Hikâye İmiş
Elin cenaplığı tamam da beyim
Sırrın yamanlığı hikâye imiş
Şehir ki mezarlık, virane köyüm
Varın harmanlığı hikâye imiş.
Oğlunun şerrinden eminse ana
Boşuna değildir kurduğu bina
Yönümüz onadır, gidiş de ona
Sisin dumanlığı hikâye imiş
Gerisini dersem zoruna gider
Seni utandırır arına gider
Susayan sülükler kuruna gider
Kaşın kemanlığı hikâye imiş
Aldığın nasihat, duyduğun yazık
Yeter kendine gel, yediğin kazık
Devlet kütüğünde sicilin bozuk.
Sözün kirmanlığı hikâye imiş
Umudu yitirmiş gözleri mıhta
Akşamlar feryatta, geceler ah ta
Yavru kan içinde, baba çarmıhta
Aşkın fermanlığı hikâye imiş
Orda sazın asıp asma dalına
Orda can veriyor elif yoluna
Gurbeti yeğledin Emrah kuluna
Aşkın samanlığı hikâye imiş
Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa
Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?
Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa
İşin Narman’lığı hikâye imiş
Tanrı dağlarından inmişsin düze
Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze
Sevda ki ne sevda olmuşsun bize
Derde dermanlığı hikâye imiş.
Cenap: Onur
Kirman: Kale, hisar
Ferman: Buyruk
Keman: İnce, düzgün kaş
Narman: Erzurum’un bir ilçesi
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gidersin
Muhannettir benim sohbetim sözüm.
Söylerim kırılır çeker gidersin.
Sanma ki sabırlı, yumuşak yüzüm
Gönlüne gam keder eker gidersin
Hoyrat bakışımla gelirsin dize.
Kışlık tohumunu ekersin güze.
Baharı ne yaptın deyince size.
Kaşını bir yana yıkar gidersin
Bir tespit yaparım alınma hemen.
İşte Bağdat şurda, şurada Yemen.
Yola çıkmamışsın gözlersin emen
Sözü boğazına tıkar gidersin
Sözü kızıştırıp ölçüden çıkar.
Yazarım diyerek çevrene bakar.
Boğaz düğümlenir, yaşların akar.
Gözünü yamaca diker gidersin.
Amirin çağırır eşin çağırır.
Ahbabın çağırır işin çağırır.
Beni de sadece düşün çağırır
Uyku baskın düşer akar gidersin.
Ne çok yakın oldun tutunabildin
Ne çok uzak oldun unutabildin
Ne bir soru sordun ne cevap bildin
Yükün yükten ağır çöker gidersin
Irmak olup ovaları süsle gel
Bir şiiri sabır ile besle gel
Unutmadan beni dahi sesle gel
Derdin Kaleliye döker gidersin
NOT: Bu şiir bir sohbetin bir yanıdır.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Adam Olmaz
Tezek yürek turp beyinden
Adam olmaz. adam olmaz
Sanki henüz çıkmış inden
Adam olmaz, adam olmaz
Yüzsüzlüğü yolda bulan
Bulduğu an kapıp alan
Hayatının tümü yalan
Adam olmaz, adam olmaz.
İlim irfan dolsa n’olur
Dergâhlarda kalsa n’olur
Malı mülkü olsa n’olur
Adam olmaz, adam olmaz
“Nur” yoluna girmiş olsun
Allaha söz vermiş olsun
Fakülteler görmüş olsun
Adam olmaz, adam olmaz
Başta sevgi kıpır kıpır
Kelebekçe uçar pır pır
Baş bulanık sapsız zıpır
Adam olmaz, adam olmaz
Ne boy belli, ne belli en
Ayaküstü yemek yiyen
Ev sırrını ele diyen
Adam olmaz, adam olmaz
Bildiğine iman etse
Kadın sana emanetse
Aklı fikri “haram et”se
Adam olmaz, adam olmaz
Karısına hor bakanlar
Gündüz gözü kör bakanlar
Er kılıklı şer bakanlar
Adam olmaz, adam olmaz.
Yırtık kafa, hantal beden
Cemaatte deve güden
Mala-mülke biat eden
Adam olmaz, adam olmaz.
Dışa karşı sessiz kuzu
Evde kaçar zıpır dozu
Gecelerin uykusuzu
Adam olmaz adam olmaz
El âleme melek kafa
Karısına şelek kafa
Yanı yırtık elek kafa
Adam olmaz adam olmaz
Küfür eder ecdadına
Namaz kılar din adına
Güç kullanır bir kadına
Adam olmaz adam olmaz
Gönlü, dili göre benlik
Akıl fikir eve şenlik
Sokma akıl iki günlük
Adam olmaz adam olmaz.
Bakılınca “adam” denen
Tekme tokat başa binen
Kendi sözünü beğenen
Adam olmaz, adam olmaz.
Boyu kavak, geven çatlak!
Ana baba söven çatlak!
Karısını döven çatlak!
Adam olmaz, adam olmaz
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Sen De Bir Kulsun
Senin kaşlarınla, senin gözünle
Vurulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin izanınla, senin sözünle
Darılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin endamına, senin nazınla
Senin şiirine, senin yazınla
Senin ikiyüzlü körpe kuzunla!
Sarılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin bu işveli nazın yüzünden
Kadir bilmez fodul sözün yüzünden
Hiç gülmeyen ablak yüzün yüzünden
Yorulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kendini beğenir keşiği sürmez
Aklın havalarda beşiği örmez
Gözün hep yukarda eşiği görmez
Durulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kimse taş üstüne tohum ekemez
Söz ki taştan ağır, filler çekemez
Hırslı gözler bir damla yaş dökemez
Kırılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Keşik: Sıra
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ