Merhum Aşık Ali'nin oğlu Merhum Karakoç keşke önce Aşık Ali'nin şiirini arkasından da kendi cevabını yayınlasaydı. Konu bütünlük kazanırdı.
Aşık Ali'ye Cevap
Önce selamına, aleykümselam
Şiirli mektubu aldım bilesin...
Borçlu kul koymasın cihanda Mevla'm
Yazıp cevabını saldım bilesin...
***
Gelen misafirin yeri başımdır;
Sormuşsun söylerim, dert yoldaşımdır
Sevgi; ruhum, madde; mezar taşımdır
Şekili manaya böldüm bilesin...
***
Giydim bir ateştir, aşkın örtüsü;
Sorulmaz ölçüsü, olmaz tartısı
Benim tek düşmanım küfür ordusu;
On beş sene kılıç çaldım bilesin...
***
Rağbetim olmadı şöhrete şana
Muhtacım her zaman ilmi irfana
Derime tuz sermek yakışmaz sana
Hem acıdım, hemi güldüm bilesin...
***
Hakikatin sırrı:Hükmü hakikat...
Makam söze sığmaz, mekan iki kat...
Dalıp tefekküre eyle tahkikat,
Yağdı Ab-ı Rahmet, doldum bilesin...
***
Kamil işi değil öğünmek, kibir;
Nimete şükür var, belaya sabır...
Arkada bol günah, önde dar kabir...
Temiz doğdum kirli öldüm, bilesin...
***
Doksan dokuz mağlup aşık yüz olsun;
Beni de say, gedik rakam düz olsun;
Hangi dersi vereceksen öz olsun
Kırk sene sınıfta kaldım, bilesin...
***
Bilirim doğmuşum ölmek üzere
Görevim doğruyu bulmak üzere...
Mahşerde imtihan olmak üzere,
Dünyaya ders için geldim bilesin
***
Severim, okşarım darılır sanma!
Vaktim az, yazmaktan yorulur sanma!
Daha derinlere inerdim amma
Aha burda karar kıldım bilesin...
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Yazılan son 7 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 7 yorum yazılmış.
Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:
Bir ırmak tükenir,bir deniz gelir
Aklıma bir yerde biten iz gelir
***
Dalgalar kıyıyı dövse yanarım...
***
Bir gördüm gözümden gitmez bin sene
Bir an ki yorumu bitmez bin sene
***
Yağmurlar üstüme yağsa yanarım...
***
Beş ayrı zindanda kilitli gönlüm
Açılmaz zamanda kilitli gönlüm
***
Gecede yıldızım doğsa yanarım...
***
Ne duydum gölgenin serinliğini
Ne ölçtüm mezarın derinliğini
***
Ellerim toprağa değse yanarım...
***
Gördüm ki dağların başı çukurda
Hayret iş bilenin işi çukurda
***
Çiçeğim boynunu eğse yanarım...
***
Aradım ben beni buldum her yokta
Kainat içimde bir küçük nokta
***
Gönlüm kainata sığsa yanarım...
Abdurrahim KARAKOÇ
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey.
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey.
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey.
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayın izlerinde savcı bey.
Abdurrahim KARAKOÇ
Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar
***
Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar
***
Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar
***
Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahrete gider kalbdeki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar
***
Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar
Abdurrahim KARAKOÇ