Eğitim Sitesi

İsyan Şiiri

İsyan

İstemem, bahçende güller açmasın,

Bülbüller ötmesin şen sesleriyle,

Yıkılsın, tütmesin ocağının dumanı,

Baykuşlar konsun viranelerine.



Kraliçe seçilsin kara yılanlar,

Adam rolünde şimdi hep çıyanlar,

Kendini bulunmaz deva sananlar,

Çekilsin artık köhne hanelerine.



Nasıl harcadılar koç yiğitleri,

Garibin üstünde kenesi, bitleri,

Bukalemun misali, yoz tipleri,

Doladılar bizi dümenlerine.



Kambur gibi sırtımıza bindiler,

İndirsen zararı sana dediler,

Biz çalıştık saf saf onlar yediler,

İsyan sindi artık hücrelerime.

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

Şennur Ulaş İsyan sindi artık hücrelerime...
Duygularıma böylesine güzel tercüman olan şiiriniz için, ellerinize sağlık diyorum...

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Dut Ağacı

Kale içerisindeydi asıl soyun,

Dört kolun vardı, dört yana uzardın.

Yüksek değildi, kısacıktı boyun,

Şöyle böyle üç dört metre kadardın.



Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,

Denize yüz adım mesafedeydin.

Üzümsü meyven ne kadar da hoştu,

Bağdaki dutun yavrusu gibiydin.



Meyvelerin kankırmızı, kapkara,

Her gün biraz daha olgunlaşırdı.

Koşar uzanırdık yüklü dallara,

Kanın üstümüzde iz bırakırdı.



Çok kere dayak yerdik annemizden,

Üstümüz başımız kirlendi diye.

Yine de gelir, vazgeçmezdik senden,

Sen de bizi beklerdin o tepeye,



Van gölü, altın kumsal ve kara dut,

Bizim için asla vazgeçilmezdi.

Geldi geçti kalmadı eski umut,

Çocukluğun verdiği bir hevesti.



Son gördüğümde bir dalın kalmıştı,

Kurumuş, hayalete benziyordun.

Yıllar herşeyi elinden almıştı,

Derdin belli, geçmişi özlüyordun.



Ne üzülürsün canım dut ağacı,

Dünyaya kazık çakamazsın ya.

Bilirim dostlardan ayrılmak acı,

Olsun, sonunda toprak olmak varya.



İşte o zaman başka bir varlıkta,

Canlanır birleşen hücrelerimiz.

Uzak değil belki de çok yakında,

Seninle yeniden bütünleşiriz.

Ahmet ALPTEKİN

Bizim Elin Yazı Gelmiştir

Komşular toplanmış yaylaya çıkar,

Şimdi bizim elin yazı gelmiştir.

Ozanlar oturmuş türküler yakar,

Meclisler kurulmuş sazı gelmiştir.



Mor çiçekler açar Gelintaşı’nda,

Nane kekik kokar ayran aşında,

Sofralar kurulur pınar başında,

Ağızların tadı tuzu gelmiştir.



Oğlaklar oynaşır serin yaylada,

Düğün dernek vardır şimdi sılada,

Ekinler boy verir taşlı tarlada,

Koyunlar meleşir kuzu gelmiştir.



Irmaklar kabarır yatağın yıkar,

Avcılar bu mevsim dağlara çıkar,

Kınalı keklikler avcıdan bıkar,

Kaçar ak tavşanlar tazı gelmiştir.



Göçmen kuşlar şimdi geri dönmüşler,

Ağaç bulup, yuva yapıp örmüşler,

Geçen gün gidenler hepsi görmüşler,

Van Gölü’ nün turna ,kazı gelmiştir.



Dağlar lale sümbül nevruz bitirmiş,

Yavru ceylan anasını yitirmiş,

Postacı yarimden mektup getirmiş,

İçim yanar durur sızı gelmiştir.



Ahlat çağırır Süphan’ dan, Nemrut’ tan

El eylemiş çağırır bütün yurttan,

Müjdeli haberler var kuştan, kurttan,

Gurbet elden oğlu, kızı gelmiştir.

Ahmet ALPTEKİN

Sevda

Altın sarısı o kumral saçların,

Buğdaysı tenine ne güzel uymuş.

İçimi yaktı yeşil bakışların,

Sevda dedikleri galiba buymuş.



İncecik belinle fidansı boyun,

Ceylanı andırır ürkektir huyun.

Kafkaslı mı yoksa kız senin soyun,

Belli, asaletin yüzüne vurmuş.



Yıllardır aradığım “Seni” buldum,

Bakışlarını bir an hayra yordum.

Usulca yaşınız kaç diye sordum,

Çok yazık benden bir hayli ufakmış.



Yanındakine, kim bu ,diye sordun,

İçime düşen bir ateştin, kordun.

Beni derinden , ta kalbimden vurdun,

Sen de farkettin gözlerim dolmuş.



Hissettim gözlerini çektiğini,

Bana nasıl bir rol biçtiğini.

Anladın aklımdan ne geçtiğini,

Üstelik senin bir sevdiğin varmış.



Niçin burktun bu yaralı yüreği,

Mutluluklar sana iyilik meleği.

Zamansız açan kardelen çiçeği,

O gülen yüzünü gamzeler sarmış.



Elime bir tutam karanfil verdin,

Soyuldu yaram, tazelendi derdim.

Ya ben bu dünyaya çok erken geldim,

Ya da , biri gelmede çok geç kalmış.

Ahmet ALPTEKİN

İsyan Şiiri