Olmak Isterim
OLMAK İSTERİM...
Doğa anam!
Dağlar gibi heybetli ve yüksek
Göller gibi derin ve sessiz olmak isterim.
Gökyüzünde turnalar gibi sıra sıra uçmak
Yeryüzüne selam verip, konmak isterim.
ağaç olup canlılara yuva
evsizlere çatı olmak isterim.
Doğa ananın elinden tutup
Küresel tehdidi yıkmak isterim.
Güzel ailem!
Sabah namazı ile hane-i huzura erip
Hanemde nihai mutluluğa ermek isterim.
Haddimi aşmadan, huzurum kaçmadan
Mesafeleri aşıp, seyr-ü sefere çıkmak isterim.
Başını göğsüne koyduğumda, huzur bulacak
Nefesiyle geçmiş acılarımı unutturacak
Yoluma yoldaş...
Sırrıma sırdaş olacak
Ruhu ruhuma eş...
Bir sevgilim, bir yarim olsun isterim.
Sevdiğim...
Dört mevsimin olmak isterim.
Yaz ayında doğan güneşin
Kış ayında binbir çeşit yağan karın
Güz mevsiminde sararıp düşen yaprağın
ilkbaharda gönlümde açan
Papatyan...Menekşen olmak isterim.
Gönül dostlarım...Gardaşlarım...
Bir ırmak misali
Yüreğinize gürül gürül akıp
Sevginizi saflığımla ıslatmak isterim.
Sevginizi, sevincinizi uzaklara ulaştırıp
Benliğinize coşku olmak isterim.
sevenlerin çölüne yağmur olup,
sağnak sağanak yağmak,
canı yananların, canına canan...
Kışına yorgan olmak isterim.
Arkadaşım....
seninle biz,
zor günlerimizde
el ele tutuşup,
kötü günleri unutup,
hep ileri, hep en öne
umut dolu günlere...
hep birlikte koşmak isterim.
Kalbin kemiği yok!
Kırılmaz diyenlere...
Arkamdan; "Hey eskici!
Kırık kalpleri de alıyor musun? diye
Seslenenlere...
"Para etmiyor ki!" deyip
Yoluma, revan olmak isterim...
Genç Kaleminiz
Şenol KARA
17 Kasım 2021 Çarşamba
Şenol KARA Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
İzmir'siz Bir Hayat
Zalim Mondrosta katlini isteyen, eller kırılsın
İzmirim seni işgal eden, topraklara serilsin
Ondört Mayıs gününde, halka haber verilsin
İzmir’siz bir hayat, öldürülen can gibi.
Cemiyetler toplandı, halk meydanlara indi
Kahpe Yunan cuntası, korkudan dağa sindi
Anadolu şahlandı, dört bir yan alevlendi
İzmir’siz bir hayat, damardaki kan gibi.
İşgal kabul edilemez, bizi kimse yenemez
Vatan namustur bizde, elalemler sinemez
Kanla yunmuş toprağa, hiçbir zalim giremez
İzmir’siz bir hayat, karanlık bir kün gibi.
Çare nedir diyerek, izmir’e kanat olduk
Kuva-yı Milliyeyle tüm yüreklere dolduk
Düzenli ordu için, tepkilere boğulduk
İzmir’siz bir hayat, koldan çıkan yen gibi.
SARIOĞLAN
Şenol KARA
Aşk Acısı
AŞK ACISI
Biz acılarımıza aşığız!
Bazen bir kitabın son cümlesinde
Tanışır....
Bazen bir şarkının tam ortasında
Birbirimize alışırız.
Ellerimiz ilk kez "Selvi Boylum" filminde
Buluşur...
İlk kavgamızı da "Yılanların Öcü" nde
Yaparız.
Aşkımız adeta yap bozun parçaları gibi...
Seviyoruz dediğimizde parçayı bulur,
Ayrılmak istediğimizde parçayla kayboluruz.
Yap boz gibi bir aşk, bu kadar olur.
Yap boz...adı üstünde...
Yaparız...Bozarız....
Bozarız...Yaparız...
Yap yap...Boz boz...
Ama aşk böyle olmamalı.
Bozmak yerine hep yapmalı.
Yıkmak yerine hep toplamalı.
Ama suç ben de..
Onu hak etmedim.
Onunla son durağa geldiğimiz de
Anlamalıydım...
Aşkın acılardan beslendiğini.
Anlamalıydım..
Aşık olmanın benden geçtiğini.
SARIOĞLAN
Şenol KARA
Huzur Bu Işte
HUZUR BU İŞTE...
Saat 04.30
Gün doğumuna daha çok var.
Tık...Tık... Tak...Tak...Diye bir ses.
Kulağımı acı acı tırmalıyor.
Bu ses de neyin nesi!
Dedim! kendi kendime.
Bir baktım ki!
Gaz lambasının puslu ışığında,
bastonu elinde
hayatın izleri yüzünde
Aksakallı dedem.
O masum duruşu ve tatlı gülümsemesiyle;
" Hadi yavrum...Hadi aslanım..
Kalkıver...Bak hava ışıyor....
Koyunlar kuzular aç kalacak...
Hadi yavrum...Hadi!"
diyerek seslendi.
Kalkmaya gayret ettim.
Ama nerde!
Sabah uykusundan kimin kalktığı görülmüş!
Hele hele bu saatte...
Hemen kendimi sıcacık yatağıma geri attım. Olmadı! Olmadı be! Bir türlü kalkamadım!
Oh be! Dedem gitti! diye sevindim.
Beş dakka oldu olmadı...
Yine aynı ses...Tık...Tık...Tak.. Tak...
Yine dedem...Yine geldi.
Dedemin ne günahı vardı ki!
Benim onu yormaya ne hakkım vardı!
Hemen yatağımdan fırladım.
Koyunları kuzularından ayırıp çıktım evden.
Tabi çoban köpeğim Çarşafı unutmadan...
Yerler ıslak....Otlar ıslak...
Koyunlar koşuyor...Kozalak kovalıyor.
Yetişmek ne mümkün.
Düşe kalka gidiyorum peşlerinden...
Sırılsıklam oldum...
Şükürler olsun! Rabbime.
Nihayet güneş doğdu.
Ne güzel bir doğa....
Oooohhhh! ooooohhh! deyip
Nefes aldım havayı içime çeke çeke...
Nihayet koyunlar da koşmayı bıraktı...
Ne de olsa karınları doymuştu....
Ben de kuru bir yer buldum...
Oracığa kıvrıldım durdum.
Ohhhh! Dunya varmış be!
Güneşte vuruyor yüzüme artık.
Allah' tan daha ne isteyim..
Huzur bu işte...Stres yok...Gürültü yok...
Bağıran yok...Çağıran yok...
Ben...Çarşaf ve koyunlarım..
Bir de kavalım...
Aldım kavalımı başladım çalmaya...
'Dağlar seni delik delik, delerim delerim.
Kalbur alır toprağını elerim elerim.
aman aman...Dumanlı dağlar."
Genç Kaleminiz
Şenol KARA
19 Ekim 2021 Muş
Şenol KARA