İnsan Var İnsancık Var
Seyreyler kâinatı
İnsan var, insancık var
Bakışında sanatı
İnsan var, insancık var
Zerreden yaratılmış
Enaniyet katılmış
Ünvanla parlatılmış
İnsan var, insancık var
Yutar her daim gâmı
Cennettedir makamı
Ders eylemiş ahkâmı
İnsan var, insancık var
Kimisi sever sisi
Kim hürmet dilencisi
Gönüllerin incisi
İnsan var, insancık var
Esintisi öteden
Çağrısı kaç kıtadan
İlham almış atadan
İnsan var, insancık var
Veren el iz bırakır
Altına döner bakır
Sermayesi tam takır
İnsan var, insancık var
Her ân ikram-ı Hüda
Ömür geçer beyhude
Hak kapısında geda
İnsan var, insancık var
Sözü hassas terazi
Toprak tohumdan razı
Esir almış marazı
İnsan var, insancık var
Ali Rıza Malkoç 30/11/2008 Bursa
Enaniyet: Bencillik, benlik
Ahkâm : Hükümler
Hüda : Yaratan, Hakk
Maraz : Hastalık, zorluklar, engel
Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yazıklar Olsun
Dil verilmiş konuş diye
Satana yazıklar olsun
Bu hamlık, bu çiğlik niye?
Sapana yazıklar olsun
Tüm putları inkâr edip
Sözünden döner mi edip?
Aldanıp nefsine gidip
Tapana yazıklar olsun
Helâlinden geçti bile
Harama katıyor hile
Düşmana gül, dosta gülle
Atana yazıklar olsun
Akmayan sular kokuşa
Kim ister canlar tokuşa
Tüm hedefleri yokuşa
İtene yazıklar olsun
Zulüm karşısında susan
Tebessüm ile kin kusan
Ölmeden altıma kazan
Tutana yazıklar olsun
Yüreği mermerden katı
Sanki gizemli bir kutu
Gülistanda ayrık otu
Bitene yazıklar olsun
Bakınca melek kanatlı
Görünce şeytan sanatlı
Olur mu gübreden tatlı?
Tadana yazıklar olsun
Malkoç Ali sözün yeter
Beterden de vardır beter
Üç günlük dünyayı heder
Edene yazıklar olsun
Edene yazıklar olsun…
Ali Rıza Malkoç
Ali Rıza MALKOÇ
Aşkın Ekseni
İnce eler, sıkça dokur yüreği
Çağından sorumlu bakandır ozan
Bu uğurda, tükenmez hiç süreği
Çırayı diliyle yakandır ozan
Türlü türlü nağmeler arkasında
Demet demet çiçekler terkisinde
Arada bir seller akar yasında
Nice görülmez gam çekendir ozan
Her gönlün bir leyla’sı var bilirim
Hele yol aç, ben arkandan gelirim
Bundan ötesine, yapamam yorum
Çorak toprağa gül dikendir ozan
Ümit soluyana, adeta beşir
Hakikat adına, mesleği neşir
Diplomasız, ağır sıklet güreşir
Kendi bileğini, bükendir ozan
Onun gözleminde, tüm dünya sıla
Heybesinde gurbet, çıkıyor yola
Irmak, deniz, çayla, girip kol kola
Her mevsimde duru, akandır ozan
Sedefi keşfeder, bulur inciyi
Sarsıntıdan önce, görür öncüyü
O doğurmaz amma, çeker sancıyı
Kara bulutlara, çökendir ozan
Farklı nefeslerde, bulur hep âhenk
Yüreği terazi, vicdanı mihenk
Sanki Nebi’lerin ashabına denk
Her ortama huzur ekendir ozan
Yüce Yaradan’dan besler aşkını
Her can ile pekiştirir meşkini
Buralardan taşır cennet köşkünü
Sarıldığı ile, kokandır ozan
Ali Rıza MALKOÇ 4/12/2011 Samsun
Sürek : Süren, devam eden zaman.
Terki : Binek hayvanlarındaki eyerin arka bölümü,heybe
Beşir : beşaret veren, müjdeci
Neşir : neşreden, yayıncı
Sarsıntı : deprem Mecazi anlamı: beklenmedik olumsuz gelişmeler
Meşk: Değer verdikleri ile cani gönülden birlikte olma
Ali Rıza MALKOÇ
Vasiyetname (3)
Ey oğul ! atandan, al öğütünü
Gördüğün dost bilme, dara düşmeden
Kimse kara bilmez, ayran –sütünü
Sırtım sağlam sanma, zora düşmeden
Virüs girmiş, muhabbettin bağına
Leke sürmüş, altın neslin çağına
Yorgun düştük, gönüller otağına
Her kayan yıldıza, fire düşmeden
Adamın da posası var hatırla
Anlatamam meramımı satırla
Variyeti ha kamyonla, ha tırla
Temkinli ol, özü nar’a düşmeden
Raf ömrü tükenmiş, kof kafalarla
Gübresi çok amma, bakımsız tarla
Günahını taşıyamaz katarla
Düzeltme hakkı ver, süre düşmeden
Masum masum gizli, akıyor seller
Yürek yaralıyor, bu necis haller
Tefekkürün önündeki engeller;
Kalkmalı, gönüller kor’a düşmeden
Kainat’ın aynası ve mayası
Gönlümüzün nuru, kalbin ziyası
İnsanlığın, ortaklaşa hülyası
Kabul görsün artık, yere düşmeden
Karlı dağlar, kar mı ağlar her zaman?
Güneş vurur, canlanır gök-yer-zaman
Tomurcuklar, yeşerirler bir zaman
Yeter ki sâfi kal, kire düşmeden
Ali Rıza MALKOÇ 20/11/2011 Samsun
Posa :Faydalı tarafı alınmış atık, tortu, çökelti
Meram: İstek, amaç, gaye, maksat
Variyet: Varlık, zenginlik.
Katar : Tren
Fire : eksik, noksan, Bir iş yapılırken çıkan artık parça
Necis : Pis, kirli, temiz olmayan
Hülya: tatlı düş, hayal
Ali Rıza MALKOÇ