KİM BİLİR BAZEN BAZI YERLERDE KELİMELER KİFAYETSİZ KALIR BU KARDEŞİN GÖNLÜNDEN GEÇENLERİ DÖKTÜĞÜ BU ŞİİRİ ANLATMAK GİBİ BEĞENMEDİK DİYENLERİN ANLATAMADIĞI GİBİ
Ahmet Öğretmen
Ben bir öğretmenim,
Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ köylerinde,
Unutulmuş, garip vatan köşelerinde,
Bir ışık ararım, bir huzme ışık,
Yolumuzu aydınlatsın diye,
Işıl ışıl yanan çocuk gözlerinde.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ben Ercişli Emrah,
Ben Karacaoğlan,
Ben Sivaslı Veyselim.
Elimde sazım,
Dolaşırım köy köy, şehir şehir.
Anadolu’nun tozlu yollarında
Nasır bağlar ellerim, ayaklarım.
Efedir ,Seymendir, Dadaş’ tır adım.
Serimde yiğitlik vardır benim.
Horon teper, halay çeker, bar tutarım.
Yurdumun her köşesinde,
Sevgiye susamış gönüllerde,
İnanın, inanın hep ben varım.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ahmedimin, Mehmedimin bakışında,
Ayşemin , Fatmamın gülüşünde,
Nazlı nazlı akan sevgi pınarından,
Kana kana içerim.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ben bir bahçivan,
Bütün ülke bahçem,
Çiçeklerim bir başka açar benim.
Papatyam , menekşem, al gülüm,
Sevgi kokar buram buram,
Kır çiçeğim, kardelenim, mor sümbülüm.
Gözlerim ufuklara dalar,
Bakışlarım çocuklarda odaklaşır.
Onlarda ülkemin geleceğini görürüm.
Ben Öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ben Mevlana,
Ben Hacı Bektaş,
Ben Yunus Emre’ yim.
Ben Yesevi dergâhının çeşmesiyim.
Oluklarımdan barış akar benim.
İlmek ilmek sevgi işlerim gönüllere,
Nakış nakış Anadolu kilimleri.
Ben aynı kilimin deseniyim.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Dostum aydınlık ,cehalettir düşmanım.
Keremce sevdalarım var benim.
Karanlık çöl olsa, Mecnun olur geçerim.
Cehalet derya olsa kurutur,
Dağ olsa Ferhat gibi delerim.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ben Anadolu’ yum.
Ben aydınlık bir çağ,
Ben ay yıldızlı bayrağım.
Rüzgârlar estikçe türkü söyler sesim.
Türkülerim sevda üstünedir benim.
Türkü türkü,Türk ü söylerim.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Ben Altaylar’ da Oğuzeli,
Ben Kafkasların ılık yeli,
Ben Türkiyemin sevgi seliyim.
Kin ve nefretle işim yok benim.
Gönüllerdir mekânım, evim.
Ben candan, gönülden severim.
Ben öğretmenim...
Ben bir öğretmenim,
Susuzluktan kuruyup çatlayan dudakların,
Kavrulup yanan çorak toprakların,
Bin hasretle beklediği can suyuyum.
Ben garibin ,ben mazlumun umuduyum.
Yarınlar elbet benimdir, ebed benim.
Sizlersiniz benim geleceğim.
Canım ,sevgili öğrencilerim.
Minik kalbinizde, minicik bir yer isterim.
Ben “Ahmet Öğretmen “ im.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
İçerikle ilgili 143 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Memleketler güzelidir,
Sevgilerin ezelidir,
Çiçeklerle bezelidir,
Açar durur Anadolu.
Anaların saf yüreği,
Gelinlerin öz dileği,
Dağlarımın mor çiçeği,
Kokar durur Anadolu.
Anamızın ak sütüdür,
Sevenlerin gül yüzüdür,
Gönüllerin iç gözüdür,
Sezer durur Anadolu.
Ceylanlarda güzel bakış,
Nehirlerde coşkun akış,
Kilimlerde nakış nakış,
İşler durur Anadolu.
Tuz Gölünde tadı vardır,
Ankara’ da Koçhisardır,
Van Gölünde canavardır,
Yüzer durur Anadolu.
Seymenlerin dileğinde,
Dadaşların bileğinde,
Gakkoşların yüreğinde,
Atar durur Anadolu.
Türmenimin has toyudur,
Ahlat’ ımın öz soyudur
Fidanımın can suyudur,
İçer durur Anadolu.
Yeryüzünde koşan taydır,
Gökyüzünde hilâl yaydır
On dördünde dolunaydır,
Parlar durur Anadulo.
Ak kurdumun atağıdır,
Alperenler otağıdır,
Arslanların yatağıdır,
Kükrer durur anadolu.
Sevgi bulur kucağında,
Hacı bayram ocağında,
Işık saçar çırağında,
Yanar durur Anadolu.
Dergâhlarda himmet bulur,
Hacı Bektaş Veli olur,
Gökyüzünde kanat vurur,
Çırpar durur Anadolu.
Hoca Ahmet Yesevi’ dir,
Yunus’ tur, Mevlevidir,
Ozanların can evidir,
Tüter durur Anadolu.
Ferhat gibi dağı deler,
Kerem gibi yanıp söner,
Mecnun olur çöle iner,
İnler durur anadolu.
Aslı gibi yüce dağda,
Leyla gibi irem bağda,
Şirin olur pınarlarda,
Çağlar durur Anadolu.
Slvi olur Çelebbağ’ da,
Emrah olur yanar dağda,
Aşkı yitmiş yeni çağda,
Arar durur Anadolu.
Kemer, halhal takışında,
Türküleri yakışında,
Sevgilinin bakışında,
Güler durur Anadolu.
Kartalımın pençesidir,
Kafkasların ötesidir,
Şamilimin hür sesidir,
Gürler durur Anadolu.
Bütün dünya aleminde,
Eşi yoktur hiçbir yerde,
Alptekin’ in kaleminde,
Yazar durur Anadolu.
Ahmet ALPTEKİN
Ağaran şu siyah saçlar
Hatırla diyor ölümü.
Masum duran sessiz taşlar
Hatırla diyor ölümü.
Yer vermeyin kalpte kine
Feryat eder yanar sine
Ömründen giden her sene
Hatırla diyor ölümü.
Ağız açmış kara toprak
İstiyor insanı yutmak
Sonbaharda düşen yaprak
Hatırla diyor ölümü.
Deprem olur yer çalkalar
Ecel aniden yakalar
Göz altında mor halkalar
Hatırla diyor ölümü.
Bel bükülür, tutmaz dizler
Fersiz bakar yorgun gözler
Yüzündeki derin izler
Hatırla diyor ölümü.
Bir gün gelir göçler başlar
Durmaz, akar gözden yaşlar
Kışın göçen göçmen kuşlar
Hatırla diyor ölümü.
Mevlam versin inanç, iman
Zonklar beynin durmaz bir an
Akıp giden bunca zaman
Hatırla diyor ölümü.
Boyun büker dostun ağlar
Taşır seni kalan sağlar
Güzleri bozulan bağlar
Hatırla diyor ölümü.
Bir gün olur biter çile
Kurtlar, kuşlar gelir dile
Eskiyen libasın bile
Hatırla diyor ölümü.
Gücün varsa gitme diren
Var mı şimdi dalya diyen
Gece gündüz ömür yiyen
Hatırla diyor ölümü.
Hayat böyle gelen gider
Kimi ağlar kimi güler
Hüzün veren kamış neyler
Hatırla diyor ölümü.
Ahmet ALPTEKİN
Bir çok deve bir merkep başlarında,
Yükün aldı, düştü yollara kervan.
Irmak kenarında, su başlarında,
Oturup dinlendi, su içti pınardan,
Kaynağın arayıp sormadı kervan,
Eşeği önlerine rehber etti,
At ile devenin zoruna gitti,
Geçitli dağlarda yolları yitti,
Etrafını sardı toz ile duman,
Nice haramiye bac verdi kervan.
Bazen kârı oldu, bazen zararı,
İnsanlarla doldu taştı hanları,
Fedailer kolladı sarp dağları,
Kum saati ters döndü, değişti zaman,
Bir gidip,bir geldi bu yolda kervan.
Yıllar geçti koca ömür çürüdü,
Tüccar yük vermedi ayak sürüdü,
Harami yol kesti, itler ürüdü,
Yine de yol aldı ardına bakmadan,
Kalktı yürüdü durmadı kervan.
Çölleri geçerken Mecnun’ u gördü,
Bağrında bir ateştir yanıyordu,
Gözleri dolarak Leyla’yı sordu,
Kervancı da doldu, yutkundu bir an,
Gördüm diyemedi kahroldu kervan.
Ticaret ayrıldı bilmem kaç kola,
Ne han kaldı, ne gurbet, ne sıla,
Dönüp baktı gidip geldiği yola,
Katarlar dizilmiş, dönmüş o devran,
İzini yitirdi kayboldu kervan.
Ahmet ALPTEKİN