Yiğidim...
At oynatırdı ecdadım; üç kıtada nal sesleri...
Sayesinde kesilmişti küfrün çatlak nefesleri!
Ebû Bekir gibi sıddîk, ve Osman misâli; hilim,
Ömer'e hasret adalet, Ali'yi bekliyor ilim!
Hamza'yı özlemiş meydan, Abdullah bin Cahş olmalı
Zaman; tersine dönüpte... şanlı Mus'ab'ı bulmalı
Habbab bin Ered benzeri; muallim olunsa herhal
Ne kadar sergerdan varsa; gelirdi Hak yola derhal!
Hanzale bin Amr gibi ol! Kevserler yıkasın seni
Sen Şahadet yudumlarken, melekler biçsin kefeni!
Halid bin Velîd'in aşkı; sinende kıvılcım ola!..
Yüklen bu aziz misyonu; yüreğin imanla dola!
Ah yiğidim bir tanısan! deden Yavuz'u Fatih'i
Abdulhamid cennetmekân, Kanunî muhteşem dâhî
Ahenk verirdik cihana; nizâm-ı ilâhi ile!
Hayrandı adaletimize... o günün kâfiri bile...
Denizlerde at sürerdik, gemi yürüttük karada
Hak ileydik gecelerde, gündüz halkla bir arada
Sonra zevk-u sefâ devri, çürüdük biz içten içe
Vahdet gitti, fitne geldi! Bölündük ki nice nice...
Üç asırlık bir uykuda... Ashab-ı Kehf bize misal!
Derken Rabb'im lutfeyledi; yeni doğuş kutlu visal!
Başa kondu devlet kuşu; Nebî "tûbâ li'l gurebâ!" der.
Bu fırsatı kaçıranlar; "Yâ leytenî küntu turebâ!" der.
Mehmet Ali KULAT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ne Gerek...
Aşk ateşi gözde pınar
Sîne sevdâ ile yanar
Rabb kulunu dâim sınar
Coşmak gerek taşmak için
Bu yol uzun, bu yol çetin
Bitmemeli sadâkatin
Sığınağın hablu’l metîn
Tutmak gerek olmak için
Bu yol; yolu velîlerin
Ebû Bekir Sıddıklerin
Ömer, Osman, Ali’lerin
Bilmek gerek gitmek için
İman kimde ise güzel
Gerisi son güzde gazel
Gir bu yola durma tezel
Girmek gerek bulmak için
Kurtul dünya çabasından
Makam mansıp davasından
Sıyrıl varlık libasından
Ölmek gerek olmak için
Aldanma dünya malına
Baş koy hakikat yoluna
Zikret salına salına
Dolmak gerek dalmak için
Hakka kulluk yüce pâye
Hizmet eyle sarıl sâye
Yalnız rıza ola gâye
Olmak gerek ölmek için...
Mehmet Ali KULAT
Gençliğe...
Reh-i sevda diyerek; girmiş isen hakk yola,
Yol "Sırât-ı müstakîm" takılma sağa sola.
Sadâkat ve hasbîlik, hakk yolunun esası
Tevekkül ve itaat, değişmeyen yasası...
Yüreğimde dertlerin en güzeli bir sancı
Emr-i bi'l maruf yapmak, mücahidin inancı
Kırıp nefis putunu, boyan İlâhi renge...
Bir mü'min pek çok kâfir işte Bedir'de denge.
Ümit dolu bir sine, her şeyimiz bitse de;
Vermeye hazır gençlik, herşeyimiz gitse de.
Ahirzaman garibi, işte "Nebi; müjdesi
"Fetih yakındır!" diyor, bu da Kur'an'ın sesi...
Mehmet Ali KULAT
Ebşir İhvani...
Bir nesil yetişiyor; Kur'an ile tanışan
Sîmalarda hakikat gamzeden kutlu nişan
Şimdi korksun kafirler, şimdi küfür perişan
Doğdu kutlu bir şafak, tüllendi nurlu sabah!
Dilde tekbîr! kalbde hû! Lâ ilâhe illallah!
Toprağa düştü cemre, fışkırdı kardelenler
Bâsu bâde'l mevt gördü, üç asırdır ölenler
Şükür secdesinde hep; bugünlere erenler
Doğdu kutlu bir şafak, tüllendi nurlu sabah!
Dilde tekbîr! kalbde hû! Lâ ilâhe illallah!
Akıl nakile teslim, ilim onun zîneti
Amel ihlasla süslü, rızâyı Hakk niyeti
Dün çekilen çileler, bugünlerin diyeti
Doğdu kutlu bir şafak, tüllendi nurlu sabah!
Dilde tekbîr! kalbde hû! Lâ ilâhe illallah!
Ölür Ebû Cehilller, doğar şanlı İkrime
Neler lutfeder Allah! Sığdıramam fikrime
Ben gedâyım-Sultan O! Ben bakarım zikrime
Doğdu kutlu bir şafak, tüllendi nurlu sabah!
Dilde tekbîr! kalbde hû! Lâ ilâhe illallah!
Gözyaşıyla sulanmış yıllar yılı umutlar
Çölleri gülşen etti, rahmet yüklü bulutlar
Ebşir İhvânî! Diyen Peygamber bunu kutlar
Doğdu kutlu bir şafak, tüllendi nurlu sabah!
Dilde tekbîr! kalbde hû! Lâ ilâhe illallah!
Mehmet Ali KULAT