Eğitim Sitesi

Çanakkale Feryadı Şiiri

Çanakkale Feryadı

Buna cephe denir oğul!

Yiğitler dergahıdır

Buna cephe denir oğul!

Bu Çanakkale feryadıdır

Buna cephe denir oğul!

Mehmedin sevdasıdır

Buna cephe denir oğul!

Bu imanın savaşıdır

Anlatırdı amcam bana Çanakkale feryadını

Vatan denir buna oğul taşı kalpte sevdasını

Akardı gözünden yaşlar anlatınca o feryadı

Kükrerdi delicesine kolay kazanmadık vatanı

Bir umut için düştük sonu olmayan sefere

Ne ananın hasreti ne ölümün soğuk yüzü vardı üstümüzde

Vatana sıkılan kurşun kanayan yaraydı içimizde

Biz o kurşunu sahibine ısmarladık oğul

Boğazın hasta adamı düşerde kalkmaz dediler

Hiç düşünmeden bizi tarih sayfasından sildiler

Cephanemiz azdı oğul,yiyeceğimiz az,üşürdü bedenimiz hava çok ayaz

Dostluk vardı orada,mertlik vardı,yüreğini paylaşan yiğitler vardı

Koca çınarlar gibiydik yıkılmadık oğul

Kuranın nuruyla yolumuzu bulduk

Biz Allaha sığındık isyan etmedik

Biz bu vatanı kolay kazanmadık oğul!

Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ümit Zafer BAĞCI Şiirleri:

Eğitim Neferine Mektup

İlk defa güçlük çekiyorum kalemimi oynatırken. İlk defa zorlanıyor kalemim, kağıda dansa kaldırmadan önce. Şu sımsıkı tuttuğum kalem varya öğretmenim, anımsatıyor bana bir eğitim neferinin amansız harplerini. Cehalete kalkan açmış nefere kelimelerle hitap etmek beni çok zorluyor öğretmenim. Beni çok zorluyor solmak üzere olan bir kardelenin hayat ışığına mektup yazmak. Defterinin her köşesine canım öğretmenim yazan o yavrucağın sevgisi dururken beni çok zorluyor içimdekileri anlatmak.

Koca bir gülistanda güneş misali parlıyor yüreğiniz. Siz çiçek ayrımı yapmazsınız öğretmenim. Kimi zaman güneşin bile unuttuğu, geçit vermez sarp dağlarla çevrili küçük bir köyde atar kalbiniz. Kışın ayazı diretirken insanı yaşamla ölüm arasında siz cahilliğin yüz tuttuğu bu dağ köyünde sobanın başında kardelenlerinizle açıyorsunuz küçük bir umutla. Cahilliğin hüküm sürdüğü başka bir yerde uçurumdan kurtarıyorsunuz kara duvak giydirilmek istenen körpe gelinleri. Siz alıyorsunuz çocuğun elindeki çoban sopasını. Ve yine siz bağlıyorsunuz o yavrucağı bir kurşun kalemle hayata. Lastik ayakkabılarıyla okula koşan çocuklara siz unutturuyorsunuz yokluğun verdiği acıyı sımsıkı sevginizle. Kimi zaman, hayatın dikenlerine takılmış çiçekler bitiyor yanınızda. Sizden öğreniyor ahlakı bu yontulmamış elmaslar. Sevginin paradan daha değerli olduğunu anlıyor çocuklar sevmeğe başladıklarında. Düşünüyorum da eğer siz olmasaydınız ne olurdu körpe fidanların hali, şu çınarlar yine meydan okuyabilir miydi zamana, çiçek açar mıydı ilkbaharda ağaçlar? Düşünüyorum da siz olmasaydınız yine meyve verir miydi genç nesiller? Eğer siz kendinizi feda edip de yanmasaydınız bir kandil misali, aydınlığa kavuşabilir miydi genç neferler cehaletin sardığı karanlık atlaslarda?

Söylemiştim ya öğretmenim, zorlanıyor gönül düşündüklerini ifade etmekte. Şimdi meyve verme yolunda ilerliyor bu karanlıktan kurtardığınız körpe fidan, yansıtıyor sizden aldığı ışığı körpe çiçeklere. Can suyu oluyor belki de geleceğin çınarlarına. Işığınızla büyüyen bu fidan varya öğretmenim, kapattı şimdi cehaleti kör zindanlara; umutla ilerliyor aydınlık bir hayat yolunda. Gül kokan ellerinizi öpüyorum sevgiyle, aydınlık yarınlarda görüşmek dileklerimle.

Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

12 Yıldır Biz

A, B ,C ... İle başladık biz bu yola

Evde oyun varken neden giderdik ki okula

Ali'yi hep ata baktırdık, emel hiç çıkmadı dışarıya

Işık dünyanın en sağlıklı insanı, bak süt içiyor hala



Bir karış boy vardı, bir de suluk, mavi önlük

Daha kalem tutamazken okumayı söktük

Farklıydık o zamanlar saf, cesur, tam dört dörtlük

Aşkın utangaç yüzünü ilk okulda gördük



Farklıydı her zaman bizim için ilkler

İlk karne, ilk dostlar, ilk sevda, ilk düşler

Daha orta okula geçmeden takıldı gözlükler

Farklıydı işte o ilk okullu günler



Orta okul nasıl geçti hiç anlamadık

Liseliye çıktı adımız oralı bile olmadık

Eğlendik, dövüştük, hep okulu astık

Sene sonu gelince beyaz bayrakla dolaştık



Liseliydik, deliydik, beş kuruşsuz gezerdik

Otobüste büyüğe yerimizi verirdik

Delikanlı olsak da hiç küçüğü ezmedik

Çiçek ayrımı yapmaz papatyayı severdik



Geldi çattı sonunda üniversite telaşı

Sınavdır, strestir, bir de tercih belası

Oku oku ey gardaş hani bunun faydası

Bir milyon kişiden kim takacak alyansı



Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

Yiğidim Aslanım

Son cemre düşüyor toprağa

Artık soğuk kalacak bedeni

Ruhu nemli gözlerde yaşayacak ama

Hep yanımızda olacak, çünkü o ölmedi



Yiğidim aslanım diye ağıt yakacak annesi

Ateş düşecek bir ocağa daha, sebebi yok ki

Güneşe el sallayan umutsuz kar tanesi

Süzülüyor al bayrak ile, ebediyetin incisi



Sonbahar tez yakaladı, o körpecik bedeni

Haykırıyordu babası: Ölmedi o, ölmedi

Kokluyor kanlı gömleği, gözü yaşlı sevdiği

Kozadan uçtu gitti, anasının tek kelebeği



Ağlıyor bak kör kurşun, yanıyor içten içe

Benim suçum yok diyor, işlemem ki nefere

Onu öldüren ben değil, çakal sürüsüydü işte

Bir yıldız daha kaydı, dayanamayıp geceye



Gül koklamak dururken koparmak niye

İnsanoğlu gider mi sebepsiz cenge

Bir toprak uğruna kan döküp, öldürmek

Sonun olacak kara toprak, gelir o şehit gömmeye



Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

Çanakkale Feryadı Şiiri