Prematüre
Bir yıldızın asık suratı yapışmış penceremin buğusuna
Gece leylak kokusunu sürmüş yine
Dolunay çekiyor ruhumu kendine
Bir şiir daha anlatmaya çalışacak seni yeniden
Aciz
Yetersiz
Söz ustası ben
Anlatamayacağım seni yine
Belki lügatlerde olmayan bir şeyler var sende
Belki kelimeler eskidi artık
Belki de
Bırak anlatmayı
Anlayamamışım bile seni
Sığmasan da cümlelere
Bir şiir daha doğacak birazdan
Prematüre
Murat Halıcı
Murat HALICI Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Kör Nokta
Bir gölge asılmış saatin akrebine
Diğerleri etrafımda fır dönüyor
Canhıraş bir çığlık fırlıyor yırtık mazimden
Sararmış bir fotoğrafa sıkışmış en son gülüşümüz
Gülümsemen çiy tanesi kadar ürkek
Çiy tanesi gibi canı burnunda
Bir dünya öldürmüştüm gözlerinde
bir Fatihaya değmez
Yokluğunun kar taneleri yağıyor
baharlarıma
Huzur uykularımın kaçkını
Parmak uçlarında usulca gelip
bir meltem ört üzerime
sen kokulu
Karanlık bile kamaştırıyor gözlerimi
Zifir ötesi karanlık olmalı
Öyle ki
karanlık onun yanında kendinden utanmalı
Baykuşların gözleri bile donmalı
Kimse görmemeli
parmak uçlarıma delilik emzirdiğimi
Sana gitmeyen yollara vuruldum ben hep
Küfelik gecelerde
Kıyametimdi belki seni bulmak
Yokluğun idam
Varlığın müebbet
Sen tarafımda Moğol istilası
Mahcubiyet hamalı kalemim
Beni kurtarmak için el verdiği kuyuda
Bir sen tükettim içimde
lugatimle birlikte
Murat HALICI
(Tehlikeli Şiirler adlı kitabımdan)
Murat HALICI
Ben Şairim
Ben şairim.
Beşik kertmesiyim yalnızlığımla.
Nefesim hasret kokar.
Ben şairim.
Aşkı öğrenmedim yarin kucağında.
Çifte kavrulmuştur yüreğim,
aşk ocağında.
Gözyaşlarım bölüşür yüreğimi,
ve beynimi kelimeler.
Pencereler gözlerim gibi puslu.
Sağlam sandığım kalbimde bir korku.
Bilmiyorum cesurmuyum korkakmı.
Ya da zekimiyim aptalmı.
Hiçbir şeye sahip değilken her şeyi kaybetmeinin korkusu.
Ve havada hala teninin kokusu.
Ellerimde tütün,
Kalbimde zifir.
İçtiğim sigarada yatıştırmıyor artık sinir uçlarımı.
Hayatın kendisi unutturuyor hayatı.
Zaman dediğin ömür törpüsü.
Ve ben şairim
Kelimelerledir gülmemde ağlamamda.
Sen gittiğinden beri,
şafağı tutarım perçeminden,
sevişirim mor duvaklı dağlarla.
Beynimde bir sancı,
bıçak saplanmış gibi.
Ah bulamadığım cümle,
seni bir bulsam yari bulmuş gibi sevineceğim,
Ve o an,
yazdığım bütün şiirleri beynimden sileceğim.
Her köşe başında yok olan umut.
Fotoğrafların söndürmüyor, körüklüyor hasretimi.
Sen gittiğnden beri güzel kadın.
Ben kelimelere sığındım.
Merhametli olmasa da her biri.
Ve ben şairim,
Beşik kertmesiyim yalnızlığımla,
Nefesim hasret kokar.
Ve ben şairim,
aşkı öğrenmedim yarin kucağında.
Çifte kavrulmuştur yüreğim,
aşk ocağında.
Murat HALICI
(Tehlikeli Şiirler isimli kitabımdan)
Murat HALICI
Göçecek Yer Kalmadı
Benden sana bir veda çıkmaz
Bakışlarından öpemediysem ve yanaşamadıysam gülümsemelerinin kıyısına
Başın hiç yük olmamıştı omuzlarıma
Hem eşiğimde zakkumlar ekili
Reyhanlar seremem ayaklarına
Vaatlerimin ömrü şafağa kadar
Vurgun yiyebilirim her an basılabilir iyi niyetlerim
Bir kör bıçak zaman nefesimde kıyam
Nefesim dağları tartan pamuk ipliği
Göçecek yer kalmadı kendimizde
Damarlarım bir yangını bir duayı taşıyor
Bir savaşa müebbetim üstelik bir yanımda bana saldırıyor
Bir savaş ki ne öldüm ne kaldım
Kılıcımla yontuyorum kendimi
Erteliyorum kekik kokulu saçlarına
Sözlerin içilecek kadar duru olsun yeter ki
Ellerin kelepçelesin beni hayata
Şu tepenin ötesi ebemkuşağı
Çılgın bir rüzgar koşturup duruyor vadide
Terkisine atla kalbimin
Buralarda göçecek yer kalmadı
Murat Halıcı
Murat HALICI