yorumcu çoookk süper (uğurlu sayım 93)
Sıcak Afrikanın Siyah Ağıdı
Önce ellerinde İncil
Sonra omuzlarında tüfekle geldiler.
Evleri,ekinleri bizim olan topraklara
Uzak ülkelerin uğursuz insanları
Ne hakla geldiler anam
Ne hakla geldiler?
***
Allah bir dediler inanıverdik
Anlatmadılar kullar arasındaki farkı.
Zulüm üstüne zulüm yığdılar
Korku üstüne korku
Siyah derili insan öğüttü dur-durak bilmeden
Kurdukları medeniyet çarkı.
***
Misafir olmak, dost olmak dururken
Şart mıydı ellerinde silah olması?
Bizde de vardı iki el,iki ayak,iki göz
Bizimde yüreğimiz vardı,sevmesini bilirdik
Suç muydu derilerimizin siyah olması?
***
Dövdüler, vurdular, sürdüler
Öz çocuklarımızı öpüp koklayamadık.
Erkeklerimiz kadınsız, kadınlarımız kocasız kaldılar
Bize ait olan her şeyimizi
Yeni efendilerimiz aldılar
Namusumuzu bile saklayamadık.
***
Günü yok, ayı yok, yılı yok her zaman
Gökyüzünü kızıla boyadı akıttıkları kan
Köle yaptılar bizleri beyaz medeniyete
Götürdüler madenlerimizi, meyvelerimizi, çocuklarımızı
Ve işte onlardan geriye kalan:
Boş bir kilise
Taş bir kula
Bronz bir çan...
***
Gel bunları da götür gideceğin yerlere
Adaletsiz medeniyetin babası
Ölçüsü menfaat olan
Beyaz insan...
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:
Yürüyen, konuşan, yiyen doymayan
Kaç put sevdik, kaç put seçtik sayamam...
Toprakları kanımızla suladık
Kaç kuyuda ekin biçtik sayamam...
***
Hangi yaşta kaç slogan söyledik
Kaç mantara alkışçılık eyledik
Kaç dönemde kaç zindanı boyladık
Kaç sırtlana kucak açtık sayamam...
***
Nutukta büyüttü kurnazlar bizi
Ayakta uyuttu cambazlar bizi
Batıya peyledi papazlar bizi
Kaç kürsüden yalan içtik sayamam...
***
Kaç cehennem yaptık, kaç cennet yıktık
Gönül sarayına kaç maymun tıktık
Kendi göğsümüze kaç kurşun sıktık
Kaç tezada konup göçtük sayamam...
***
Kuruyan umutlar sönen hayaller
Kurtlar sofrasında yenen hayaller
Acıya, hüsrana dönen hayaller
Kaç dağdan denize uçtuk sayamam...
***
Devletliler çıkıp devlete kondu
Büyük putlar büyük servete kondu
Hak, hukuk, insanlık sepete kondu
Kaç meslekten! Korkup kaçtık sayamam...
***
Uymadı bir türlü başlar bedene
Yanaşmadık niçin ile nedene
Ne söyleyim. Çok sürü var güdene
Kaç berzaha girip geçtik sayamam...
Abdurrahim KARAKOÇ
Daha doğar doğmaz kundak içinde
Hoyrat bakışlarla vurulan benim
Hesapsız kitapsız bir halk içinde
Her saat hesabı sorulan benim...
***
Yastığım yaralı yorganım hasta
Duvarlar utanır, kapılar yasta
Dursam bulanırdım şişede, tasta
Çağlayan sellerde durulan benim...
***
Güneşim gurbete doğmaya gitti
Elim gırtlağımı boğmaya gitti
Emeğim, sevabım yağmaya gitti
Fikir beldesinden sürülen benim...
***
Dünyamı zalimler elimden aldı
Günlerim azapla işkence doldu
Umudum, hayalim uzakta kaldı
Cennete çarmıha gerilen benim...
***
Yad eller yangına yol açtığında
Bağlandım her ipin dolaştığında
Zulmün doruklara ulaştığında
Bil ki ölüp, ölüp dirilen benim...
***
Gün olur dostlarım ufkumu boğar
Gün olur çocuğum ruhumu soyar
Gün olur ellerim gözümü oyar
Aklı kütür, kütür kırılan benim...
Abdurrahim KARAKOÇ
Çileyi koklayıp gül niyetine
Zindana girersen beni de çağır
Sabrı, kanaati bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır
***
Bazen iki dünya sığar içime
Bazen iki güneş doğar içime
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan beni de çağır.
***
Dostların var ise divanelerden
Gözyaşın aktıysa minarelerden
Binlerce senelik viranelerden
Bir şeyler sorarsan beni de çağır
***
Ezelin ezelden öncesi vardı
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı
Zaman yumağına bizi kim sardı
Aklını yorarsan beni de çağır.
***
Dışarda göz yanar, içerde yürek
Taahhüt ehline tahammül gerek
Mazlum yarasına merhem diyerek
Gözyaşı sürersen beni de çağır.
Abdurrahim KARAKOÇ