Lara (mona Roza Şiirine Naziredir)
(Çok değeri üstad Sezai Karakoç 'un Mona Roza şiirine naziredir.)
Yağmurlar pusmuş hep, bulutlar ürkek
Bozgundalar sanki bütün mevsimler
Boynu bükük güller şimdi gidecek
Başladı yeniden yoz merasimler
Yağmurlar pusmuş hep, bulutlar ürkek
Öz suyunu ağlar yeniden güller
Hüznün gölgesi de bize emanet
Zamanı bölen bu şımarık ziller
Ölüyüm, gerekmez,bana merhamet
Öz suyunu ağlar yeniden guller
Gözlerinde boğdum Lara dünyayı
Bu hesabım inan mahşere kalmaz
Neye kurban ettik biz bu hülyayı?
Neden sorular hiç karşılık bulmaz?
Gözlerinde boğdum Lara dünyayı
Ellerin sanki bir kördüğüm gibi
Ellerin merhamet, ellerin idam
Her şey gözlerinde gördüğüm gibi
Gözlerin helalim, gözlerin haram
Ellerin sanki bir kördüğüm gibi
Kendimi bıraktım kaç kirli yüzde
Cılız bir tohumum kendine tutsak
Gölgeler oynaşır sırlı bir sözde
Sevdama namahrem hayata tuzak
Kendimi bıraktım kaç kirli yüzde
Gizlerini örter her bakış Lara
Sessiz bir göç başlar düş ötesine
Umutlar sığınır çok uzaklara
Bir serap çizdik biz çöl ortasına
Gizlerini örter her bakış Lara
Neden gizleniyor hep bizden hayat ?
Hadi şarkımızı söyle yeniden
Kapanmış yarayı yeniden kanat
Yaşadığımızı görelim birden
Neden gizleniyor hep bizden hayat?
Murat Halıcı
Murat HALICI Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Prematüre
Bir yıldızın asık suratı yapışmış penceremin buğusuna
Gece leylak kokusunu sürmüş yine
Dolunay çekiyor ruhumu kendine
Bir şiir daha anlatmaya çalışacak seni yeniden
Aciz
Yetersiz
Söz ustası ben
Anlatamayacağım seni yine
Belki lügatlerde olmayan bir şeyler var sende
Belki kelimeler eskidi artık
Belki de
Bırak anlatmayı
Anlayamamışım bile seni
Sığmasan da cümlelere
Bir şiir daha doğacak birazdan
Prematüre
Murat Halıcı
Murat HALICI
Anlat
Parçalarıma nefes ver
Sükutuma ses
Utanırım konuşmayı bilirsen
Öğrenirim bile
Hayal bile kurmaya çalışırım istersen
Oyun hamuruyum topu topu
Şehirlerin kusmuğu
En rezil kelimelerle yazılmış bir şiir
Dize dize kepazelik
Pişmanlıklarım hepten siler atar beni
Bir iki duam var gülümseyen annemin öğrettiği
Pejmürde iyi niyetlerim bir kaç
Bir türlü gelmeyen bir yolcu beklediğim
Bir istasyondayım nereye gitsem bilmediğim
Mırıldandığım şarkılarla ilgim yok
Haklı olduğuma dair hiç bir konuda hiçbir delil
Güzel bahçeleri anlatma limon ağaçlarını akasya çiçeklerini
Yaralarımı anlat kötü niyetli olmadığıma delil
Akılsızlığıma şapşallığıma sadece
Gözlerim yaşarmıştı sanki bir kaç türküde
Kendime sütre yapışımı korkularımı
Sütre gerilerinde kendimle savaşımı
Bir kaç renkle baharlar kurmaya çalışımı
Çocukluğuma in saçlarımı okşa
Bütün yalancı fısıltıları bir ninniyle uyut
Gözbebeklerimde görmelisin hayatın yırtılmadığı zamanları
İğde ağacını zambakları söğütleri dallarını salkım saçak ruhuma uzatan
Kırmızının yansımadığı göğü
Çığlıkların çarpışmadığı birbirine
Çocukluğuma in beni gör
Umutlarım henüz beni kusmamışken
Sımsıkı tutuyorken tertemiz kalbimin elinden
Küçük dünyamı parça parça sırtımdan düşürdüğüm zamanları
Bir dizi seri cinayete kurban gittim işin aslı bu
Bir sabinin kanı üstüm başım
Sabilerin çığlıkları
Baharları anlatma artık bana
Kabuk bağlamışken bedenimde
Küçük bir kalbin yaraları
Murat Halıcı
Murat HALICI
Valentina I
Sükutla demleniyorum çıldırasıya
Çoktan ölmüş notalar
Zaman kendini sokan akrep
Yalnızlık kendimi gösteren ayna
İpi kopan uçurtma gibi
Saklısın çocukluk gözyaşlarımda
Boş ver! Şerefine Valentina!
O kadar haklıydı ki herkes
Sonuna kadar haksız olmalıydık
Parmak izlerimiz olmalıydı
Her maktulün yakasında
Dişlerimizde öldürülen çocukların kanları…
Bizim için çalmalıydı idam çanları
Boş ver! Şerefine Valentina!
Onca masumun inadına
En günahkâr biz olmalıydık
Doğabildik mi hayatın kucağına?
Öğrenebildik mi yaşamayı hala?
Bir daha gelseydik dünyaya
Yine bir günah olurduk en fazla
Fazla değil
Ah bir sevebilseydik!
Boş ver! Şerefine Valentina!
Murat Halıcı
Murat HALICI