aysenur allah hepimizi dertlı tasalı yaratmıs o yuzdn bısey dıyemeyız
Felek Ne İstedin Benden
Yüzüne gülüp ardına kuyu mu kazdım
Yolunu kesip kuyruğuna mı bastım
Yel olup da kolun dalın mı kırdım
Dururken yurdundan yuvandan mı ettim
Allahın verdiği canına mı kast ettim
Felek ne istedin benden suçum ne benim
Elini uzattın da kolunu mu aldım
Yolunda budak olup gözüne mi battım
Döndüm de bir kez kem gözle mi baktım
Kor olup düştüm de yüreğin mi yaktım
Felek ne istedin benden suçum ne benim
Çekemem bak seni öyle yüklenme bana
Bırak ölem dedim ölümü de çok gördün
O zaman bir gün gülem dedim güldürmedin
Ya suçum söyle ya seni sevem dedim
Yoksa bırak bu diyarları terk edem dedim
Felek ne istedin benden suçum ne benim
Bir yuva kurdum baykuş tünettin damına
Kara bulutları taç yaptın daim başıma
Dağlar dayanmaz oldu bak bu ahıma
Ben tükendim ah felek artık son safha
Felek ne istedin benden suçum ne benim
Gamı tasayı yoldaş ettin bana
Hüznü yalnızlığı ölümüne gardaş ettin bana
Dayanacak ne sabır ne yürek kaldı bende
Geçmişimi geleceğimi talan ettin felek
Nedir bu zalimliğin ne bu zulmün ahın
Felek ne istedin benden suçum ne benim
Kader suçum ne benim söylesene bana
Elif Kaya
Elif KAYA Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Elif KAYA Şiirleri:
Ne umutlarla geldim sana
Sen benim için sığınacak bir liman
Yaslanacak bir dağ olacaktın
Tüm kötülüklerden koruyacak bir melek
Zorluklarda güç kuvvet olacaktın
Hayalimiz umudumuz planımız beraber olacaktı
Hani bir ömrü paylaşacaktık
Yemin etmiştik iyi günde kötü günde beraber
Destek olacağımıza birbirimize
Sana geçliğimi ruhumu bedenimi verdim
İki tane bebeğimiz canımız kanımız
Ortak hayat bağımız kopamaz derdim
Bilemezdim ki bir gün senin ecelim olacağını
Elif KAYA
Akşamlar vardı eskiden
O akşamlarda insanlar çocuklar vardı
Masallar misaller anlatılır bilmeceler sorulurdu
Bazen bir taklit bazen harbiden bir şaka yapılırdı
Her şeyin tadı vardı o zamanlar
Ocakta kocaman bir kütük bir de sıcacık yürekler vardı
Bir çıra bir fener bir de gülen yüz aydınlatırdı
Büyükler vardı söz anlatır söz dinletir
Küçükler vardı söz söyletir söz işitir
O zaman dost yürekler vardı
Evler vardı kerpiçten kapı pencere tahta
Kırk kilitli çelikten değildi duvarlar
Kuzular da kurttan değildi o zaman
Çocukların bezden topları servi dalından atları
Tahta arabaları papatyadan taçları vardı o zaman
Çelik çomak oynarlar ip atlarlardı
Toz toprak içinde bahar kokan dağlarında
Çocukların çocuk gibi hayatları vardı o zaman
İnsanlar kalabalıklar içinde yalnız değillerdi
Arsızlıktan korkar hırsızlıktan utanırlardı
Hırlı ile hırsız ayrılırdı o zaman
Bir kahve vardı
O kahvenin de kırk yıl hatırı vardı o zaman
O zaman hayat vardı yaşamak vardı
Şimdi hepsi mazide kaldı
Mazide geçmişte kaldı bu zaman
Elif KAYA
Canımdın can veremedim
Hayatımdın hayat veremedim
Sevdim sevgi sevgimi gösteremedim
Özledim özledim sarılamadım
İçimde hep kokun vardı
Koklayamadım doya doya
Hep elimi uzattım elinden tutmak için
Hiç dokunamadım
Hep göğsümde olsun başın
Okşayayım o güzel saçlarını
Hiç gezmedi saçlarının arasında ellerim
Hep yanımda kal istedim
Bir kere açamadım kapımı
Olmadı çaresizim
Biliyorum sen de istedin tüm bunları
Gelmek sarılmak dokunmak koklamak
Hani dedin ya bir gün geleceğim
Ama inanmadım inanamadım
Biri daha söyledi o gelecek diye
Kızdım ona yalancı dedim
Kim di o biliyor musun
Bir kuştu bir baykuş
Kızdım inanmadım kovdum onu
Yalancı hayır o gelmeyecek dedim
Ve o uçtu gitti sonsuz mavililiklere
Öfkeli ve kırgın bir vaziyette kayboldu ufukta
Arkasından bakakaldım derin tarifsiz bir acılı korkuyla
Çünkü buna inanmak istemedim
Bunu duymak istediğim
Bu değildi görmek istediğim
Ve şimdi sen geldin bebeğim
Her şey sona ermiş bir halde
Hayaller yok özlemler yok tükenmiş bir vaziyette
Ve gidiyorsun sonsuza kadar kalacağın o cennete
Ve ben yine perişanım ve çaresizim
Canım her şey gönlünce olsun bir tanem
Sonsuzluklar diyarında mutlu ol koca bebeğim
Özlemin hasretin pişmanlığım tükenmişliğim çaresizliğim
Sana sonsuz mutluluklar
Kadersizim çaresizim
Elif KAYA