gülcan degmezmis seni sevmeye helal olsun rezil etdin ya beni herkese hic bi reke derdirmemeistim o temtemis sevgimize anladimki yalan mis duygularin oysa ne hayaler kurmusdum ikimizin yerine deymezmis seni sevmeye
Lanet Olsun!
Gönül kuşum artık uçamaz oldu
Kanadını kırana lanet olsun
Kendine bir yuva açamaz oldu
Yuvasını bozana lanet olsun!
Gönlüme girdiler anlayamadım
Sevgimi çaldılar ağlayamadım
Gülümü aldılar koklayamadım
Yetim bırakanlara lanet olsun!
Bahar geldi sandım çiçek açınca
Dostu buldum sandım gülü atınca
Yandım yok oldum gülücük saçınca
Gönle tuzak kurana lanet olsun!
Seyhanî ağlar, zor güler; yâr güler
Kan akar, can gider; canansa güler
Güller solar, bülbül ölür; aşk kalır
Aşktan mahrum zalime lanet olsun!
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.
Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:
Vatan toprağı bildik bayırını düzünü
Sen teröristlere yurt mu oldun Gabar Dağı?
Kefereye vermedik can üstüne can verdik
Sen haine nasıl kucak açarsın Gabar Dağı?
Yok mu bağrında akrebin, çıyanın, yılanın
Daha sürecek mi “terör bitecek” yalanın?
Laneti ulaşmadı mı geride kalanın
Niçin gebertmezsin hainleri Gabar Dağı
Uludağ’ım Osman’a, Orhan’a gölge olmuş
Bolu Dağı aslana, kurtlara bölge olmuş
Allahüekber Dağı şehide belge olmuş
Yıldız Dağları senden utanır Gabar Dağı
Var mı sözün bayrağa, şerefe vereceğin?
Haine, eşkıyaya lanetli diyeceğin
Yoksa er geç şudur göreceğin, bileceğin:
Canlar bizde vatan için vardır Gabar Dağı!
Şehitlerin kanı bayrakta yaşar, solmaz!
Bayrak dalgalandıkça kansızlar sende durmaz!
Adalar, ovalar duysun: “Bu kan yerde kalmaz!”
Canlar bizde vatan için vardır Gabar Dağı!
Âşık SEYHANÎ
Zamanının kaçındasın, neyin başındasın?
Hayâllerin mi, gerçeğin mi telaşındasın?
Umarım ki fark edilmeyenin farkındasın,
Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!
Hayatımıza iki meçhul bağ örülür,
Biri yanlışa sürükler, biri doğruya götürür.
Hangi yoldan gidilirse gidilsin, görülür:
Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!
Umduğun aşa, ummadığın başa gelince,
Akıl başa gelip akla karayı seçince,
Anandan emdiğin süt burnundan gelince,
Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!
İnsan evladı kendini tanır, hakkı tanır,
Haksızlıkta, zulümlerde kendinden utanır,
Her damla gözyaşında, kanda sonuca varır:
Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!
Seyhanî söyler, ister kulak as, ister asma,
Güzeli görmezsen bile güzele kin kusma!
Aslını bil, doğruyu bul, yanlışlara susma!
Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!
Kaçınılmaz misafir kapına vurduğunda,
Bülbül susmağa, karga ötmeğe durduğunda,
Eller dizlere, kazma toprağa vurduğunda,
Bil ki: saat durur, zaman durur, ömür biter!
Âşık SEYHANÎ
El ayak tutmaz, vücut yerde sürünür
Âlem acır hâle, hep zavallı görülür
Aydınlık karanlığa, karanlık aydınlığa bürünür
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Dil söyler, hâl çırpınır, ses çıkmaz şaha
Gözden kan dökülür başlar eyvaha
Alın toprakta, medet eder Allah’a
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Umut fakirin ekmeği, hâyâl tuzu
Yazan bozar, bozan yazar, böyle alın yazı
Hayat henüz oynamadı son kozu,
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Mazlum kanser olmuş verem olmuş kime ne…
Ne ah etti kâr ne vah dedemle nineme…
Halimi havale ettim bilinmezi bilene,
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Allah isterse zerreyi kürre, küreyi zerre eder
Zehri şifa eder, bertaraf olur keder
Gönlünü ferah tut, etme kendini heder
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Herkesin derdi kendine yeter
Berikinin derdi öbüründen de beter
İlâhi yumruk bir gün diyecek :”Yeter!”
Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!
Âşık SEYHANÎ