Duvarsız Evler
Bir dağ zirvesinde olsam
Gökten bulut toplasam
Yeşil bir göl getirsem uzaklardan
Kanatları suya değse kuşların
İşgal etse gönlümü bir sevgili
Ne gamdan eser kalır ne tasa
Afrika´da bir çocuk olsam
Kolaçan etse etimi bir akbaba
El sallasam uçaklara
Bombalar üzerimde patlasa
Tenimden doyursa karnını güvercinler
Sabahlar gelincik açsa tarlalarda
Koşsam ağaç olsam gölgelerde
Irmak olsam aksam kentlere
Gözlerimde doğsa güneş
Kirazdan küpeler taksam kulaklarıma
Özgürlük yanı başımda dursa
Kızlar cennette yuva kursa
Sakallarıma konsa beyazlar
Ellerim tutsa kırmızı kalemleri
Şiirler yazsam hatıra defterimde
Türküler dinlesem karımdan
İpeksi ellerini alsam göğsüme
Çine gitsem ansızın
Kaldırımda unutsam ayaklarımı
Dövsem geceyi
Kibirli bir güne teslim olma diye
Ve yılkı bir atım olsa
Dört nala geçse ovaları
Mavi denizler aşsam
Şekilsiz çakıllar toplasam kıyılardan
Evler kursam duvarsız
Yuva yapsa tavanında leylekler
Evler kursa ellerim
Ve eller ısınsa içinde
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Değil Mi...
Ezelden beri sözün aslı özdür
Güneşi toprağa gömsen de közdür
Hamuru fırında pişiren maya değil mi
Özlemi bir yele atsan da
Ayrılığı icat eden aşk değil mi
Derinlerden daha derin var
Her zararda bir kar var
Suyu içsen de seli yabana atma
Çıraya alevi veren ateş değil mi
İnsan içinde insan var
Çaputtan türlü türlü urba olsa da
Güle rengi veren kök değil mi
Sokaklar bazen küser bu kente
Her şeyin bir sebebi var bilmem nerde
Şaraba kırmızıyı veren el değil mi
Açar karanlıkta Zühre yıldızı
Avuçlarımda düşlerin yer açar
Feleğe ne kadar ah etsen de
Yaşamı ölüme biçen bir soluk değil mi
Kalem kendini şah sanırsa
Mısrada heceyi yok sayma
Şiire söz veren harf değil mi
Gün gelir amansız bir dar´a düşersen
Alma kara cahilin fikrini
İnsanı kamil kılan akıl değil mi
Zamansız çiğler kanar ellerimde
Yarama tuz eken gülüşün olsa da
Yürekte zehrini döven
Saçındaki kara değil mi
Gözlerimdeki yaşı suyla yıkasan da
Aynaya fikir veren yüz değil mi
Buluta yağmuru gök çalar
Marifet fırçayı doğru tutmak
Gerçek tene kafeste sahip çıkmak
Sırrı ele veren dil değil mi
Çirkini kenara atıp güzele koşma
Yarımı tam yapan da yarım değil mi
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Geldim İşte
Hukuksuz bıçaklar biledi düşlerim
Feleğin çarkını kırmaya geldim
Siyahın şemsi nakaratlar çaldı şiirimden
Göklerden çoban yıldızı almaya geldim
Bu aşkta kandım yanıldım sustum
Çölünden yağmurlar çalmaya geldim
Firavun yollara setler kurdu
Kıyılarımı amansız yalnızlık vurdu
Cümlelerine fiiller koymaya geldim
Ateşin raksı çaldı meşalemi
İliklerim çekildi kemiklerden
Kabil'in sırrı kılıçlara yara oldu
Habil'in külünden közler yakmaya geldim
Muhalif bulutlar güneşe peşkeş çekti
Uğursuz bir serüven girdi sularıma
Acılardan gülüşler yolmaya geldim
Haydar ŞAHİNBAY
Haydar ŞAHİNBAY
Kalemlerin Kurşunu
Vurup güneşi kanattılar göğsünden
Serdiler gökkuşağını kopardılar süsünden
Yine de sürüklediler bulutları peşinden
Yağmuru kara sayıp ayırdılar eşinden
Aldılar mısrayı şiiri ettiler yerinden
Bir ahım var kuzey yelinden
Söyleyin yare tutsun elimden
Çıkıp gelsin yad elinden
Tüketip umudu kırmasın belimden
Haydar ŞAHİNBAY
Haydar ŞAHİNBAY