Eğitim Sitesi

Niyetin Sarhoş Senin Şiiri

Niyetin Sarhoş Senin

Beni benim ile baş-başa koydun

Nerelerde sürtüyorsun yoldaşım

Mahsulsüz tarlada yabaya uydun

Gerçekleri örtüyorsun yoldaşım



Sitemkâre cilve yaptım bilmedi

Kaş-göz ettim, çimdik attım gülmedi

Talihime kurşun sıktım ölmedi

Her yanıma dürtüyorsun yoldaşım



Bir çatlak var kayıktaki kürekte

Tutmuyorsa riya vardır her ekte

İhtimalin sancısı var yürekte

Kainatı yırtıyorsun yoldaşım



Gözlerin doluyor, dalıyor şimdi

Dalgalar sahili yalıyor şimdi

Yalnızlık kapıyı çalıyor şimdi.

Eksilmiyor artıyorsun yoldaşım



Ne zekâtlık mal istedim azayım

Ne züğürtlük hal istedim tozayım

Hakikate yol istedim yazayım

Beni benle tartıyorsun yoldaşım



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri:

Hikâye İmiş

Elin cenaplığı tamam da beyim

Sırrın yamanlığı hikâye imiş

Şehir ki mezarlık, virane köyüm

Varın harmanlığı hikâye imiş.



Oğlunun şerrinden eminse ana

Boşuna değildir kurduğu bina

Yönümüz onadır, gidiş de ona

Sisin dumanlığı hikâye imiş



Gerisini dersem zoruna gider

Seni utandırır arına gider

Susayan sülükler kuruna gider

Kaşın kemanlığı hikâye imiş



Aldığın nasihat, duyduğun yazık

Yeter kendine gel, yediğin kazık

Devlet kütüğünde sicilin bozuk.

Sözün kirmanlığı hikâye imiş



Umudu yitirmiş gözleri mıhta

Akşamlar feryatta, geceler ah ta

Yavru kan içinde, baba çarmıhta

Aşkın fermanlığı hikâye imiş



Orda sazın asıp asma dalına

Orda can veriyor elif yoluna

Gurbeti yeğledin Emrah kuluna

Aşkın samanlığı hikâye imiş



Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa

Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?

Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa

İşin Narman’lığı hikâye imiş



Tanrı dağlarından inmişsin düze

Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze

Sevda ki ne sevda olmuşsun bize

Derde dermanlığı hikâye imiş.





Cenap: Onur

Kirman: Kale, hisar

Ferman: Buyruk

Keman: İnce, düzgün kaş

Narman: Erzurum’un bir ilçesi



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Otuz Kırmızı Gül...

-Sevdiğim Kadına-

Güzel, otuz yıldır senin ardından

Ben koştukça sen bana el salladın.

Bir dakika gözüm çevirdiğim an

Beyaz mendil, kırmızı gül yolladın.



Gözlerini sürmeledim gök ile

Parçaları bütün ettim ek ile

Yola çıktım gökçe çiçek tek ile

Kara çaldım gocunmadın, alladın.



Can kurban eyledim sevdiğim dosta.

O dost ki can bilip otursun posta

O zaman kalır mı gönüller yasta?

Sen yeter ki “can” de, dilimde adın.



O günden bu güne bu gönül daim

Seninle var oldu, seninle kaim

Sensizlik içimde kavrulan saim

Mercan yüreğinde beni kolladın.



Ah toprağım, cihan süsüm, göz nuru

Sözlerin bal şeker, yüreğin duru

Aklıma gelmedi bunca yıl soru

İnandım, güvendim sevdiğim kadın.



Yüzüme bir kere gülmen haz olur

Seni sevdiğimi bilmen az olur

“Merhaba” diyerek gelmen yaz olur

Kaleli’nin siteminde muradın.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Gör!

—İlhami Erdoğan’a-

Sağ yanımdan turnaları uçurdum

Sol yanımda ur oluştu kır da gör

Muhabbete sevgi kattım içirdim

Demlenmedi, gözümdeki fer de gör.



Yola düştü intizarım ah ile

Kolu komşu uğurladı “oh” ile

İmtihana girdim çulsuz şah ile

Dediler ki neticesi bir’de gör.



Zorun zoru olmayanı savunmak

'El malını” vatan bilip avunmak

Sonra dönüp bir kenarda ovunmak

Mutluluğa kapı ise gir de gör.



Canlar canı akıllanmaz başımız

Ele güne alkış tutmak işimiz

Ağardı saçımız, geçti yaşımız

Hedef göster, sözü suya ser de gör



Köpekler yalaka, kurtlar hileli

Çile gördü kendin bildi bileli

Can kardeşim akıllanmaz Kaleli

Bu hal onun içindeki sır da gör.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Niyetin Sarhoş Senin Şiiri