Yoklukta varlık sırrı, gündüzden çıkar gece!
Kainat kitap gibi; her satırı Hakk derken;
Kapadım gözlerimi, her şey; dönüp bak! derken;
Senin mülkünde sana âsi oldum suçluyum...
Bozulmuş her tövbede; nefsimin mahkumuyum
Zaman ihtiyarlıyor, Kur'an gençleşen rehber
Varlığının dellâlı; haykırmakta Peygamber!
Lakin sağır kulağım; hakikatten çok uzak...
Şeytana zebûn ruhum, kalbimi kapmış tuzak
Mülk senin, Mâlik sensin, üstelik Hâlik sensin
En alenî olanla... en gizliyi bilensin!
Seversin kullarını, afv-u saffı seversin!
Duâ edin ki Bana; cevap vereyim dersin;
Rahmeti engin Rabbim! fazlına sığınmışım...
Açmışım ellerimi; şefaatçi gözyaşım...
Gecenin seherinde; seven sevdiği ile...
Hemhâl olurken bütün, bu mücrîm geldi dile!
Zerrât-ı kâinatın adedince pişmanım!
Söyle affeylemezsen kime gidem Sultanım?
Mehmet Ali KULAT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:
Gözde damla damla şule olmuş yaş
Derinlik... kalp ile akılda savaş...
Uykuya hasretlik rüyaya özlem
Saçta beyaz kıllar, ilerliyor yaş
Gönül gözümüzü kapatan perde...
Aralanır kalkar isen, zikre seherde
Tefekkür ufkuna kutlu yolculuk
Ruhun kanatlanır hep perde perde
Rahmete ermek mi? Zahmete visal
Asıl olan kulluk; gerisi masal!
Aşk-ı memnû değil, aşk-ı hakikî
Ölüm hem pek acı, hem dosta visal!
Rızaya ulaşmak bir tatlı gaye
Çile yudum yudum bu yolda pâye
Ümit ve korkunun kesiştiği yer!
"Ene'l Hakk" cinneti, öldüren gaye!
Mehmet Ali KULAT
Sen Ahmedî, Mahmudû, Muhammed namlı Nebî!
Sen âlemi yaratan Yüce Hakk'ın Habîbi...
Sen cesede cân olan sen kalplerin tabîbi...
Mahkeme-i Kübrâ'da himmet eyle EFENDİM!
Sen atının altında hilalin nal olduğu
Sen yılların küfrünün önünde lâl olduğu
Sen Hakk'ın mesajının onda irsal olduğu
Mâdele-i Ulyâ'da himmet eyle EFENDİM!
Sen Kitab-ı Mübîn'in mübelliğ tercümanı
Sen; onunla bildiğim Kur'an'ı ne îmanı
Sen; aşıkları aşkı, gönüllerin sultanı
Nefsî!denilen yerde, himmet eyle EFENDİM!
Sen; şems-i kevn-i mekân,mazharı levlâke kul
Sen; Hakk'dan mesaj alıp bize getiren Rasûl
Sen; bizlere öğreten, âdab, erkân ve usûl!
Hel mim mezîd! denirken himmet eyle EFENDİM!
Sen; bizlere acıyıp; Miraçtan dönen yere
Sen; gönüllere neşe, sürmesin gözlere,
Sen; Pişdâr-ı pürşüvâ; vasıl eden makbere!
El firak!denen yerde; himmet eyle EFENDİM!
Sen; Kur'an'la Sünneti, miras kılan bizlere...
Sen; şefaat-i uzmâsı derman olan dizlere...
Sen; gönüllere şifa, sürmesin Sen gözlere
Bu günahkâr mücrime himmet eyle EFENDİM!
Mehmet Ali KULAT
At oynatırdı ecdadım; üç kıtada nal sesleri...
Sayesinde kesilmişti küfrün çatlak nefesleri!
Ebû Bekir gibi sıddîk, ve Osman misâli; hilim,
Ömer'e hasret adalet, Ali'yi bekliyor ilim!
Hamza'yı özlemiş meydan, Abdullah bin Cahş olmalı
Zaman; tersine dönüpte... şanlı Mus'ab'ı bulmalı
Habbab bin Ered benzeri; muallim olunsa herhal
Ne kadar sergerdan varsa; gelirdi Hak yola derhal!
Hanzale bin Amr gibi ol! Kevserler yıkasın seni
Sen Şahadet yudumlarken, melekler biçsin kefeni!
Halid bin Velîd'in aşkı; sinende kıvılcım ola!..
Yüklen bu aziz misyonu; yüreğin imanla dola!
Ah yiğidim bir tanısan! deden Yavuz'u Fatih'i
Abdulhamid cennetmekân, Kanunî muhteşem dâhî
Ahenk verirdik cihana; nizâm-ı ilâhi ile!
Hayrandı adaletimize... o günün kâfiri bile...
Denizlerde at sürerdik, gemi yürüttük karada
Hak ileydik gecelerde, gündüz halkla bir arada
Sonra zevk-u sefâ devri, çürüdük biz içten içe
Vahdet gitti, fitne geldi! Bölündük ki nice nice...
Üç asırlık bir uykuda... Ashab-ı Kehf bize misal!
Derken Rabb'im lutfeyledi; yeni doğuş kutlu visal!
Başa kondu devlet kuşu; Nebî "tûbâ li'l gurebâ!" der.
Bu fırsatı kaçıranlar; "Yâ leytenî küntu turebâ!" der.
Mehmet Ali KULAT