Burası Diyarbekir
Bu kutsal memlekete kim ihanet etmişse,
Edindiği malının, sıfır olsun şeşleri.
Çalarak, hamal gibi kim taşıyıp yemişse,
Halkımın ah ı ile, rast gitmesin işleri.
Sahabe, şair, edip, aydın şehri burası
Kimler gelmiş, kimler geçmiş insanlığın Şura’sı
Bereketli Ortadoğu ve Avrupa arası
Kim hakkını yemişse, kabus olsun düşleri.
Yaşayan ağu içmiş, yaşamayan sanki aç,
Merhabaya hasret kalmış, gülümsemeye muhtaç,
İnsanlığın tarihinde yeri, her zaman sertaç,
Kim sırtından geçinmişse, hayrolmasın peşleri.
İçindeki sevinmemiş, dışındakinde hüzün,
Burcunu, bedenini, görmeye hasret gözün,
Kalmıyor bir manası, dilden dökülen sözün,
Kim basmışsa kaderine, hiç bitmesin kışları.
Madem memleketimiz, madem değerler bizim.
O zaman Diyarbekir, demek ki hepimizin.
Velinimet olmuşsan gurur ve onur sizin,
Kim kazancın yatırmışsa, hep dik dursun başları
Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Başım Üstüne
Bir haber gönder, çok uzaklardan
Sıcaklığın güç versin, can dostuna.
Issız gece ve kör karanlıklardan
Gelsin selamların, başım üstüne.
Hasreti anlatan, satırlarında
Gözyaşın ıslatmış mektuplarını
Buğulu bakışın, anılarımda.
Kalsın görüntüsü, başım üstüne.
Bahçemde, goncası açılan gülün
Dikeni, dalıyla kucaklaşırken
Bir ömür beraber, gidilen yolun
Bilsin kıymetini, başım üstüne.
Dilek tut, falında papatyaların
Sevmiyor çıksa da, tersini düşün
Mevsimsiz menekşe, begonyaların
Koksun bahar gibi, başım üstüne.
Ne çok sevdiğimi bilmeyeceksen
Anılar anlamsız, hayalin bensiz.
Çerçeveden çıkar, gelmeyeceksen
Solsun resimlerim, başım üstüne.
Bırakıp, gidenin tutmam yasını
Sadece içimi bir hüzün kaplar.
Kasvet kokan, ayrılık şarkısını
Çalsın kemancılar, başım üstüne.
Gezindim bakarak, boş sokaklara
Sen yoksun, umut yok, yaşamak için
Ölüm çare ise, ayrılıklara
Dinsin acılarım, başım üstüne.
Yiten mutluluğa, hep yanıyorsan
Acıyla kahrolup, kıvranıyorsan
Sende benim gibi, düşünüyorsan
Bitsin bu ayrılık, başım üstüne.
Ver elini, başım gözüm üstüne.
KASIM-2008
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Bebecik
Gün ağarmadan, bir çocuk doğuyordu
Çok uzaklarda
Medeniyetin ulaşamayacağı kadar yüksek
Yolun yetişemeyeceği kadar uzak
Fakir bir köy burası
Yaşamaya ilk adımını atarken
Yürekleri parçalarcasına
Onu bekleyen zorlukları bilir gibi
Kaderini kabullenmiş ağlıyordu bebecik
Zaten doğumu yada ağlaması
Kimse için önemli değildi ya
Daha birkaç günlükken
Sırtına bağlanmıştı anasının
Çalışmaya giderken tarlaya
Nasırlı elleriyle bağrına basardı anası
Kimi zaman
Kızgın güneşte emzirmek
Alnındaki terleri silmek için
Uğraşır dururdu gün boyu
Tarlada başlamıştı yürümeye bebecik
Yalınayak
Tarlaydı onun her şeyi
Oyun bahçesi,oyuncağı, okulu
Tüm dünyası tarlada şekilleniyordu
Şimdiden başlamıştı
Kıraç toprakla boğuşmaya
Bir akşam hastalanmıştı bebecik
İçindeki sefaleti,suskunluğu atmak ister gibi
Öksürüyordu boğulurcasına
Komşu kadınlar nane,ıhlamur deyip
İlaç hazırlarken kendilerince
Tarlaya gidemediği için
Sessizce ağlıyordu bebecik
Oyuncağı kırılmış çocuk misali
Kaderine isyan ediyordu gizlice
Başucunda hocaların okuması da
Fayda etmemişti bir türlü
Kasabaya inmeye karar verilirken
"belki fakiriz dersek doktor para almaz" diye
Umutlanıyordu anası
Yılların yorgunluğunu
Sefaleti,acıyı
Unutuvermişti bir anda
Gözlerinden süzülen yaşlarla
Akıvermişti sanki yaşamından
Gözyaşı bittiğinde
Aydınlanmıştı her taraf
Umut,çare dolmuştu
Tek göz odaya
Sabaha dek.
Oysa…
Gün ağarmadan o gece
Bir çocuk ölüyordu çok uzaklarda
Kavuşmadan gençliğine
Hayalleriyle,
Olmayan oyuncaklarıyla
Vedalaşmadan
Doktorun ulaşamayacağı kadar uzak
Yolsuz…
Okulsuz…
Ve..
Kapkaranlık …
Yaslı bir köy burası…
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Ömür Merdiveni
Çocukken yaşanır, hayatın canlılığı
Gençlikte, tüllerin gerisine kayar.
Sonra bakılır, buzlu camın ardından
Çizgiler uçup gider, gölgeler başlar.
Siluetler saklanır, sis perdesine.
Birer, birer silinip kaybolur hatıralar.
Bütün renkler, siyahla yer değişirken,
Birden araya çekilir, kapkara duvar.
Kanatlanan ruh ve ebedi devran.
Bir sala, bir cenaze, açık bir mezar,
Sade, Dünya debdebesi, yapmacık olan.
O an, sanki âlem değişmekte can,
Kocaman bir adamın, biten yaşamı
Ve, kısacık ömründen, geriye kalan.
Koskoca bir hiç, koskoca yalan...
Saygılarımla.
KASIM-2008
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK