Anlat
Parçalarıma nefes ver
Sükutuma ses
Utanırım konuşmayı bilirsen
Öğrenirim bile
Hayal bile kurmaya çalışırım istersen
Oyun hamuruyum topu topu
Şehirlerin kusmuğu
En rezil kelimelerle yazılmış bir şiir
Dize dize kepazelik
Pişmanlıklarım hepten siler atar beni
Bir iki duam var gülümseyen annemin öğrettiği
Pejmürde iyi niyetlerim bir kaç
Bir türlü gelmeyen bir yolcu beklediğim
Bir istasyondayım nereye gitsem bilmediğim
Mırıldandığım şarkılarla ilgim yok
Haklı olduğuma dair hiç bir konuda hiçbir delil
Güzel bahçeleri anlatma limon ağaçlarını akasya çiçeklerini
Yaralarımı anlat kötü niyetli olmadığıma delil
Akılsızlığıma şapşallığıma sadece
Gözlerim yaşarmıştı sanki bir kaç türküde
Kendime sütre yapışımı korkularımı
Sütre gerilerinde kendimle savaşımı
Bir kaç renkle baharlar kurmaya çalışımı
Çocukluğuma in saçlarımı okşa
Bütün yalancı fısıltıları bir ninniyle uyut
Gözbebeklerimde görmelisin hayatın yırtılmadığı zamanları
İğde ağacını zambakları söğütleri dallarını salkım saçak ruhuma uzatan
Kırmızının yansımadığı göğü
Çığlıkların çarpışmadığı birbirine
Çocukluğuma in beni gör
Umutlarım henüz beni kusmamışken
Sımsıkı tutuyorken tertemiz kalbimin elinden
Küçük dünyamı parça parça sırtımdan düşürdüğüm zamanları
Bir dizi seri cinayete kurban gittim işin aslı bu
Bir sabinin kanı üstüm başım
Sabilerin çığlıkları
Baharları anlatma artık bana
Kabuk bağlamışken bedenimde
Küçük bir kalbin yaraları
Murat Halıcı
Murat HALICI Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bir Ateş Yak
Içimde bir ateş yak
Ne varsa getireyim yanması gereken
Madem ki gözlerin çakmak çakmak
Içimde bir ateş yak
Dumanı simsiyah
Tanrı misafirisin hep bana
Sırtımda gurbetimi taşırken
Birde parca parça sen
Saçının kokusu sinmiş ellerime
Bir infaz çizen kaderime
Hiç soğumayan
Daima sıcak
Hiç beklenmeyen bir anda aniden
Şakaklarıma sıkacak
Bir ateş yak yangın gözlerinle
Külüm kalırsa utanmalıyım
Madem ki sözlerin öylesineydi
Gözlerin tuzak
Bütün dizeler ölü şimdi
Duranda yansın içimde seferide
Avuçlarımdan dökülsün dualarım
Titreyen bir şafak kalsın geride
Murat Halıcı
Murat HALICI
İnanın Az Önce Bendim
Sessizlikle rendeleniyor düşüncelerim
Bazıları koltuk altına girmiş bakışlarımın
Bir seferden dönmüş bazıları
Hepsi yorgun çoğu yaralı
Gece neyi gizlemiş ki onları gizlesin
Karanlık da yoğuramadı
Az önce burdaydım oysa
Şimdi kırık bir desteyim
Bir yol iki yanı şarampol
Menzili paradoks
Etap etap zamanın süprüntüsü halının altına
İnanın buradaydım az önce
Gülümsememe bakmıştım aynada
Tepemin üstünde uçan bir sinek bile vardı
Camdan dışarı sonra
Bir yanım aşağı atlamıştı düşüyordu
Bakışlarım yağmur damlalarını toplamıştı avuçlarında
Bir fincan takımı gibi vitrine sıralamıştım planlarımı
Siz ne kadar şu an sizseniz bayım
Şehir nasıl aynı şehirse şu an
Hem bakın ıslanmış güvercinlerde vardı karşı çatının altında
İnanın ben o kadar bendim
İnanmıyorsanız bakın
Hala aynı melodi nabızlarımda
Ses tellerime takılmış Sonbahar rüzgarı
Hala suskun gözbebeklerim
Murat Halıcı
Murat HALICI
Göçecek Yer Kalmadı
Benden sana bir veda çıkmaz
Bakışlarından öpemediysem ve yanaşamadıysam gülümsemelerinin kıyısına
Başın hiç yük olmamıştı omuzlarıma
Hem eşiğimde zakkumlar ekili
Reyhanlar seremem ayaklarına
Vaatlerimin ömrü şafağa kadar
Vurgun yiyebilirim her an basılabilir iyi niyetlerim
Bir kör bıçak zaman nefesimde kıyam
Nefesim dağları tartan pamuk ipliği
Göçecek yer kalmadı kendimizde
Damarlarım bir yangını bir duayı taşıyor
Bir savaşa müebbetim üstelik bir yanımda bana saldırıyor
Bir savaş ki ne öldüm ne kaldım
Kılıcımla yontuyorum kendimi
Erteliyorum kekik kokulu saçlarına
Sözlerin içilecek kadar duru olsun yeter ki
Ellerin kelepçelesin beni hayata
Şu tepenin ötesi ebemkuşağı
Çılgın bir rüzgar koşturup duruyor vadide
Terkisine atla kalbimin
Buralarda göçecek yer kalmadı
Murat Halıcı
Murat HALICI