Eğitim Sitesi

Sürgün Cezası Şiiri

Sürgün Cezası

Boşa değil, sana yaptığım sitem,

Rüzgârı saçını tarardı, her dem,

Güneşi seninle doğuyor, madem.

Bu şehri, ebedi terk edeceğim.



Gecem, ıssızlığa yol aldığında,

Sadece sen vardın, karanlığımda.

Sabahın o mahmur, aydınlığında,

Bu şehri, ebedi terk edeceğim.



Sen istesen, sana gönlüm yakardım,

Yıldızlardan, başına taç takardım.

Kendi sürgünümü, kendim çıkardım.

Bu şehri, ebedi terk edeceğim.



Son isteğim dedim, seher yeline,

Götür beni, sarsın ince beline.

Ne sana ulaştım, ne hayaline,

Bu şehri, ebedi terk edeceğim.



Gözlerim anlamsız, ufka dalacak.

İçime tarifsiz, korku salacak.

Buralarda, sen ve ah’ım kalacak.

Bu şehri, ebedi terk edeceğim.

Bu şehre bir daha dönmeyeceğim.



Saygılarımla



Mayıs_2009

Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri

  

bilinmez ii işte fazla

ii değil

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri:

Müşkülat

Aşk elinden köz misali, yanar ocağım külsüz.

Neye yarar güllerin, kokar mı hiç bülbülsüz.

Bazen kırağı çalar, bazen ayaz vursa da,

Gönlümde sıcaklığın, dertli ama müşkülsüz.





Şubat- 2009

Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Çıkmaz Sokak

Vura, vura, bin tür hal etsen beni.

Ötüşen bülbülken, lal etsen beni.

Ağulu, peteksiz bal etsen beni.

Utanır, bakamam senin yüzüne.



Meyvesiz ağaca, dal etsen beni.

Sofranın yanına, cal etsen beni.

Herkesin içinde, kal etsen beni.

İnan karşı koymam, senin sözüne.



Okyanusta, çürük sal etsen beni.

Züğürt tüccarlara, mal etsen beni.

Çirkinin omzuna, şal etsen beni.

Bil ki katlanırım, senin nazına.



Genç yaşta, sahipsiz dul etsen beni.

Yoksulun evine, çul etsen beni.

Devranın kuluna, kul etsen beni.

Yaslanırım yine, senin dizine.



Çıkmaz sokaklara, yol etsen beni.

Yırtılmış mintana, kol etsen beni.

Alemin sağına, sol etsen beni.

Çoğu tercih etmem, senin azına.



Kavrulan toprağa, bel etsen beni.

Issız vadilerde, sel etsen beni.

Zemheride esen, yel etsen beni.

Bükerim boynumu, senin özüne.



Kokusuz, yapraksız gül etsen beni.

Akşam güneşine, tül etsen beni.

Ateşte bırakıp, kül etsen beni.

Yakarken, üflemem senin közüne.



Vahası kurumuş, çöl etsen beni.

Bulanık, balıksız göl etsen beni.

Esir pazarında, köletsen beni.

Üzülme, görünmem senin gözüne.



Yetmez mi, bu kadar yalvarışa naz,

Geçen ömrün, geri dönüşü olmaz.

Son nefese kadar, rabbime niyaz,

Mahşerde rastlarım, belki izine.



Saygılarımla.



Ağustos_2009

Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Bebecik

Gün ağarmadan, bir çocuk doğuyordu

Çok uzaklarda

Medeniyetin ulaşamayacağı kadar yüksek

Yolun yetişemeyeceği kadar uzak

Fakir bir köy burası

Yaşamaya ilk adımını atarken

Yürekleri parçalarcasına

Onu bekleyen zorlukları bilir gibi

Kaderini kabullenmiş ağlıyordu bebecik

Zaten doğumu yada ağlaması

Kimse için önemli değildi ya

Daha birkaç günlükken

Sırtına bağlanmıştı anasının

Çalışmaya giderken tarlaya

Nasırlı elleriyle bağrına basardı anası

Kimi zaman

Kızgın güneşte emzirmek

Alnındaki terleri silmek için

Uğraşır dururdu gün boyu

Tarlada başlamıştı yürümeye bebecik

Yalınayak

Tarlaydı onun her şeyi

Oyun bahçesi,oyuncağı, okulu

Tüm dünyası tarlada şekilleniyordu

Şimdiden başlamıştı

Kıraç toprakla boğuşmaya

Bir akşam hastalanmıştı bebecik

İçindeki sefaleti,suskunluğu atmak ister gibi

Öksürüyordu boğulurcasına

Komşu kadınlar nane,ıhlamur deyip

İlaç hazırlarken kendilerince

Tarlaya gidemediği için

Sessizce ağlıyordu bebecik

Oyuncağı kırılmış çocuk misali

Kaderine isyan ediyordu gizlice

Başucunda hocaların okuması da

Fayda etmemişti bir türlü

Kasabaya inmeye karar verilirken

"belki fakiriz dersek doktor para almaz" diye

Umutlanıyordu anası

Yılların yorgunluğunu

Sefaleti,acıyı

Unutuvermişti bir anda

Gözlerinden süzülen yaşlarla

Akıvermişti sanki yaşamından

Gözyaşı bittiğinde

Aydınlanmıştı her taraf

Umut,çare dolmuştu

Tek göz odaya

Sabaha dek.

Oysa…

Gün ağarmadan o gece

Bir çocuk ölüyordu çok uzaklarda

Kavuşmadan gençliğine

Hayalleriyle,

Olmayan oyuncaklarıyla

Vedalaşmadan

Doktorun ulaşamayacağı kadar uzak

Yolsuz…

Okulsuz…

Ve..

Kapkaranlık …

Yaslı bir köy burası…


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Sürgün Cezası Şiiri