Eğitim Sitesi

Hikâye İmiş Şiiri

Hikâye İmiş

Elin cenaplığı tamam da beyim

Sırrın yamanlığı hikâye imiş

Şehir ki mezarlık, virane köyüm

Varın harmanlığı hikâye imiş.



Oğlunun şerrinden eminse ana

Boşuna değildir kurduğu bina

Yönümüz onadır, gidiş de ona

Sisin dumanlığı hikâye imiş



Gerisini dersem zoruna gider

Seni utandırır arına gider

Susayan sülükler kuruna gider

Kaşın kemanlığı hikâye imiş



Aldığın nasihat, duyduğun yazık

Yeter kendine gel, yediğin kazık

Devlet kütüğünde sicilin bozuk.

Sözün kirmanlığı hikâye imiş



Umudu yitirmiş gözleri mıhta

Akşamlar feryatta, geceler ah ta

Yavru kan içinde, baba çarmıhta

Aşkın fermanlığı hikâye imiş



Orda sazın asıp asma dalına

Orda can veriyor elif yoluna

Gurbeti yeğledin Emrah kuluna

Aşkın samanlığı hikâye imiş



Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa

Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?

Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa

İşin Narman’lığı hikâye imiş



Tanrı dağlarından inmişsin düze

Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze

Sevda ki ne sevda olmuşsun bize

Derde dermanlığı hikâye imiş.





Cenap: Onur

Kirman: Kale, hisar

Ferman: Buyruk

Keman: İnce, düzgün kaş

Narman: Erzurum’un bir ilçesi



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri:

Gidersin

Muhannettir benim sohbetim sözüm.

Söylerim kırılır çeker gidersin.

Sanma ki sabırlı, yumuşak yüzüm

Gönlüne gam keder eker gidersin



Hoyrat bakışımla gelirsin dize.

Kışlık tohumunu ekersin güze.

Baharı ne yaptın deyince size.

Kaşını bir yana yıkar gidersin



Bir tespit yaparım alınma hemen.

İşte Bağdat şurda, şurada Yemen.

Yola çıkmamışsın gözlersin emen

Sözü boğazına tıkar gidersin



Sözü kızıştırıp ölçüden çıkar.

Yazarım diyerek çevrene bakar.

Boğaz düğümlenir, yaşların akar.

Gözünü yamaca diker gidersin.



Amirin çağırır eşin çağırır.

Ahbabın çağırır işin çağırır.

Beni de sadece düşün çağırır

Uyku baskın düşer akar gidersin.



Ne çok yakın oldun tutunabildin

Ne çok uzak oldun unutabildin

Ne bir soru sordun ne cevap bildin

Yükün yükten ağır çöker gidersin



Irmak olup ovaları süsle gel

Bir şiiri sabır ile besle gel

Unutmadan beni dahi sesle gel

Derdin Kaleliye döker gidersin



NOT: Bu şiir bir sohbetin bir yanıdır.

Zülfikar Yapar Kaleli


Zülfikar Yapar KALELİ

Adam Olmaz

Tezek yürek turp beyinden

Adam olmaz. adam olmaz

Sanki henüz çıkmış inden

Adam olmaz, adam olmaz



Yüzsüzlüğü yolda bulan

Bulduğu an kapıp alan

Hayatının tümü yalan

Adam olmaz, adam olmaz.



İlim irfan dolsa n’olur

Dergâhlarda kalsa n’olur

Malı mülkü olsa n’olur

Adam olmaz, adam olmaz



“Nur” yoluna girmiş olsun

Allaha söz vermiş olsun

Fakülteler görmüş olsun

Adam olmaz, adam olmaz



Başta sevgi kıpır kıpır

Kelebekçe uçar pır pır

Baş bulanık sapsız zıpır

Adam olmaz, adam olmaz



Ne boy belli, ne belli en

Ayaküstü yemek yiyen

Ev sırrını ele diyen

Adam olmaz, adam olmaz



Bildiğine iman etse

Kadın sana emanetse

Aklı fikri “haram et”se

Adam olmaz, adam olmaz



Karısına hor bakanlar

Gündüz gözü kör bakanlar

Er kılıklı şer bakanlar

Adam olmaz, adam olmaz.



Yırtık kafa, hantal beden

Cemaatte deve güden

Mala-mülke biat eden

Adam olmaz, adam olmaz.



Dışa karşı sessiz kuzu

Evde kaçar zıpır dozu

Gecelerin uykusuzu

Adam olmaz adam olmaz



El âleme melek kafa

Karısına şelek kafa

Yanı yırtık elek kafa

Adam olmaz adam olmaz



Küfür eder ecdadına

Namaz kılar din adına

Güç kullanır bir kadına

Adam olmaz adam olmaz



Gönlü, dili göre benlik

Akıl fikir eve şenlik

Sokma akıl iki günlük

Adam olmaz adam olmaz.



Bakılınca “adam” denen

Tekme tokat başa binen

Kendi sözünü beğenen

Adam olmaz, adam olmaz.



Boyu kavak, geven çatlak!

Ana baba söven çatlak!

Karısını döven çatlak!

Adam olmaz, adam olmaz



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Sen De Bir Kulsun

Senin kaşlarınla, senin gözünle

Vurulan da bir kul, sen de bir kulsun.

Senin izanınla, senin sözünle

Darılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Senin endamına, senin nazınla

Senin şiirine, senin yazınla

Senin ikiyüzlü körpe kuzunla!

Sarılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Senin bu işveli nazın yüzünden

Kadir bilmez fodul sözün yüzünden

Hiç gülmeyen ablak yüzün yüzünden

Yorulan da bir kul, sen de bir kulsun.



Kendini beğenir keşiği sürmez

Aklın havalarda beşiği örmez

Gözün hep yukarda eşiği görmez

Durulan da bir kul, sen de bir kulsun.



Kimse taş üstüne tohum ekemez

Söz ki taştan ağır, filler çekemez

Hırslı gözler bir damla yaş dökemez

Kırılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Keşik: Sıra

Zülfikar Yapar Kaleli


Zülfikar Yapar KALELİ

Hikâye İmiş Şiiri