sadettin kizilay cok güzel begendim.
Annem
Seninle olmak çok güzel,
Sensizlik büyük kayıp.
Özlenen sen değilsen
Özlemek bile ayıp…
Sen yoksan içinde
Her kelime anlamsız,
Her yol tarumar,
Her düzen harap
Sensiz,
Gerçek sandığım
Her düşünce bir serap
Sensin
Her yarımın öbür yarısı,
Her yalanın gerçeği,
Her gecenin gündüzü.
Sensiz
Her yol yokuştur.
Sensin her yokuşun düzü.
Anne,
Damarımda gezen kan
Yüreğimde atan sensin.
Eğer gözüm görüyorsa
Gördüğüme bakan sensin.
Sen cennete kapısın
Sen gözlerime nur.
Sensiz her güzel çirkin
Seninle ayak baş olur.
Senin duan şifadır
Bedduan yalnız sitem
Senin gönlün bir umman
Sözlerin dermandır annem.
Senin hasretinden hep
Yüreğimdeki ateş.
Senin yüzünden alır
Işığını dolunay
Senin yüreğin kadar
Isıtmaz beni güneş.
Sensin her başın tacı
Ve her derdin ilacı
Seninle aş olur zehir
Sensiz tüm tatlar acı!
Senden ayrı kalmanın
Adıdır gurbet.
Sensiz bir yaşantının
Sonudur zulmet.
Anne,
Senin duanla gelir
Evladına nur,
Seni sevdikçe
Ulaşır bana rahmet.
Ne büyük bir şereftir
Anneye evlat olmak.
Kim bilir,
Ne mükemmel duygudur
Bir Peygamber doğurmak.
Mukaddes annelerimize…
Turan AKBULUT Şiirleri
Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.
Benzer Turan AKBULUT Şiirleri:
Hadi çık gel artık karanlıklar içinden
Gönlümdeki aydınlığa.
Ben ufkunda güneşler açtırayım,
Sen dolunay gibi doğ gecelerde.
Ben huzura ereyim mehtabının ışığında;
Sen kapkara denizlerde
Gölgene sığın.
Ne kelimeler kafidir
çıkarmaya gözlerinden gizemi,
ne kitaplar dolusu nesirler…
gel de açılsın artık hazanım,
goncalar güle dönsün.
gel ki,
ruhumdaki bu yangın
büyümeden sönsün.
Varlığın bir rüyadır
Beni alıp götüren.
İçimde kopan tufan
Alır gider ümitleri.
Bunca koştuğum kalır yanıma kâr;
Yazdığım her kelime
Beni buhrana sokar…
Dilensem alır mıyım bilmem
Gözlerinden sevdanı.
Yalvarsam ulaşır mı
Saltanatına yakarışlarım?
Bilmem,
Bu ateşlerde
Sen mi yanarsın,
Yoksa ben mi yanarım?
Ben hiç gömülmemiştim
Böyle çaresizlik batağına.
ruhum vaz geçmiyor mihrabından,
pencerenden kaldır artık
şu garip örtüleri….
bırak da dolayım gönül kabına,
yalnızlık elbiseni soyun da gel,
gel ki doyayım mehtabına…
nasıl anlatsın bu dil?
bu garip yürek nasıl dayansın?
ya dinsin ruhumdaki fırtına;
ya da bedenim bu ateşte yansın.
düştüğüm girdaplardan çıkar,
bir damla su uzat
kurumuş dudaklarıma,
firakımdan ellerin yansın.
tükensin efkârım soluklarında
umutlar birbaşka bahara kalsın...,
Turan AKBULUT
Gönül bahçende hep güller açsın,
Goncalar senin hayranın olsun.
Hazanlar uzak kalsın bağından,
Yeşiller, döşeli otağın olsun.
Dert ile tasayı hiç görmeyesin,
Mutsuzluk nedir(?) Sen bilmeyesin,
Umudunu asla yitirmeyesin,
Enginler, serili yatağın olsun.
Kurduğun hayaller gerçeğe dönsün,
Gittiğin yerlerde ateşler sönsün,
Gözlerin, dilediği her şeyi görsün,
Sevdalar, gezecek sokağın olsun.
Sırtına edepten örtüler takın,
Sevdadan uzakta yaşama sakın,
Dilerim; Mevlâ’ya olasın yakın,
Melekler, işinde ortağın olsun.
Dünyamda apayrı bir yer edindin,
Kalbime en temiz kapıdan girdin,
Hoş geldin bir tanem, sefa getirdin,
Muhabbet, başında yaşmağın olsun.
Turan AKBULUT
Hiç kimse senin gibi bakmıyor gözlerime,
Güneş gibi doğuyorsun her sabah yüreğime.
Endam-ı nazınla bir gül gibi duruyorsun
Bir divane gibi ardınca koşturuyorsun.
Gün ortasında karanlığı yaşıyorum sensiz
Bir denizde yalpalayıp duruyorum dümensiz…
Artık ne rüyaların ne uykunun tadı var
Seni gördüm göreli, yüreğimde bu efkâr…
Gecelerim anlamsız, gündüzlerim karanlık,
Özletme ne olursun, bekliyorum, gel artık!
Gel de şu kalbimden sıkıntılar yok olsun,
Gel de çarpan yüreğim, seninle sükûn bulsun.
Gel de ey taze gonca, kışımı eyle bahar…
Gel de ey güzel ceylan, beni kederden kurtar!
Gel de şu hayatım bir parça anlam bulsun…
Gel de hüzünlü günler, seninle huzur dolsun.
Yeter artık! Uzaklarda gezmeyi bırak!
Gel! Yüreğim dayanmıyor, üzmeyi bırak!
Ben gidersem bir gün, aklım burda kalacak
Bil ki senden uzaklarda bir sevdalın olacak!
Turan AKBULUT