gazel sayın arkadaşım Zülfikar Yapar Kaleli senin bu şiirlerine gerçekten ben bir yorum getiremedim.Sana tavsiyem çok çalışman ve gerçekten çok anlam getirecek şiirler yazman dileğiyle ... Birazdaha gayret
Bir Çubuğa Saklanmak.
Çağı örseledi zaman
Salıyı özel götürür.
Sakladığım sırdır bu an
Yalıyı hezel götürür.
Halimi arz ettim paşa
Seni küçümsemem hâşâ
Beni böyle yorma boşa
Bolu’yu güzel götürür.
Gönül derdim derindeyken
Sözün mahrem yerindeyken
Gözlerinin ferindeyken
Doluyu ezel götürür.
İş yapılır uyarında
Az bulunur ayarında
İrşadi’nin diyarında
Çalıyı gazel götürür.
Her dakika yoklanarak
Kurumuşsun koklanarak
'Bir çubuğa saklanarak'
Ölüyü bir 'el' götürür.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri:
-Sevdiğim Kadına-
Güzel, otuz yıldır senin ardından
Ben koştukça sen bana el salladın.
Bir dakika gözüm çevirdiğim an
Beyaz mendil, kırmızı gül yolladın.
Gözlerini sürmeledim gök ile
Parçaları bütün ettim ek ile
Yola çıktım gökçe çiçek tek ile
Kara çaldım gocunmadın, alladın.
Can kurban eyledim sevdiğim dosta.
O dost ki can bilip otursun posta
O zaman kalır mı gönüller yasta?
Sen yeter ki “can” de, dilimde adın.
O günden bu güne bu gönül daim
Seninle var oldu, seninle kaim
Sensizlik içimde kavrulan saim
Mercan yüreğinde beni kolladın.
Ah toprağım, cihan süsüm, göz nuru
Sözlerin bal şeker, yüreğin duru
Aklıma gelmedi bunca yıl soru
İnandım, güvendim sevdiğim kadın.
Yüzüme bir kere gülmen haz olur
Seni sevdiğimi bilmen az olur
“Merhaba” diyerek gelmen yaz olur
Kaleli’nin siteminde muradın.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Elin cenaplığı tamam da beyim
Sırrın yamanlığı hikâye imiş
Şehir ki mezarlık, virane köyüm
Varın harmanlığı hikâye imiş.
Oğlunun şerrinden eminse ana
Boşuna değildir kurduğu bina
Yönümüz onadır, gidiş de ona
Sisin dumanlığı hikâye imiş
Gerisini dersem zoruna gider
Seni utandırır arına gider
Susayan sülükler kuruna gider
Kaşın kemanlığı hikâye imiş
Aldığın nasihat, duyduğun yazık
Yeter kendine gel, yediğin kazık
Devlet kütüğünde sicilin bozuk.
Sözün kirmanlığı hikâye imiş
Umudu yitirmiş gözleri mıhta
Akşamlar feryatta, geceler ah ta
Yavru kan içinde, baba çarmıhta
Aşkın fermanlığı hikâye imiş
Orda sazın asıp asma dalına
Orda can veriyor elif yoluna
Gurbeti yeğledin Emrah kuluna
Aşkın samanlığı hikâye imiş
Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa
Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?
Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa
İşin Narman’lığı hikâye imiş
Tanrı dağlarından inmişsin düze
Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze
Sevda ki ne sevda olmuşsun bize
Derde dermanlığı hikâye imiş.
Cenap: Onur
Kirman: Kale, hisar
Ferman: Buyruk
Keman: İnce, düzgün kaş
Narman: Erzurum’un bir ilçesi
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Narı cehennemden ateş almışım
Yanıyorum, tütüyorum olmuyor!
Bu ateşin sevdalısı olmuşum
Tükeniyor, bitiyorum olmuyor!
Aslımı aslına yetirdiğimde
Aslını aslımla bitirdiğimde
Aslımı aslında yitirdiğimde
Şakıyorum ötüyorum olmuyor!
Dünyanın bedeli nadir ki gülüm
Yürek paramparça, dert bölüm bölüm
Sonunda gam keder, sonunda ölüm
Doyumuna yetiyorum olmuyor!
Sakın bilmez deme kekik kokusu
Ağrılı belinde katran yakısın
Dökülmedi nasırların dokusu
Eriyorum, yitiyorum olmuyor!
Ne yarın garanti, ne bugün emin
Serveti yalancı, varlığı yemin
Arzuların arzusunu elimin
Tersi ile itiyorum olmuyor!
Hayali ıstırap, varlığı çile
Çilenin sırrını yükleyip dile
Her sabah taze bir başlangıç ile
Yeni baştan bitiyorum olmuyor!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ