Asrı Evvel
Zaman, çağın altın ayağında arar şahikayı
Modern çilehane, yedi bin katlı damlar
Nadasın şebinden, süzülür masallar
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Göğü delip geçen bir anafor ki,
Yıkıp geçer kentlerden yağmurları
Noktadan başka huy, bilmeyen sessiz şiveler,
Kirin nemini kavurur çamurlu havalar
Nerede hikayenin, feleği döndüren semahı
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Vakit geçti, beyhude şanının evveli
Kaldı mı ateşi yakan, şiirin imgeleri
Kamer yırtıldı zifirden, küsüp ayrıldı semadan
Hani aşkını bestelediğin defterin hanı hamamı
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Meşin sandıklarda küflü etamin kokusu,
Eğilmiş nükteli güneş, siyah reçine üstüne
Beşikler yutmuş koca koca nehirler,
Dört nala akmış, kuzeyden güneye
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Şuhu figan, ıslak kaldırımlarda avutur düşlerini,
Şüpheli yalnızlıklar, demler nazını karanlıkta
Ne aydınlatır, ne söner sokakta lambalar
Tramvay düdükleriyle uyanır, göçmen yetimler
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
İzbe bir zılgıt yükselir limandan, her akşam
Sedir tabureden avlanır, kanatsız balıklar
Kızıl şeritler çekmiş, umutlar gözlerime
Gün batımına teslim olmuş, kusursuz imbatlar
Kundağını kapmaya hazır, her gece gündüzden
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ne Desem
Ben bir rüya gördüm akşamdan
İçinden mavi ışıklar geçti
Kuşların kanatları suya değdi
Bilmem nehir mi desem, şehir mi
Açıldı pencereler usul usul
Rüzgar aldı yalnızlığımı
Islandı tenim kıvrak sislerde
Yağmur mu desem deniz mi
Bir masaldı benim ömrüm
Dereyi tepeye sordum
Kahramanı toprağa gömdüm
Cennet mi desem cehennem mi
Canı cananda buldum
Güneş istedim, yıldızda kaldım
Her yaşta bir güzel sevdim
Yar mı desem yaren mi
Sustum, sesimi unuttum
Ellerden bir söz duydum
Beyazı siyaha üflüyordu
Bilmem saz mı desem ney mi
Saçındaki karaya inandım
Ben bir sana kandım
Kırmızıyı ateşten aldım
Kadehte mey mi desem,
Yanakta al mı..
Kapından geçeni, kötüye yordum
Avuçlarından mısra çaldım
Düşerimde ellerini ısıttım
Yürekte yanan ateş mi desem, köz mü
Ayrılığı da aşktan bildim
Yarayı ölüme seçtim
Yolcusuz yollara düştüm
Dert mi desem, derman mı
Aynada bir yüzü, övdüm
İnsan mı desem, Tanrı mı
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Eski Yüz
Dünya dikeni içinde gizli bir harman
Nice insan gördüklerinden pişman
Seni sevmek bir çınar gibi büyümek
Sözünü dillendirecek bilmem hangi lisan
Karanlığın şem´i tutuştu yandı
Yıkıldı makamım bir güzele kandı
Bütün ışıklar bir yol bulup söndü
Şiir öldü mısralar dul kaldı
Ve kırmızı şarabı terk etti
Güneşi doğuran gülüşün bitti
Hesapsız mevsim bozuk bir hava
Yaralandı düşlerim kaldım yaya
Aynalara bakmadan yüzüm eskitti
Ateşim yanmadan kül oldu gitti
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Benden Değil
Benden değil
Bu su bu toprak
Şu yaraların panzehiri
Açan yediveren
Benden değil
Genzimi yakan bu şarap
Serseri ayrılıklar
Ahlak yoksunu duvarlar
Ve hay huylar
Benden değil
Şu uzakları yaran sis
Sevgilinin hası nazı
Sırma saçındaki kurdele
Gözündeki sürme
Ve aysız gecelerin
Vurdumduymaz halleri
Benden değil
Seni sevmeye cüret edenler
Şu adımlarımdaki korkaklık
Avuçlarındaki lale gül
Ayazın işlemesi tenime
Gözümün yaşı
Şu havanın sisi boranı
Benden değil
Aşkın yüreğimi kanatan yanı
Hislerimdeki hiçlik
Bu yokluk
Ve benim sarhoş hallerim
Benden değil
Uykumda adına tutulan çetele
Beyaz sayfadaki leke
Benden değil
Şu beklenmedik ölüm
Sendendir gülüm sendendir
Ne basiretsiz itibar
Ne lümpen yalanlar
Ne de pragmatik yaklaşımlar
Keşmekeş tavırlar
Sabahındaki öpüş
Kızılın mavisi
Ve saat kuleleri
Benden değil
Terleyen parmaklarım
Ne zehirli akşamlar
Ne de yıldızlardaki ışıltı
Adındaki harfler
Sokaklardaki afiş kan
Yollarda han
Ceplerimde isyan
Ağzımdaki küfürler
Titreyen yosma
Kıyıyı döven deniz
Denizde kum
Benden değil
Gönlündeki zevk sefa
Şu masa şu mesken
Şu geceme nokta koyan yalnızlık
Benden değil
Bu şadırvan bu özlem
Ve içime çöken meram
Dilindeki söz
Elimdeki kağıt şu kalem
Bu şiir bu başlık benden değil...
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY