Ecelim
Ne umutlarla geldim sana
Sen benim için sığınacak bir liman
Yaslanacak bir dağ olacaktın
Tüm kötülüklerden koruyacak bir melek
Zorluklarda güç kuvvet olacaktın
Hayalimiz umudumuz planımız beraber olacaktı
Hani bir ömrü paylaşacaktık
Yemin etmiştik iyi günde kötü günde beraber
Destek olacağımıza birbirimize
Sana geçliğimi ruhumu bedenimi verdim
İki tane bebeğimiz canımız kanımız
Ortak hayat bağımız kopamaz derdim
Bilemezdim ki bir gün senin ecelim olacağını
Elif KAYA Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Umutsuz
Bu gün her şeyi sildim
Yaşadıklarımı duygularımı
Yakıp kül ettim hayallerimi
Bu gün onu gördüm
Yabancı hiç tanımadığım birisi
Öncesi bir iki kez karşılaşmışlığımız var sadece
O da mecburiyetten
Kuru tutuk zoraki bir merhaba
Yüzü soğuk ve yabancı
Bakmadım yüzüne bakamadım
Kırılmışlıktan pişmanlıktan ve utanmaktan
Şöyle bir göz ucuyla
Çizgilenmiş alnına ağarmış saçlarına baktım
Donuk soğuk bir hoş geldin
O da mecburiyetten
O da bakmadı bakamadı
Bilmem utanmaktan bilmem pişmanlıktan
Bekledim gitme kal desin
Ne o söyledi ne ben bekledim
Bekli de umutsuzluktan
Hoşçakal bile demedim diyemedim
Sesiz sedasız usulca ayrıldım
Geçmişi hapsettim yüreğimin derinliklerine
Bir daha çıkamazlar ki artık gün yüzüne
Güneşli günlere
Elif KAYA
Nasıl Da Alıştık Ölüme
Yakıştık Ölüme
Nasıl da yakıştık ölüme
Nasıl da alıştık
Nasıl da çatıştık kaderle
Nasıl da rahatladık
Her gün her yerde kazalar
…..yönünden …..plakalı araç
…..mevkiinde ….yaptı
…..kişi öldü … kişi yaralı
O an belki duyar belki duymayız
Belki görür belki de görmeyiz
Nasıl da yakıştırdık ölümü herkese
Beş onbeş yirmibeş yaşında
Kırk yaşında yetmiş yaşında
Herkese her an her yerde yakıştırdık
Zamanı dedik ölümün zamanı
Ekmek yemek su içmek kadar doğal saydık
Hiç sormuyor sorgulamıyoruz
Sorarsak da cevap vermiyoruz
Bir de suçu kadere yükledik mi
Vicdanımız öyle rahat öyle rahat ki
Değmeyin keyfimize
Neden … yapılmadı ….bakılmadı
…. İzin verilmeseydi ….olsaydı
Bunları konuştuk
Sadece konuşmak için
Ne sorduk ne cevap verdik
Çünkü gönlümüz rahat
Suçumuz yok ki
Kabahat kaderin
Kaderinde böyle yazıyormuş
Kaderden kaçılmaz ki
Kader doğmadan yazılırmış
Biz çok masum ve günahsızız
İnandırdık ya vicdanımızı
Biz çok çok rahatız
Geçmiş olsun diyoruz
Ya … olsaydın ya … kalsaydın
Ya …seydin ….dın …din ….
Şükret haline …
Kaderinde bu varmış
Suçluyu bulduk bir kere
Biz sütten çıkmış ak kaşık
Bu yüzden çok rahatız
Baş sağlığı diliyoruz
Emir Allahın (kaderin)
Başın sağ olsun
Allah başka acı göstermesin
Allah sabır versin
Oysa ateş bir kere düştü mü bir yere
Bir daha sönmez asla
Yandıkça yanar korlanır
Korlandıkça yakar kavurur
Suçu kadere atar
Üstüne bir de dilekler tutar
Sustururuz vicdanımızı
Oysa bir sorsak nedenini
Bir anlatsak kendimize
Hep boşuna konuşmak yerine
Bir kere dolusuna bir şeyler yapsak
Kandırmasak bizi
Neden öyle kolay öyle basit ki
Kaderin değil de bizim suçumuz olduğunu
Bir itiraf edebilsek bize
Bir bulsak o yüreği ömrümüzde
Ölümü bu kadar yakıştırmayız
Bu kadar suçlamayız o masum kaderi
Bu kadar kandırmayız o gariban vicdanımızı
Bu kadar ucuz sanmayız insan hayatını
Bu kadar basit harcamayız canlarımızı
Bu kadar değersiz kılmayız kendimizi
Sadece vicdanımızı özgür bıraksak
Kandırmasak onu yön bulur kendince
Çözeriz tüm bu sorunları
Bu kadar kolay benimsemeyiz ölümü
Kafa tutarız o yollardaki her metreye gizlenmiş canavara
Elif KAYA
Köyüm
Köyüm kartal yuvasıdır dağ başında kurulu
Kışları sert boyunca kar gecesi ayaz
Fırtınası dağları taşları söker yıkar
Baharı bahardır çiçekler kokar
Dereleri çağlayan köpük köpük coşar
Koyunu kuzusu ağıllar dolusu
Çobanları karabaşlar
Koyun kuzu meleşir ta yüreğinin içini titretir
Yazları ekini elması kirazı şeftalisi
Buz gibi taze nefes havası
Düğünleri bayramları sevenleri sayanları
Güz ekinler derilir sergiler serilir
İnsanları da mevsimleri gibidir
Bahar kokar mis kokar duyguları his kokar
Fırtına koparır ayaz tutar buz tutar
Sis tutar pus tutar yas tutar
Yazları eli açık cömerttir sınırsızca
Bir mevsim güzdür yaprak döker çiçekleri solar
Hazan olur viran olur ümitler solar
İşte o mevsimler köyümün son mevsimi olur
Hezeyanı heyelanı olur
Bahar kokmaz fırtına kopmaz
Pus tutar sis tutar ve sonuçta cehalet yutar
Köyümü ta yüz yıl öncesine götürür
Elleri tutmaz gözleri görmez aklı ermez olur
İşte bu mevsim köyümün son mevsimi olur
Okul nedir neye gereklidir bilmez
Çocuk nedir ne için yapılır düşünmez
Gelecek nedir neler yapılmalı sormaz
Sisler kara dumanlar çöker başlarına ayaklarına yüreklerine
Ne yol bulur ne yön ne de yarın düşünür
İşte bu mevsim köyümün hiçliği olur
Sesi yürekleri dağlayan karabaşa teslim bir köy olur
O köy işte böyle bir köyüm olur
Elif KAYA