Ölen Sen
Deniz ölür akşam üstü
gece olur gözlerin
uykularımı böler umutlar
ince bir sancı girer sol böğrüme
ilacıma küserim
ay ışığını sağar sönük yıldızlar
derdest olur düşler
bir asil bir yedek
iki sigara sarar ellerim
ağlamaklı olur bir ara gözlerim
kirli tülbent örtünür sokaklar
ayak seslerine çevrilir başım
kedi tıkırtısı alaşağı eder yalnızlığı
sırtımda bir ağrı
ölüm desem sana
yaraya alışık değil bedenim
katlanamam böyle acıya
sana gelsem ölüm deseler adına
göğü bağlasam bulutlarından
yağsa yağmurlar sıksam bulutları
umudu peşkeş çekip geceye
karasında saçlarının eğireceğim gözlerini
//h.şahinbay//
Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bana Bakma
Üstüme gelmeyin aynalar,
Bana benzetirim kırıklarınızı
Gelmeyin üstüme aynalar
Pasını, nemini, enini,boyunu
Benzetirim kendime
Bir bakışım yeter dersini vermeye
Nasibini almaya yeter, kahkaham
Ezberini deşer gecelerim
Karanlıkta nasıl da korkarsın benden
Yüzüme bakmaya utanırsın
Üstüme gelmeyin aynalar,
Mahcubiyetini kurtaramaz gözlerim
Öfkem cehennemi yaşatır çukurunda
Gelmeyin üstüme,
Perişan olursunuz karşımda
Ağladım mı hıçkırığa boğulur çehren
Bakmayın bana aynalar,
Çatlamış yerlerinden ayrılır yaralar
Görmezden gelseniz beni ne olur
Ölüme yakın bana uzak durun
Beni bir de öldükten sonra görün
O zaman nasıl onarırım kırık yerlerinizi
Üstüme gelmeyin aynalar,
Uğramayın bana bu aralar
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Anne'ye
Anne çözemediğin bir bulmaca
Şehir efsanesinde gerçeklik payı
Anne murattır umudun bitişinde
Zemheride bir fincan kahve
Ateşin yakmayan yanı
Göklerde bir kuşaktır yedi bin renk
Suyun kandıran yanıdır
Ve sütün beyazı
Aklın tohumudur anne
Etinden besleyendir bir canı
Kokusunda toprağın kanı
Bilinmez bir elementtir nefesi
Yıldızın yarasına sargı bezidir anne
İlk yardım çantasıdır iç cebinizde
Cehennem sıcağında lodostur
Nerden estiği belirsiz
Yetinen bir yetimdir aslında anne
Arta kalanları dökülüp kırılanları
Kumbarada toplayandır
Yani demem o dur ki
Anneniz annemdir
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Dökül
Dökül, lisanının buruk sesi
Mahcubiyetin asık suratı
Dökül, cemalin korkak gülüşü
Dikenli gülün çekilmez nazı
Dökül, sağır sessizlik
Duvarlardan usul usul
Cenneti tepeleyen ibadet kürsüsü
Dökül, çatlak aynanın avurtları
Ölümsüz gece, hiçlik zamanı
Tane tane dağıt, alevin kıvılcımını
Dökül ey namsız söz dalaşı
Dalsız ağaç, iklimsiz su başı
Dökül, acının kahpe sırdaşı
Muradın tutuşan çehresi
Makamsız mevki sahibi
Dökül, penceresiz hane kapısı
Mavi deryanın kıyısız haritası
Küfür namesi, çapak tarlası
Haramın borç hanesi
Ve hırsızın diri bakışı
Dökül, yokluğun tınısı
Göğe saldıran kuş sürüsü
Uzakların köhne rıhtımı
Ve avucumun üçüncü çizgisi
Rakı sofrası, şarap mahzeni
Derdin çetrefil huzuru
Yaşamın isli mazereti
Ufuk ötesi, öykünün kurgusu
Dökül, kibrin ünlü harfi
Kafeste tenin çıkmazı
Fikirsiz aklın oynak yeri
Dökül hükümsüz cehennem dibi
Dökül, kara sevdanın ağır kaybı
Zifir saçlarının mühürlü düğümü
Dökül, şebin karartma duruşu
Ve yalnızlığın göğe asılı urganı
Dökül ölümün vakitsiz ısrarı
Güzele meylin iflası
Lokmanın bedelsiz izahı
Dökül aşkın ayrılığa ifşası
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY